Milk

1930 ile 1978 yılları arasında yaşamış olan Amerikalı politikacı Harvey Milk'in hikayesini izledim geçenlerde. Kaliforniya'da cinsel tercihleri bilinerek belediye meclisine seçilen ilk eşcinsel olan Harvey Milk'i Sean Penn canlandırıyor ve bu rolüyle de bu seneki En İyi Erkek Oyuncu Oscarı'nı kapıyor. İzlerken bu ödülü fazlasıyla hak etmiş diye düşündüm.

İçinde yaşadıkları çevreye, sayıları destekçilerinden fazla olan köstekçilerine, en yakınları tarafından bile "farklı" ve "aykırı" görünmelerine aldırmadan davalarını sonuna kadar savunan ve hayallerinin peşinden koşan insanlara karşı sonsuz bir saygı duymuşumdur. Savundukları fikirleri onlar kadar ateşli bir şekilde desteklemediğim durumlarda bile yılmadan ve büyük bir cesaretle kendilerini ortaya koyma biçimlerini takdir ederim. (Bu arada merak eden varsa hemen belirteyim: insanların cinsel kimlikleriyle zerre kadar ilgilenmem! "İnsan" olmayı başardığı ve "insan" gibi yaşadığı sürece herkes nasıl mutlu oluyorsa, öyle yaşamalıdır diye düşünürüm.) İşte bu filmde de böyle bir direniş ve kimlik kabul ettirme mücadelesi anlatılıyor. Evet, biraz uzun anlatılıyor. Biraz da History Chanel belgeseli tadında bir anlatım var. Bu yüzden yer yer sıkılabilirsiniz. Uyarımı yaptıktan sonra, buna rağmen filmi beğendiğimi de söyleyeyim.

Gay haklarını savunan bir eylemci ve politikacı olan Harvey Milk, uzun çabalar sonrasında 1977'de idare meclisine seçilir ve Amerika'da ilk gay devlet adamı olarak tarihe geçer. Ne yazık ki bundan bir yıl sonra 48 yaşındaki ölümü, yaşamının doğal akışının sonu sayılabilecek bir ölüm olmaz. Harvey Milk ve şehrin valisi George Moscone, bir süre önce istifa etmiş fakat görevini geri isteyen bir diğer meclis üyesi Dan White'ın suikastine kurban giderek yaşamlarını kaybederler. Ama bu cesur adamın ardından yanan mumların haddi hesabı yoktur. Sokakları dolduran yüzbinlerce eşcinsel için hak arayışı çoktan başlamıştır. Harvey Milk ölse de gay haklarının savunucusu ve sembolü olarak tarihe geçmiştir.

Filmin bir yerinde Milk şöyle der:

“Bu sizin için sadece politika, bense hayatımı istiyorum.”

O 'tuhaf' ve 'farklı' ötekilere, bu açık, net ve son derece basit bakış açısıyla bakmak bu kadar zor olmamalı, ne dersiniz?

(Resmi buradan aldım.)

1 yorum:

Mehtap dedi ki...

İlgimi çekti benim de.izlemek isterim.sevgiler.