Veda

Öncelikle filmi beğenen grupta olduğumu belirteyim. Atatürk ile ilgili yapılan işlere büyük bir heyecanla ve olumlu önyargıyla yaklaşırım ve böyle bir dehaya sahip bir ülke olarak onu anlatan sanat eserleri açısından oldukça kısır olduğumuzu düşünürüm. Neyse ki artık bu tür işler ehil eller tarafından yapılmaya başlandı. Yaklaşık iki hafta sonra da yine çok başarılı bir yapım olacağını düşündüğüm Dersimiz Atatürk vizyona girecek. Onu da merakla bekliyorum.

Veda filmini "tam kapsamlı bir Atatürk filmi" olarak görmenin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Zaten böyle bir filmi çekmek mümkün olur mu bilmiyorum. Atatürk'ün askerlik hayatı, siyasi hayatı, savaşları, gerçekleştirdiği sosyal devrimler, liderliği ve ileri görüşlülüğüne dair örnekler, özel ilişkileri ve dost meclislerinin tamamı anlatılmaya kalkılsa kaç saatlik bir film çıkardı acaba? Bu yazdıklarımın tamamını bir filmde görmeyi bekleyenlerin durmadan hayal kırıklığına uğrayabileceklerini söylemeliyim. (Bunları filmlerden değil kitaplardan öğrenmemiz gerekiyor bence.) Yine de buna rağmen filmde Atatürk'ün bu sözünü ettiğim yönlerinin hepsine dair izler bulmak da mümkündü.

Veda filmi Atatürk'ün altı yaşından beri dostu, can yoldaşı, yardımcısı, yaveri olan Salih Bozok'un gözünden anlatılmış bir Atatürk hikayesi. Atatürk ölüm döşeğindeyken Salih Bozok'un gözünde onunla ilgili canlanan anıları, çocukluktan beri birlikte yaşadıkları, kendince ona ettiği ihanetler canlanıyor ve 10 Kasım sabahı Dolmabahçe'de Ata'nın yatak odası ile o günler arasında film boyunca sürecek bir yolculuk başlıyor.














Zülfü Livaneli imzası her sahnesinden belli olan filmin çok özenli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Oyuncuların seçiminden makyaja, dekor ve kostümlere, filme dahil edilen hikayelere ve konuşmalara kadar her şey çok başarılı olmuştu. Atatürk'ün dört ayrı dönemini canlandıran oyuncuların hepsi de çok başarılılardı. Sinan Tuzcu, Ali Rıza Bey rolüne de tam oturmuştu. Salih Bozok'un makyajının biraz fazla kaçmış olduğunu düşünüyorum. Oğlunu canlandıran çocuk da filmin en başarısız oyuncusu olarak dikkatimi çekenler arasında. Atatürk'ün yaşamındaki önemli kadınlar olan annesi Zübeyde Hanım, Fikriye ve Latife Hanım tiplemeleri bence çok güzeldi.

Eleştirilerime gelince: müzik unsuru biraz eksik gibiydi. Yani fragmanındaki müzik ve görüntü bütünlüğü çok etkili olmasına rağmen filmdeki müzik kullanımı biraz yetersiz kalmış gibi geldi bana. Salih Bozok'un makyajı ve oğlundan önceki pargrafta bahsetmiştim. Bir de kurtuluş mücadelemizi anlatan yalnızca Çanakkale Savaşı görüntüleri vardı. Sonra İzmir'e girildi ve sonra zaten Cumhuriyet kurulmuş ve devrimler gerçekleştirilmişti. En azından Cumhuriyet'in ilanına ilişkin bir sahne de olabilirdi. Bir de Atatürk'ün Fikriye öksürdükten sonra mendiline bulaşan kanı gördükten sonra "Neden söylemedin bunu bana? Senin ablan da veremden ölmüştü zaten," dediği sahneyi biraz yadırgadım. Oradaki replik olmamış, dalga geçer gibi bir hava oluşmuş (ki salonda da kıkırdaşmalar oldu o sahnede).

Ama daha önce de dediğim gibi genel anlamda çok beğendiğim, özenildiği, emek verildiği, severek yapıldığı çok belli olan bir film olduğunu söylemeliyim. Olumlu ya da olumsuz eleştirilere kulaklarınızı tıkayıp gitmeli ve kesinlikle bu filmi görmelisiniz. Başta Zülfü Livaneli olmak üzere tüm Veda ekibinin ellerine, emeğine ve yüreğine sağlık diyorum.

Bu arada ben birçok insanın da o beklediği "destansı kahramalık filmini" bulamadığı için hayal kırıklığı yaşadığını düşünüyorum. Aslında ben de bir savaş kahramanı olarak Atatürk 'ün ve Kurtuluş Savaşı'mızın anlatıldığı bir filmin çekilmesini çok istiyorum. Hayal ürünü olan kahramanlık filmlerini bile ne kadar heyecanla izlediğimizi bir düşünün. Bizler gerçek bir kahramana ve muhteşem bir destana sahip olduğumuza göre kim bilir böyle bir proje hepimiz için ne kadar heyecan verici olur. Çanakkale Savaşı'ndan Cumhuriyet'in ilanına kadar olan yaklaşık sekiz yıllık bir süreci anlatan bir dönem filmi harika olmaz mı sizce de? Bence önce Veda'nın oynadığı salonları doldurarak bu ekibe bol bol para kazandıralım, sonra da sıradaki Atatürk filmiyle ilgili beklentilerimizi iletelim onlara (ve ilgilenebilecek diğerlerine). Atatürk anlatmakla biter mi dersiniz? Keşke O'nun yaşamının farklı kesitlerini farklı gözlerden anlatan 100 tane film çekilse de 101. filmle ilgili beklentilerimizi yazsak...

İyi seyirler.

2 yorum:

berna dedi ki...

Filimi izledim ama biraz hayalkırıklığına uğradım.Evet emek var ama çok özenilmemiş bazı sahneler komik düşmüştü çok basit düşmüştü.Ata nın oynadiği zeybek te fiyaskoydu.Sanki aceleyle çekilmiş izlenimi verdi bana. Ben üzülerek ayrıldım acemice buldum açıkcası daha özenip daha güzel sahneler çekilebilirdi...

Imge dedi ki...

Berna,

Zeybek değil ama birkaç sahne benim de gözüme battı diyebilirim. Ama sanırım çok büyük bir beklentiyle gittiğimiz için böyle oluyor (ki söz konusu Atatürk ile ilgili bir film olduğunda çok büyük beklentilerimiz olmasını da normal buluyorum). Yine de özenilmiş bir çalışma olduğu için fazla not kırmadım.:)