Bu Başka Bir "AŞK"

Uzun zamandır beni bu kadar içine alan bir kitap okumamışım dersem diğer kitaplarıma haksızlık etmiş olur muyum acaba? Elif Şafak'ın Aşk adlı romanından bahsediyorum. Tek kelimeyle muhteşemdi!

Oysa pembe kapağına, kapağın üzerindeki pembe kalp resmine ve kitabın adına bakarak önyargılara boğulmanın eşiğinde kalakaldım. Ya Siyah Süt'teki Elif Şafak ile ilgili görüşüm (pek bayılmamıştım!) ağır basacaktı ve kitabı almayacaktım ya da Bit Palas ve Baba ve Piç'in (ikisine de çok bayılmıştım!) hatrına yazara bir şans daha verecektim! Bir şans daha vermeyi seçtim. Vazgeçerim düşüncesiyle ilk kez arka kapağında yazan kısa tanıtım yazısını bile okumadan kitabı aldım!

Bu arada kocam da elindeki kitabı bitirip Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar kitabına başlamıştı. Meğer ikimiz de aynı anda Mevlana ve Şems-i Tebriz'in muhteşem ruhsal birlikteliklerinden yola çıkan romanlar seçmişiz. (Bu bizim de birbirimizin ruh eşi olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? Acaba İso'cumun Şems'i olabilir miyim? Ne dersin İso? :) )















Neyse.. Kitabı elimden bırakamadan bir solukta okudum. "Aşk" adlı romanın içindeki "Aşk Şeriatı" romanına aşık oldum. Mevlana ve Şems-i Tebriz'in yoldaşlıklarına, manevi zenginliklerine, bilgeliklerine, alçakgönüllülüklerine, açık fikirli ve açık yürekli olmalarına, birbirlerini tamamlamalarına hayran oldum. Mevlana hakkında edebiyat derslerinde öğrendiğimiz "tasavvuf edebiyatının en önemli eserlerinden Mesnevi'nin yazarı, büyük düşünür ve filozof, barış ve hoşgörü sembolü bir bilge" tanımının ve "Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün!" ya da "Gel, ne olursan ol gel!" sözlerinin dışında pek bir şey bilmeyecek kadar cahil olduğumu fark ettim. (Ve beni bu anlamda cahil hissettirdiği için Elif Şafak'a minnet duydum, çünkü Mevlana'nın öğretisi ile ilgili bir sürü şey okumak istediğime karar verdim.) 13. yüzyılda dindar olmaktan çok inançlı olmaya ve inancın insanın içinde olduğuna vurgu yapan yüce bir insanın bizim kültürümüzün bir parçası olmasından çok gurur duydum. Okudukça huzur buldum, zenginleştim, aydınlandım. Hiç bitmesin istediğim kitaplardan biri olmasına rağmen bir solukta bitirdim ve kalakaldım. Özellikle de anlam arayışında olduğum bir dönemde Şems'in kuralları adeta ilaç gibi geldi. Ruhum şifa buldu! (Şimdi kitabı en baştan itibaren tarayıp, Şems'in kırk kuralını bir deftere geçirmeyi düşünüyorum. Çok mutluyum, kitabı henüz rafa kaldırmıyorum yani...)

O yüzden sizler hemen kitapçıdan Aşk'ı alıp, okumaya başlıyorsunuz. Benim "yapılacaklar" listem ise aşağıda:

1) Güzel Türkçeleştirilmiş bir Mesnevi alınacak (annelere sorulacak, çünkü ikisinin de başucunda durduğunu biliyorum).

2) İlk fırsatta Şeb-i Aruz törenlerine gidilecek ve birkaç günlük bir Konya - Mevlana turu düzenlenecek (bu konuda da Dido'dan bilgi alınacak).

3) Elif Şafak'ın bir sonraki kitabı dört gözle beklenecek!

Ayrı bir not daha:

* Çok alakasız ama bu kitabı okurken içimden sık sık bu Mercan Dede & Ceza şarkısını dinlemek geldi. Bunu da eklemeden geçmeyeyim dedim.

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Kesinlikle sizi içinize alan bir kitap "Aşk". Okurken çok etkilenmiştim ve etkisi uzun süre kalmıştı.Hatırlattığınız için teşekkürler.

Benim Hayatim dedi ki...

Elif Şafak'ın bu kitabını, Baba ve Piç'i çok tahmin edilebilir ve sıradan bulduğumdan ve kitap için koparılan yaygaradan hoşlanmadığımdan okumayı düşünmüyordum. Ta ki senin bu güzel yorumuna ve Şems'in kurallarından bir kaçını öğrenene kadar :)

40 kuralı buraya da yazsan ne güzel olur.

Bay Tebrizi dedi ki...

Katılıyorum. Sadece yazıda bir kelime hatası olmus. ("typo" demedim bakınız...)

Şems sıfatı yanlış özne ile buluşmuş. Öyle değil mi Rumi hanım:)

Imge dedi ki...

Kitap Kurdu,

Bende de etkisi hâlâ devam ediyor... Üzerime bir dinginlik çöktü adeta..

Benim Hayatım,

Baba ve Piç de olmasa da bu kitapta ortak noktalarda buluşabiliriz bence.. Bir şans daha vermelisin Elif Şafak'a bence.. 40 kuralı da buraya yazmayayım da merak edip kitabı alın..:)

Bay Tebrizi,

Türkçeye gösterdiğiniz özen gözlerimi yaşarttı. Şemsinizden feyz almış gibisiniz sanki!! :))

Bak hayatım, açık konuşalım, her şey olabilirim, ama Rumi asla!!! Temel felsefesine aykırıyım çünkü: "Ne olursan ol gel" gibi hoşgörülü bir yaklaşım hiç bana göre değil biliyorsun. Ben daha çok "Mümkünse görüşmeyelim!!" ya da "Benden uzak dur!" yaklaşımını benimsiyorum..:))

Bayan Dağınık dedi ki...

mesnevi ile ilgili bende duymak isterim bende bir mesnevi okumak istiyorum ama güzel bir tane bulamadım. saygılar...hatice

Imge dedi ki...

Hatice,

Annemlerin okudukları Abdülbaki Gölpınarlı'nın Türkçeleştirdiği Mesnevi'ymiş. Ama daha sade dili olan bir Mesnevi daha varmış. Araştırmalarım devam edior..:)

Bivet dedi ki...

Aman tanrım ne kitap... Bir çırpıda bitiverdi...

Selamlar
B.

Imge dedi ki...

Bivet,

Kesinlikle! Ve her satırıyla tüylerimi diken diken etti!

Mehtap dedi ki...

İmgeciğim bende güncel kitapları geriden takip edebiliyorum çünkü evde de okunacak o kadar çok kitap var ki,ya da biryerlerden yeni kitaplar geliyor.o an elimdeki kitap yeni bitmiş oluyor,hadiii ona başlıyorum.velhasıl bende henüz yeni bitirdim aşk'ı ve bende bayağı bir aşk kitabı sanmıştım.Ama ilahi aşk ve mevlana ve şems tebirizi ve ella ve aziz zahara.bunlar arasında hiç sıkılmadan gidip geldim.hala bende etkisindeyim.bende ilk fırsatta birşeyler yazmak istiyorum kitap hakkında.Şu an ise elif şafak'ın ARAF'ı okuyorum.güzel gibi ama bitirmeden birşey söyleyemeyeceğim.sevgiler canım çok öpüyorum.

Imge dedi ki...

MEhtap,

Araf'la ilgili yorumlarını merak ediyorum. BEn biraz zorlanarak okumuştum ve çok beğenmemiştim diye hatırlıyorum çünkü..