Cuma akşamı tiyatroya gitmek için Dido ve Ongun'la buluştuk. Deja vu! Geçen haftaki planın aynısını bu kez Cuma akşamı gerçekleştirdik, ama tek bir farkla: bu kez tiyatrodan önceki kısmını kısa, sonraki kısmını ise beklenmedik kadar uzun tuttuk. Tiyatro çıkışı Şarabi'nin alt katında bir masaya kurulduk ve inanılmaz keyifli bir gece geçirdik. Çok güzel bir sohbet oldu. Daha doğrusu galiba olay biraz benim Dido'yla (ve Ongun'la) röportajıma dönüştü ya neyse. Konuyu dağıtmayayım. Ben size bu hafta sonunun iki önemli lezzet keşfinden kısaca bahsetmek için geldim buraya.
Dido ve Ongun Kumbaracı50'deki oyuna gitmeden önce hızlıca bir yemek için Ara Kafe'yi tercih etmişlerdi. İso ve ben yemek yemeyecektik, ama Beyoğlu'na gidince biz de onlara katılmak üzere sözleştik. Ara Kafe, Ara Güler'in atölyesinin altında açtığı, lezzetli yemekleri, güleryüzlü garsonları, hızlı servisi olan şirin bir kafe. Galatasaray Lisesi'nin yanında Yapı Kredi Yayınları'nın arkasındaki ara sokakta yer alan bu şirin kafeyi yaz kış tercih edebilirsiniz.
Canım tatlı istediği için ya sıcak çikolata ya da soğuk kahveli kremalı karışımlardan birini almayı düşündüm, ama sonra vazgeçtim. Tiyatroya giderken Starbucks'tan karamel frapuccino almaya karar verdim, çünkü genellikle kahve zincirleri haricindeki yerlerde söylediğim bu tür içecekler pek bir şeye benzemiyorlar. Ama İso'cum her zamanki gibi menüye baktı ve gözüne en değişik gelen şeyi söylemeye karar verdi: Meksika usulü sıcak çikolata! Masamıza bakan kız da "süper bir seçim yaptınız, çok güzeldir, biraz acılıdır, erimiş bitter çikolata gibidir, vs..." diye vurgulamasına rağmen ben hiç kulak asmadım ve kendimi İso'cumla dalga geçmeye hazırladım. (Çünkü genelde İso, menüdeki en değişik şeyi söyler ve genellikle garsonlar bile o yiyeceğin o menüde olduğunu unutmuşlardır, son on yıldır kimse böyle bir sipariş vermemiştir, şefe sipariş gittiğinde ise mutfakta muhtemelen şöyle bir sohbet döner: "Tembel herifler, size şu abuk subuk yemeği çıkarın menüden demiştim. Bir satır silmediniz diye başıma gelene bak! ne yapacağım ben şimdi!" Siparişi ileten garsonlar "Abi, sen aslansın kaplansın, halledersin" diyip sıvışırlar. Şefimiz de doğaçlama bir şeyler ortaya koyarak menüde yazan şeye uygun bir şekilde kendisini ifade etmeye çalışır. Sonuçta bizi bekleyen şey ise bir hüsrandır!)
Ama İso'cumun Meksika usulü sıcak çikolatası gelir gelmez bir yudum alıp da bu muhteşem şeyin tadına baktığımda gözlerim parladı! Hemen ben de bir tane söylemeye karar verdim. Yüzümdeki ifadeyi gören Dido ise tadına bile bakmadan, "garsonu kaçırırız da bir daha sipariş veremeyiz, o zaman ne olur halimiz, mazallah" gibi bir tavırla neredeyse ayağa fırlayarak el kol işaretleriyle siparişimizi verdi. :) Ben böyle bir sıcak çikolata hayatımda içmedim. Gerçekten süper bir lezzetti. Kış günlerinin vazgeçilmez Beyoğlu klasiği olmaya aday bir içecek olduğunu söyleyebilirim. İçtikçe ısındık, hareketlendik, yüzlerimiz renklendi ve durduk yerde pek bir mutlu olduk!! Siz de kesinlikle denemelisiniz. Yüzünüze yayılan o gevşek sırıtış ile birlikte de beni hatırlayın, olur mu? :)
İkinci lezzet önerim ise Metrocity'de yeni açılan Cinnabon'un tarçınlı ruloları olacak. 1985'te Seattle'da kurulan Cinnabon, artık pek çok eyalette ve 30'un üzerinde ülkede bulunan dünya çapında bir marka durumuna gelmiş. Gözünüzün önünde taptaze pişirilen bu nefis rulolarda dünyanın en kaliteli tarçını olarak bilinen Endonezya 'dan getirtilen Makara tarçını kullanılıyormuş. Bir süredir Metrocity'de gözüme çarpan, ama kocacım sayesinde denediğim bu muhteşem lezzeti de sizlerle paylaşmak istedim. Kahvenin yanında süper giden bir tatlı olduğunu söyleyeyim. Favorim ise Caramel Pecanbon oldu. Karamel soslu ve bol cevizli! Hımmm, süper!! (Umarım yanılırım ama Cinnabon'un Türkiye macerası pek de uzun ömürlü olmayabilir gibi geldi bana, çünkü vitrininin albenisi pek yüksek değil, tanıtımı iyi yapılmıyor, biz oradayken bile bunun ne olduğunu soranlara "tarçınlı donut gibi bir şey işte" falan denildiğini duyduk. O yüzden yiyebildiğiniz kadar yiyin bence! :) )
Neyse, bu lezzet deneyimlerinden sonra ne yapıyoruz? Elbette bir dahaki hafta sonuna kadar rejime giriyoruz! Bir de yenilikçi kocamıza kocaman teşekkürlerimizi göndermeyi unutmuyoruz! Teşekkürler, İso'cuuuumm!!! :)
12 yorum:
Cinnabon'a ben de gitmek istiyorum, dün Metrocity'de olmama rağmen tamamen aklımdan çıkmış :(
Ya hala tadı damağımda ya Meksika usulü afrodizyak(ğ)ın :)İçince nası bi aşka geldik, coştuk, eğlendik :) Böle çenemiz falan düştü.. arada gideriz kesin..hatta her kumbaracıdan önce..
Ata,
Bir dahaki sefere mutlaka denemelisin..
Didooo,
Afrodizyak derken?? :) Hımm, sende öyle de bir etki yaptı demek? :)))
Yok beeee :)) Hani çıkışta bi anda deli gibi güldük falan ya ondan dedim öle :).. Bu arada garson kıza zıplayarak "BAKAR MISINIIIIIZ" dememi hatırladıkça hala kopuyorum yaa :)))
Evet yaa..:)) Sen ciddi bir korku yaşadın orada, fark ettim..:)))
Vay be demek oyle...Simdiye kadar yaptigim secimlerin kac tanesi alkış aldı kaç tanesi tu kaka oldu diye bir oran yapsak tu kaka olanlar bir elin parmağını geçmez ama ne diyelim canin sagolsun güzelim:) Bir tek yalnış seçim hatırlıyorum oda 10 yıl falan önceydi, "Sümbül hanım usulü yahni" miydi neydi o yağda yüzen ve et taklidi yapan yanık partiküller...:)) Ama teşbih ve kafa sesleri süper olmuş...Opuyorum:)
Canım İsocum benim..Her zaman bütün alkışlarım sana... :))
(Maşallah, sayende tatmadığımız lezzet kalmadı. Bu göbiş seninle gurur duyuyor!! :) )
Biz de cumartesi Beyoğlu günü yaptık. Bu sefer Ara Cafe'ye uğramadık ama seviyorum orayı:)
Ayşe,
Cumartesi Beyoğlu yaparak son derece cesur bir harekete imza atmışsınız. Tebrik ediyorum sizi..:)
Meksika usülü Sıcak Çikolata'yı hiçbir Starbucks'ta bulamadım bu arada :/
Ata,
Bulamazsın tabi ki, çünkü kendisi Ara Kafe'de bulunuyor..:)) Cık cık cık, olmadı şimdi, yazım dikkatli okunmamış demek! :)
Ya o kadar da dikkatlice okudum halbuki Starbucks'ta yok bu yahu diyerek. Sonra fark ettim ki menüye baktı derken Ara Cafe'deki menüyü kastetmişsin :)
Yorum Gönder