Past Present Future

Avrupa’nın en büyük kurum koleksiyonlarından UniCredit Sanat Koleksiyonu ve Yapı Kredi Sanat Koleksiyonu’ndan seçilen eserleri İstanbul’a getiren "Past Present Future" sergisindeyiz bu kez. Bu kez sergiyi gezebilmek için bol bol zamanınız var, çünkü serginin bitiş tarihi 7 Ocak 2011. Ayrıca YKY Kültür'ün Facebook sayfasını takip edip saatlerini öğrenerek rehberli bir sergi turu da yapabilirsiniz.













Sergide yedi bölüm bulunuyor: "Geometri Üzerine", "Yüz Yüze", "Klasik Üzerine", "Metropolis", "Arzu Nesneleri", "Beden Dili" ve "Yüce ve Pitoreks". Klasik bir kadın olarak toplam 90 eserin seçilerek sergilendiği Past Present Future sergisinin en çok past, biraz da present dönemi eserlerini beğendiğimi söyleyebilirim. "Arzu Nesneleri", "Klasik Üzerine" ve "Metropolis" bölümleri de favorilerim oldu. Sergide resim, fotoğraf, enstalasyon ve heykel çalışmaları göreceksiniz. Benim seçtiklerimi görmek içinse aşağıya doğru aynen devam ediniz.

Sol alt resimde Paolini'nin sessizce konuşan insanlar yerleştirmesini görüyorsunuz. Yanında ise Choose Your Colors Carefully -Bowl (Renklerinizi Dikkatli Seçin - Kase) adlı çalışmasıyla Tony Cragg yer alıyor. Üstte solda yer alan resim Gizem'in geometrik favorilerinden. Yanında ise Miha Strukelj'in Galata Köprüsü adlı tuval üzerine yağlı boya çalışması var. Yağlı boyadan çok çözünürlüğü düşük siyah-beyaz bir fotoğraf gibi görünen bu resme bayıldım.















Beden Dili bölümündeki Şükran Moral fotoğrafı da aklımda kalanlar arasında. Şükran Moral gazetelerden öğrendiğimiz kadarıyla zaten bu sene Contemporary İstanbul'da da yapmış yapacağını. Mardin'de üç erkekle evlenen kadın videosunu görmeyen duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum. Aşağıdaki parmakla yapılmış Huş Ağaçları resmi de favorilerim arasında yer alıyor. 1972 tarihli eserin yaratıcısı ise Georg Baselitz.


















Gelelim klasik favorilerime. Elbette ilk sırada sol üstte yer alan Osman Hamdi Bey'in Feraceli Kadınlar tablosu yer alıyor. Sonra ise sağda gördüğünüz Hoca Ali Rıza'nın 1917 tarihli İftar Sofrası tablosu geliyor. Diğer bir favorim de 17. yüzyılın ikinci yarısından kalma Giovan Battista Ruoppolo imzalı bir ölüdoğa. Şahsen o üzüm salkımlarının, hatta tanelerinin her birinin başlı başına bir sanat eseri olduğunu düşünüyorum. Muhteşemdi!













Eveeet, bir sergi turumuzun daha sonuna geldik. Sergi elbette bu kadarla sınırlı değil. Çok daha fazlası Beyoğlu'nda sizleri bekliyor. Ama biraz olsun canınızı çektirebildiysem, hafta sonu planlarınıza sergiyi de ekleme isteği uyandırabildiysem içinizde ne mutlu bana. Artık çıkışta Ara Kafe'de oturup Meksika usulü sıcak çikolatanızı içerken de beni hatırlarsınız, olur mu?

İyi gezmeler...

2 yorum:

Gizem dedi ki...

Süper bir sergiydi İmgeciğim. Bu arada heykellerin arkasındaki tabloya dalıp giden de benim, farkettin mi bilmiyorum :) PAST-PRESENT-FUTURE derken ben de bir anlamda zaman yolculuğu yapmışım...

Imge dedi ki...

Gizoş..Fark etmez miyim hiç, "ikimizi gördüm" dediğin hatunlarla dolu o tabloya bakıyorsun şekerim..:)