Tam da tatil öncesi alıp okuduğum bu kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum, ama zamanlama konusunda benden daha akıllıca davranmalısınız. Bu kitap asla bir tatil öncesi kitabı değil, tatil kitabı değil ve hatta yaz kitabı da değil. Aslında zaten Amin Maalouf'un da hiçbir zaman "light" bir yazar olmadığını biliyoruz. Kitabın adı "Çivisi Çıkmış Dünya - Uygarlıklarımız Tükendiğinde". Yani aslında kendim ettim kendim buldum. Şu güzel havalarda, içim cıvıl cıvılken, dünya umurumda değilken (!) böyle bir kitabı okumayı seçtim ve bunaldım!
Şaka bir yana, Lübnan doğumlu ve yıllardır Paris'te yaşayan, ekonomi ve toplumbilim okumuş bir gazeteci-yazar olan Amin Maalouf'un dünyanın gidişatıyla ilgili görüşleri gerçekten de okunmaya değer. Hem Doğulu hem de Batılı bakış açısıyla bizlere sunduğu yorumu olabildiğince tarafsız ve fazlasıyla gerçekçi (dolayısıyla fazlasıyla acı!).
Kitapta genel olarak Amerikan politikaları, Arap ülkelerindeki genel durum, Avrupa Birliği gibi ekonomik ve siyasi konuların yanı sıra küresel ısınma, doğal felaketler ve enerji kaynakları gibi tüm dünyayı ilgilendiren konular da yer alıyor.
Türkiye ve Atatürk konusuna da değinen yazar, siyasette dinin kendisinin bir amaç olmadığından, yalnızca düşüncelerden biri olduğundan bahsediyor. Dolayısıyla meşruiyetin en inançlı olana değil, mücadelesi halkınkiyle aynı olana verileceğini söylüyor. İşte Atatürk'ün farkının ortaya çıktığı nokta da tam olarak bu! Ayrıca Amin Maalouf, Doğu'da Atatürk'ün bir yandan Avrupalılara karşı mücadele verirken bir yandan da Türkiye'yi Avrupalılaştırmayı düşünmesini bir çelişki olarak düşünen insan sayısının çok az olduğundan bahsediyor. Bunun nedeninin ise Atatürk'ün herhangi bir tarafa karşı savaş vermemiş olması olduğunu söylüyor. "O, bir yerli olarak değil, diğer herkesle eşit bir insan olarak saygı görmek adına mücadele etmiştir ve halkına haysiyetini geri vermiştir." Şahsen bu satırları okurken Atatürk'ün ülkemin kurucusu olmasından, ulu önderim olmasından ve benim ben olabilmemi sağladığından dolayı bir kez daha gurur duydum.
Kitapta "ötekilere" karşı yapılan ayrımcılığın tehlikelerinden, Arap alemindeki manevi bilinç eksikliğinden, Batı'da ise manevi bilinci bir egemenlik aracına dönüştürme eğiliminin yarattığı olumsuzluklardan, hoşgörüsüzlükten, çıkarcı politikalardan çarpıcı örneklerle bahsediliyor. (Arap aleminin bin yıl önce hoşgörebildiği birtakım şeylere bugün tahammül edememesi gibi. Örneğin, Kahire'de 1930'da yayımlanan bazı kitapların bugün dine aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklanması. Ya da 9. yüzyılda Bağdat'ta Abbasi halifesinin huzurunda Kuran üzerinde tartışmalar yapılabilirken bugün pek çok İslam şehrinde ve hatta üniversitelerinde bile bunun düşünülemez bir hale gelmesinden söz ediliyor.)
Kısacası dünyanın durumuna genel bakış anlamında herkese çok şey katacağını düşündüğüm bir kitap. Ve müjde:
Gördüğünüz gibi Temmuz ayı boyunca Amin Maalouf kitaplarını YKY'den %25 indirimle alabilirsiniz. Henüz okumamış olanlara Semerkant ve Doğunun Limanları kitaplarını da öneriyorum.
Ama unutmayın: Kitapları Temmuz ayında alsanız bile Ekim sonundan önce okumaya başlamayın! Güneşli havalarda içimize kara bulutlar çökertmenin alemi yok, değil mi? :)
4 yorum:
Teşekkürler tanıtım ve paylaşım için. İndirimden de haberim yoktu, iyi oldu, hemen satın alacağım. Zaten istediğim kitaplardı. Tekrar sagolun.
En sevdiğim yazardır. Doğunun Limanlarıyla başladım ve tüm kitaplarını okudum. En sevdiğim kitabı Semerkant'dır. Kitap indirimleri biz okurlar için iyi bir fırsat. Sevgiyle
Benim de Auster ile beraber en sevdiğim yazardır. Hemen hemen tüm kitaplarını okudum bu kitabını da alıp 10-15 sayfa başlamışım ama iç karartıcı diyorsan başka bir kitaba devam edeyim :)
Kitap Kurdu,
Bir kitap kurdunun böyle bir yazıdan ve indirim haberlerinden keyif aldığını görmek pek de şaşırtıcı olmadı benim için..:)
Lale,
Evet, Temmuz ayı indirim fırsatını kaçırmamak gerek.. Sevgiler..
Ata,
Valla ben diyeceğimi dedim sanırım.. Daha fazlasına gerek yok bence! Karar senin..:)
Yorum Gönder