Haftanın Filmleri

Bu hafta iki film önerisiyle karşınızdayım. İlkini zaten bir süredir "öneri" köşesinde, yani sağ üst köşede görüyorsunuz: Julie & Julia. Gerçek yaşam öyküsünden yola çıkan harika bir film. Hatta biri diğerinden fazlasıyla esinlenen iki gerçek yaşamı ele aldığını da söyleyebiliriz. Julia Child, Amerikan hükümeti tarafından görevli olarak Paris'e atanan kocası ile birlikte uzun yıllar burada yaşar ve önceleri hobi olarak daha sonra profesyonelce Fransız mutfağı ile ilgilenmeye başlar. Pek çok zorluklara rağmen kitaplar yayınlamayı ve Amerikalılara yemek pişirmeyi öğretme misyonuna uygun TV programları hazırlamayı başarır. En bilinen kitabı Mastering the Art of French Cooking (Fransız Yemek Pişirme Sanatında Ustalaşmak) 1961'de yayımlandı. En sonunda 2000 yılında Fransa tarafından Legion d'Honneur nişanı, 2003 yılında ise ABD tarafından Başkanlık Özgürlük Madalyası ile ödüllendirilir. (Bu bilgilerin çoğunu ve Julia Child'ın resmini Vikipedi'den aldım.) Bu uzun (hatta uzun ne kelime, upuzun!), karakteristik bir ses tonuna sahip, hırslı ve eğlenceli kadını Meryl Strep canlandırıyor. İşte size filmi izlemeniz için yeterli bir neden! Meryl Streep'in ses tonuyla, giysileriyle, tavırlarıyla, saçıyla başıyla, kısacası her şeyiyle nasıl Julia Child olduğunu görmelisiniz.

Julie Powell ise daha günümüzden bir örnek. Bir çağrı merkezinde çalışan '73 doğumlu genç bir kadın. Yaşamına renk katmak için ne yapayım derken Julia Child'ın yemek kitabındaki tariflerin hepsini bir yılda pişirmeye ve bir blog açarak sonuçları oradan paylaşmaya karar veriyor. 365 günde 524 tarif projesiyle yola çıkan Julie'nin azmini takdir edeceksiniz. Ve her zaman inandığım gibi "gerçekten sevdiğiniz ve istediğiniz bir işe gerçekten emek harcarsanız bunun maddi ve manevi karşılığını mutlaka alırsınız" fikrimi doğrulayan bir yaşam öyküsü var. Amy Adams'ın da bu role çok yakıştığını söylemeliyim.















Film iki saat sürüyor. Erkek izleyicilerin biraz sıkılabileceklerini not düşeyim. Ya da bizim evin erkeği filmi biraz fazla uzun buldu demem daha doğru olacaktır. :) Ama ben çok severek izledim. İşin içinde yemek var, blog var, hayata renk katma çabasında iki kadın var, Meryl Streep var, daha ne olsun değil mi! Tavsiye ediyorum!

İkinci film ise Precious: Acı Bir Hayat Hikayesi. Adı üstünde gerçekten çok acı bir hayat hikayesiyle karşılaşacağınız bu film Harlem'de geçiyor. Precious rolündeki Gabourey 'Gabby' Sidibe bu sene kadın oyuncu Oscar'ına aday gösterilmiş. Neredeyse Requiem for a Dream'de olduğu kadar üzüntüden boğazımın düğümlendiği ve sinirden rengimin attığı bu filmde Harlem'de yoksulluk içinde yaşayan on yedi yaşında, obez bir genç kızın hikayesi anlatılıyor. Aile içi şiddet, uyuşturucu, ensest, sevgisizlik, yokluk ve ilgisizlik içinde yetişen (ironik bir isme sahip) Precious, okuldan atıldıktan sonra önüne çıkan bir fırsatı değerlendirerek alternatif eğitim alabileceği bir okula yazılıyor ve belki de bu sayede yaşamında bir umut ışığı doğuyor. Yine de umutlu anlara kendinizi fazla kaptırmayın derim, zira her biri dakikalar içinde adeta bir tokat gibi yüzünüze inerek aslında nasıl bir hayat hikayesinin içinde olduğunuzu size hatırlatacaktır. Ben çok üzülerek ve çok etkilenerek izledim bu filmi. Hayata ne kadar eksilerden başlayan ne çok insan olduğunu düşündüm ve o hayatlarda bile bakış açısının her şeyi olmasa bile birçok şeyi ne kadar değiştirebileceğini... Filmin afişinde de gördüğünüz gibi "en uzun seyahat bile bir adımla başlar." Bu arada filmde süpriz isimler de olduğunu söyleyeyim. Örneğin yakışıklı erkek hemşire rolünde Lenny Kravitz ve sosyal yardım uzmanı rolünde ise Mariah Carey sizleri bekliyor olacaklar. Mart'ın ilk haftası vizyona girecek olan bu filmi sinir içinde izleyecek olsanız bile kaçırmayın!

İyi seyirler...

5 yorum:

Syhn dedi ki...

Julie/julia yı zilediğimde çok begenmiştim merly streep harika değil de ne?
bloggerlar hele kesinlikle izlemli değil mi? :)
diğer filmide izlemek isterim..

defne dedi ki...

precious kısmını okudum sadece itiraf ediyorum. erkek hemşireye hemşir diyorlarmış, hastanede öğrendim, yazayım dedim, çog komik :)

Imge dedi ki...

Syhn,

Meryl Streep'e zaten bayılırım, ama bu flimde ayrıca bayıldım.. Ne kadar başarılı canlandırmış o karakteri..

Diğer filmi ruh halinin sağlam olduğu bir gün izlemeni tavsiye ederim bu arada..:)

Defne,

Hemşir mi?? İlk kez duydum böyle bir şey..:) Doktor yakını olarak hemen bu konuyu yakından araştırayım bakalım..:))

Ayşe Şakarcan dedi ki...

Julie&Julia'yı izlemeyen bir ben kaldım herhalde:)Bir arkadaşım görüntü kötü dedi. orijinal dvd'sinin çıkmasını bekliyorum. Seninkinin görüntüsü nasıldı?

Imge dedi ki...

Benimkinin görüntüsü gayet iyiydi Ayşe, ama "izlemeyen bir ben kaldım" diye üzülme, çünkü senden daha kötü durumda olanlar da var burada..Ben hâlâ Avatar'ı izlemedim mesela..:)