Bizantion'dan İstanbul'a - Bir Başkentin 8000 Yılı'nı keşfetmek için Sabancı Müzesi'ne gitmeye ne dersiniz? Ama zaman daralıyor, haberiniz olsun. Aslında bu serginin çoktan bitmiş olması gerekiyordu, ama 26 Eylül'e kadar uzatıldı. Biz de uzun zamandan sonra bayram tatilini İstanbul'da geçirmenin nimetlerinden yararlanarak Cuma sabahı Mehtap'ta kahvaltımızı yaptıktan sonra kendimizi Atlı Köşk'e attık. Hem de fikir İso'cumdan çıktı!
Sanırım tatil öncesinde sırayla okuduğumuz Ahmet Ümit'in İstanbul Hatırası romanı da dikkatimizi sergiye çekmekte etkili olmuştu. Ellerinde değişik dönemlerde İstanbul'da hüküm sürmüş hükümdarların sikkeleriyle İstanbul'un tarih fışkıran değişik noktalarında ölü bulunan yedi kişinin ne uğruna öldürüldüğünü öğrenmek için sayfalar arasında hızla ilerlerken İstanbul tarihiyle ilgili de pek çok yeni bilgi (ve bilmediğimiz ne kadar çok şey olduğunu) öğrenmek gerçekten heyecan vericiydi. Ahmet Ümit'in bu romanındaki İstanbul'u gezdiren günübirlik turlar düzenlenmesinin süper bir fikir olacağını düşündüm hatta. Sırasıyla cinayetlerin işlendiği noktalara gidilecek ve ilgili dönem hakkında bilgiler edinilecek, o döneme ait kalıntılar görülecek, vs. Güzel olmaz mıydı sizce de? Mesela Körler Ülkesi Kalkedon'u biliyor musunuz? Aslında bildiğiniz Kadıköy'den bahsediyorum. Neden Körler Ülkesi olduğuna gelince, tam karşısındaki nefis Sarayburnu'nu görmeyip de oraya yerleşen insanların ancak kör olabilecekleri düşünülmüş de ondan! Anadolu Yakası aşıkları kızmasınlar ama ben de kendilerini biraz Kalkedonlu olarak gördüğümü söylemek istiyorum. :)
Gelelim sergiye. İstanbul’un 8000 yıllık tarihinin sergilendiği SSM'de 500’ü aşkın eser bulunuyor. Ve gerçekten yanlış duymadınız: bunların birkaç tanesi M.Ö. 6000'li yıllardan kalma! Yurtdışından 39, Türkiye’den 19 olmak üzere toplam 58 müzeden seçilen eserler Bizans, Doğu Roma, Yunan, Osmanlı zamanlarındaki İstanbul'daki yaşamlar hakkında bize bir fikir veriyor. Değişik kültürlere ait takılar, el yazmaları, giysiler, çanak-çömlekler, rölükler, sütun başlıkları, heykeller, tablolar, amforalar gerçekten çok etkileyici. Sergide fotoğraf çekmenin yasak olduğunu belirteyim. Bir fikir edinmek için SSM'nin web sayfasındaki Sergiden Seçmeler bölümüne göz atabilirsiniz, ama müzede çok daha fazlasını bulacağınıza garanti veririm.
Benim en ilgimi çeken kısım (sanırım tarih bilgileri açısından da daha aşina olduğum için) Osmanlılar dönemine ait eserlerdi. Kanuni ve Fatih'e ait savaş giysileri, buhurdanlar, sorguçlar, at başlıkları, fermanlar, şamdanlar, kılıçlar görülmeye değerdi doğrusu. İstanbul'un yirmi iki kubbesinin kubbe şeklinde ekrana yansıtıldığı kubbe altı da güzel düşünülmüştü. Sergiyi gezdikten sonra bu da dahil şimdiye kadar düzenlenen tüm sergilerin kitaplarını satın alabileceğiniz müze dükkanına uğramayı da unutmamalısınız. Biz özenle hazırlanmış, 512 sayfalık Efsane İstanbul kitabımızı aldık. Eee, İmparatorluklar Başkenti'nde yaşamak kolay değil, sorumluluklarımız var elbette. Ve bunlardan ilki de onu çok iyi tanımak. 26 Eylül'e kadar bir fırsat yaratıp bu güzel sergiyi gezmenizi öneririm. Pazartesi günü kapalı olan müzenin ziyaret saatleri aşağıdaki gibidir:
Salı, Perşembe, Cuma ve Pazar: 10.00-18.00; Çarşamba ve Cumartesi: 10.00-22.00
İstanbul'un tadını doyasıya çıkarmanız dileğiyle...
4 yorum:
SSM'deki birbirinden özel sergileri kaçırmamaya çalışıyorum..Bu güzel sergi de 26 eylül'e kadar uzatıldı diye rahat davrandım aslında..en kısa zamanda sergiyi gezeceğim.inşallah sergide flaşsız fotoğraf çekebiliyoruzdur.enson venedik-istanbul sergisinde izin vermemişlerdi.bu güzel paylaşımınız için teşekkürler,sevgiler..
Selma Er,
Ne yazık ki SSM'nin pek çok sergisinde olduğu gibi bu sergisinde de fotoğraf çekmek yasak. Ama sergi kataloğunu alarak sergiyi evinize getirebilirsiniz. :) İyi gezmeler..
evet dediğin kadar güzel bi kitaptı İstanbul hatırası.. o müzeyi de gezmek isterdim ama, yetişemiyorum henüz istanbula :)
sevgiler imgecim
Gizemcim,
İstanbul'a yetişmek zaten zor, bir de senin durumunda kesinlikle daha da zor!! :) Koşturmacanı tahmin edebiliyorum. Azıcık daha sabret gelin hanım, sonrasında İstanbul senin nasılsa. :) Öptüm çok.
Yorum Gönder