100 Koleksiyondan 100 Nuri İyem

Salı günü öğlen önce spora sonra da İş Sanat'taki Nuri İyem sergisine gittim. Sergiye gidişim öğleden sonra saat 15.00'i bulmuştu ve o saatte orada yalnız ben vardım! Üstelik bu kadar merkezi bir yerde bulunan ve ülkemizin yetiştirdiği en değerli yakın dönem sanatçılarımızdan birinin 100 tane eserinin sergilendiği heyecan verici bir sergi olmasına rağmen.Yaklaşık bir ay önce açılan serginin bitiş tarihi 19 Şubat. Sonrasında ise 2 Mart-16 Nisan arası İş Bankası İzmir Sanat Galerisi'nde sergilenecekmiş. Buradan İzmirlilere duyurulur. Ve bu vesileyle İstanbullulara da bir kez daha hatırlatılır! Bence günün her saatinde insan kaynıyor olması gerekir böyle bir serginin. Sırf o bölgedeki değişik kulelerdeki çalışanlar ve oralardaki AVM'lere yolu düşenler bile uğrasalar düşünün kalabalığı.


Neyse... 1915 doğumlu ve 2005'te doksan yaşında hayata veda eden Nuri İyem'in büyük gözlü, uzun burunlu ve pek de güleryüzlü olmayan (çünkü sanatçıya göre gülmek için pek fazla nedenleri olmayan) Anadolu kadınlarını bilirsiniz. Yaşamı boyunca iki binin üzerinde tablo yapmış olan sanatçının neredeyse ömrünü bu kadın portrelerine adadığı söylenebilir. Sanatçının bu kadın yüzlerine olan tutkusu, çok düşkün olduğu ve erken yaşta kaybettiği ablasının yüzünü arayışı olarak da yorumlanabilir.

Nuri İyem, sanat yaşamının başlangıcında Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Hikmet Onat ve Leopold Levy gibi önemli isimlerin öğrencisi olmuş. Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun olduktan sonra aynı okulda yüksek öğretimini sürdürürken toplumun sanatla buluşması açısından önemli bir adım olarak görülen Yeniler Grubu adı verilen oluşumun da bir parçası olmuş. Yeniler hareketini başlatan grup üyeleri 1941'den 1952'ye kadar toplam on dört sergi düzenledikten sonra çeşitli nedenlerle dağılmışlar. Bir dönem soyut çalışmalara da yönelen sanatçının (ki bu sergide de birkaç soyut eseri bulunuyor), 1965-2005 yılları kendini tam anlamıyla bulduğu ve özgün bir anlatım yakaladığı ustalık dönemi olarak kabul edilmektedir.


Bu dönemde yeniden gerçekçi anlayışla resmettiği ikon-portreler, Anadolu güzelleri ve aileleri, yöresel manzaralar (bu sergide ağırlıklı Şile peyzajları vardı), göçler, gecekondular gibi toplumsal ve sosyal içerikli konulara yönelmiştir tablolarında. Yukarıda en üstte solda "kadın, kocası ve kaynanası" görülmektedir. Üstte sağda ise anne-baba ve çocuktan oluşan bir aile bulunuyor. Alt sıranın ortasındaki kadın ve erkek figürü ise ellerindeki beyaz güvercinle duydukları "barış özlemini" gösteriyorlar.

Aşağıdaki kolajda ise üstte solda "sünger avcıları" tablosu yer alırken hemen yanında bir "göç" resmi bulunuyor. Üstte sağda ise "sıradan sevdalar" serisinden bir aşıklar tablosu görüyorsunuz. Onun altında "un döven bir Anadolu kadını" ve en altta ise yine bir "göç" resmi var. Sol alttaki büyük resim ise birçok figürün yer aldığı bir "iç mekan" resmi.



Birkaç binaya duvar resimleri de yapan Nuri İyem için bir dönem sanat eleştirmenliği yapmış olan merhum Bülent Ecevit "Şehrin duvarlarını Nuri İyem'e teslim etseler, o zaman pembenin, sarının ne olduğunu ve nasıl yerinde kullanıldığını görürdük," gibi bir şey söylemiştir. Bunu sergideki kısacık tanıtım videosundan duyduğum için cümle birebir aynı olmayabilir ama tam da bu noktada bir İmgeleme notu düşmekte yarar görüyorum: Ben politikacının sanata ve sanatçıya değer verenini severim! Bunda şaşılacak bir şey yoktur sanırım. Ne de olsa bizler milletlerin geçirdikleri evrimin büyük ölçüde sanat sayesinde gerçekleştiğine inanan ve "Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" ve "Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız!" diyen Ulu Önderimizin çocuklarıyız.

19 Şubat'a kadar ne yapıp edin ve bu büyük ustanın eserlerini görmek için İş Bankası Kibele Sanat Galerisi'ne uğrayın diyorum. 2005 yılında kaybettiğimiz sanatçının huzur içinde uyumaya devam etmesini dileyerek ona geç kalmış bir teşekkür gönderiyorum. Kapanışı da Nuri İyem'in kendi otoportresiyle yapıyorum.


Şimdiden hepinize iyi gezmeler...

10 yorum:

Saadet Topçu dedi ki...

Henüz gitmeye fırsat bulamadım ama gideceğim eninde sonunda, yazını okumaktan keyif aldım, paylaşım için teşekkürler

Dışavurum dedi ki...

Ben de mutlaka gideceğim.
Seni okumak da gerçekten çok keyifliydi İmge.
Tablolarındaki yüzlerin gülmek için nedenleri olmadığını düşünmesi ne kadar acı bir gerçek değil mi ?

Imge dedi ki...

Saadet,

Ben teşekkür ederim. Sen gidersin zaten bu sergiye, o yüzden "kaçırma sakın" demeyeceğim. Sevgiler.

Seda,

Çok haklısın ve Anadolu kadınının gerçeği de ne yazık ki acı gerçeklerden, hakkıyla yaşanmamış hayatlardan, umutsuzluklardan ibaret sanırım... "Yüreklidir, bir tanedir, aslandır, kaplandır... " diyerek edebi bir kahramanlık yüklenmeye çalışılsa da oradaki kadınların gerçekten de gülmek için nedenleri yok sanırım..:(

Selma Er dedi ki...

Bu güzel paylaşımınız için çok teşekkürler.Nuri İyem'i,sanatını,eserlerini çok severim.En kısa zamanda sergiyi gezeceğim inşallah.

Imge dedi ki...

Selma Er,

Yazımı beğendiğinize sevindim. Sergiyi beğeneceğinize zaten eminim..:)
Sevgiler..

Asortik Krep dedi ki...

Perşembe günü köyde kadınlar kolu olarak ev gezmesindeydik. Anadolu kadını en azından batı akdenizde gülüyor ve halinden şikayet etmiyordu.Şikayet ettiklerini şimdi burada yazıp politika yapmak istemiyorum.Sadece bunu paylaşmak istedim ve Nuri İyem severim :) Keşke sergi bana yakın olsaydı..

Unknown dedi ki...

ne güzel anlatıyorsun bu sergileri,tiyatroları senden dinlemek her ayrıntısıyla çok zevkli oluyor :) yüreğine sağlık İmgeciğim :) sevgiler güzel hafta sonları...

Imge dedi ki...

Asortik Krep,

Batı'nın ve Akdeniz'in havasından olsa gerek oralardaki Anadolu kadınının gülebilmesi.. Darısı tüm Anadolu kadınlarının başına diyelim..:) Sevgiler..

Burcu,

Ne güzel yorum bu böyle, gurur duydum ve feci havalara girdim ekran başında..:) Çok teşekkürler ve sana da süper bir hafta sonu diliyorum.. Sevgiler..

Esin Bozdemir dedi ki...

Sevgili İmge...

Çok gitmek istediğim halde henüz gidemediğim Nuri İyem Sergisini öylesine güzel fotoğraflarla ve yazıyla aktarmışsınız ki ...inanın sergiye gitmiş kadar oldum:) bu güzel paylaşımın için çok teşekkür ederim...

Gazetedeki kırpılan bölüm içinde !!! diyecek bir söz bulamıyorum...Ulu Önderimizin ne adını ne engin dünya görüşlerini ve sanata sanatçıya dair düşüncelerini ne hafızalarımızdan ne de gönlümüzden hiç bir kuvvet silemez!

Bu güzel paylaşımınız için teşekkür ederim...

Sevgiyle kalın...

Imge dedi ki...

Esmir,

Sizi "gitmiş kadar" yapabildiğim için ne mutlu bana, ama yine de benim rehavetime kapılmayın lütfen..:) Daha çok vakit var, unutmayın, mutlaka görmenizi isterim bu güzel sergiyi.

Atatürk'ün adını bile yazmaktan/söylemekten çekinenler için de onlara acımaktan başka yapacak bir şey yok. Ben şahsen O'nun gibi bir liderimiz olduğu için hep gurur duydum ve duyuyorum ve bunun da gururla söylenebileceğini düşünüyorum. Ömrüm boyunca da öyle düşüneceğim. Ne güzel, sizinle de aynı fikirde olduğumuza çok sevindim.

Sevgilerimle..