Biliyor musunuz, artık bizim de bir aile geleneğimiz var: Adana Havaalanına inen her misafiri uçaktan alır almaz ya bir paça ve işkembe salonuna (ama mumbar dolması ya da şırdan yedirmeye) ya da bir kebapçıya götürmek! Uzun yıllardan bu yana devam eden bu geleneğin amacı şok bir besin yüklemesi sayesinde kişinin nereye geldiğini bir an önce anlamasını sağlamaktır!
Çarşamba gecesi aramıza katılan kocam her seferinde olduğu gibi babam tarafından gecenin bir saatinde havaalanından alınıp, gereken yüklemenin yapılmasıyla birlikte kulakları uğuldayarak eve geldi. Pes edeceğini düşünmüştüm, ama ertesi gün hiç de hız kesmeye niyeti yoktu!
Ertesi gün haftasonu kahvaltısı gibi zengin bir kahvaltı sofrasında uzun uzun güzel havanın tadını çıkardık. İstanbul'un kapalı ve soğuk havasından sonra burada canımız sadece gerçek ilkbaharın tadını çıkarmak istiyordu. Kahve sefası bitti, gazete sefası başladı... O bitti sohbet eşliğinde kola ve ıvır zıvır sefası yapıldı... O bitti Soytarı'yla oynama seansı başladı derken öğleden sonrayı bulduk. Sonra şehre inip birkaç iş halletmemiz gerekti. Amerikan Pazarı'na uğrama, birkaç alışveriş molası, tadilat işi falan derken yine bir ya da bir buçuk saat içinde her işimizi halletmiştik. Bir önceki yazımda bahsettiğim Adana kolaylığı bu işte! Adana'da her şeyi yapmaya vaktiniz yetiyor!
Sonra acıkır gibi olduk, ama akşam kebap gecesi yapılacağı için fazla bir şey yemeyelim de doymayalım dedik. Tıkanmayacak şekilde bir şeyler atıştırmaya karar verdik. Şimdi aklınıza bir salata, bir dilim ekmek ve biraz peynir falan gibi hafif yiyecekler gelmiş olabilir. Ama burası Adana! O yüzden ara atıştırması olarak akşamın beşinde Bulvar Paça ve İşkembe Salonu'na oturuyoruz. Ve bu fikir Fahri Adanalı kocamdan çıkıyor!
Akşam üstü saat beşte erkekler birer porsiyon mumbar, biz kızlar ise hafif (!) olsun diye birer porsiyon tuzlama söylüyoruz. Tabi erkeklerin mumbar tabaklarından da birkaç çatal alıyoruz! Kocam üzerinde Amsterdam'dan aldığı "Vegetarian" tişörtünün önüne koyduğu mumbar tabağıyla tam bir çelişki abidesi gibi görünüyor! Ama tişörtüyle önündeki yemeğin uyumsuzluğunu düşünecek durumda değil şu anda. Lütfen rahatsız etmeyiniz! (Ayrıca kocam tabağına hırsla limon sıkarken bir yandan da yaşadığı hayal kırıklığını üzerinden atmaya çalışıyor. Çünkü şırdan yemek için geldi, ama şırdanın yalnızca Cuma ve Cumartesi geceleri çıktığını öğrenince çok bozuldu! Neyse ki mumbar da güzel bir telafi yerine geçti.)
Bulvar Paça'nın telefonu: 0-322-459 42 79
Adres: Mücahitler Bulvarı Kıray Apartmanı No:77/B Seyhan/Adana
Bu arada ufak bir parantez açarak Bulvar Paça'nın karşısındaki Mas Kebap'ın da havaalanı sonrası dürüm duraklarımızdan biri olduğunu belirtmeden geçmeyeyim.
Atıştırma olarak bunları yiyince evde her birimiz bir tarafa yığılıp kalıyoruz. Kotlar çıkarılıp, eşofman altları giyiliyor. Kahveler, sodalar içiliyor ve mide kebaba hazırlanıyor! Saat yedi buçuk gibi gitmeyi planladığımız kebapçı gecesini sekize alıyoruz. Bize katılacak olan arkadaşlarımıza da durumu haber veriyoruz. Ama kendimize gelip kebapçıya gitmemiz saat sekiz buçuğu buluyor. Gittiğimizde Burçak ve Nihat 'ı ağızlarından sular akarak aç bir şekilde yan masalara gelip giden kebapları izleyerek bizi beklerken buluyoruz. Yarı tok bir mideyle oturmamıza rağmen hem kokular hem de görüntüler midelerimizi yeniden harekete geçiriyor! Az sonra! :)
2 yorum:
Vallahi afiyet olsun. Sevdiğim yediğim şeyler değil ama eşim işkembecidir. Onunla işkembeciye gitmediğim için onu gerçekten sevmediğimi başıma kakar durur :)
Sevgiler.
:)) Bu da iyiymiş.. Oysa aranızdaki aşkı işkembeye endekslemeye ne gerek var di mi?!! O söyler bir tuzlama, sen söylersin bir mercimek çorba, gül gibi geçinir gidersiniz. :)) Gönül sohbet ister, çorba bahane! :)
Yorum Gönder