O Son Tesadüf Olmasaydı Keşke

Pazar günü izlediğimiz Aşk Tesadüfleri Sever'den bahsediyorum. Masal tadında bir filmdi bana göre. Bir aşk masalı, bir aile masalı, bir Ankara masalı...Ama kahramanlar masal karakterleri değildi. O kadar doğal, o kadar içimizden, o kadar bizdendi, o kadar bizdi.

Otuzlu yaşlarda, küçüklüğünden beri hayali olan oyunculuğa çok yaklaşmış, tam da evlenilecek (!) erkek arkadaşıyla sürdürdüğü uzun süreli ilişkisini boğucu ve kendinden vazgeçmesini gerektirecek bir evliliğe dönüştürmek üzere olan güzel bir kadın Deniz (Belçim Bilgin). Onunla aynı gün aynı hastanede doğmuş, ünlü bir fotoğrafçı olmuş, çocukluğundan beri kalbinde problem olan ama bunun yaşamına getireceği kısıtlamalara aldırmadan doya doya yaşamının tadını çıkarmaya çalışan yakışıklı bir erkek Özgür (Mehmet Günsur). İkisi de Ankara'da büyümüş, üniversite sonrasında İstanbul'a gelmişler. Onca yıl Ankara'da yolları kesişmeyen bu ikili İstanbul'da tesadüf eseri karşılaşırlar.

Onların çocukluktan -hatta doğumlarından-  itibaren hikayelerini izlemeye başladığımızda ise hayatlarında ne kadar çok böyle tesadüfün olduğunu görürüz. Aslında yolları onlarca, belki yüzlerce kez kesişmiştir. Mesela küçük Deniz çok sevdiği tiyatrocu dedesiyle Kuğulu Park'ta gezerken, Özgür de orada kuğulara simit atmaktadır. Ya da ilk gençlik yıllarında gitara merak salan Özgür, bir müzik dükkanının vitrinindeki gitarlara dalmışken, tam arkasında kaldırımdan Deniz geçmiştir. Üniversitede Özgür'ün simit alıp bindiği otobüsten Denizinmiş ve aynı simitçiden simit almıştır. Hem de para üstü olarak Özgür'ün verdiği para da onun cebindeki yerini almıştır. Onların hikayesi tam da Bülent Ortaçgil'in Eylül Akşamı'nda anlatılan gibidir.  

Özgür ve Deniz'in yaşamlarının kesiştiği noktaları izlerken değişik dönemleri ve o dönemlerin Ankara'sını  da görme fırsatı yakalayacaksınız filmde. Hem de müthiş güzel bir Ankara.. Manhattan'ı, Kıtır'ı, Cafemiz'i, Atakule'si, Gençlik Parkı, Kuğulu Park'ı, Foto Turgut'uyla sımsıcak bir Ankara sizi bekliyor. Sımsıcak aile ilişkilerine ise çocukluk dönemlerinde şahit oluyoruz. Çocuklar büyüdükçe zihnen kendilerine ayak uyduramayan babalarla çatışmalar ve kopuşlar da başlıyor. Anlayacağınız bu film aynı zamanda arızalı baba hikayeleri de barındırıyor. 















Anne-baba rollerinde Altan Erkekli-Şebnem Sönmez ve Ayda Aksel-Hüseyin Avni Danyal çok başarılılardı. Aralarında en favorim ise Şebnem Sönmez oldu. Belçim Bilgin ve Mehmet Günsur'un doğal oyunculuklarına bayıldım diyebilirim. Çok keyif aldım onları izlerken. Belçim Bilgin'le güzel bir tanışma oldu benim için. Umarım bundan sonra da güzel projelerde izleriz kendisini. Ayrıca fotoğraflardakinden çok daha güzel bulduğumu da söylemeliyim.

Bu güzel filmin en güzel yanlarından biri de anlatılan masala eşlik eden muhteşem müziklerdi. Filmdeki ilgili sahnelere en cuk oturan iki tanesi ise çok sevdiğim bir Demir Demirkan şarkısı olan Zaferlerim ve Şebnem Ferah'ın Hoşçakal'ıydı.

Son olarak masal tadında izlediğimiz filmin masallar gibi mutlu sonla bitmediğini de söyleyeyim. Bu da yetişkin masalı işte, içimize oturan cinsten...Dağıldık, ama olsun.. Tüm ekibi tebrik ediyorum bu güzel film için.. Bizi 80'lere, 90'lara, öğrenciliğimize, Ankara yıllarımıza, aşka götürdüğü için.. Bana acaba İso'cumla Ankara'nın hangi noktalarında aynı anda aynı yerde bulunmuşuzdur diye düşündürttüğü için.. Belki de ben dersten çıktığımda İso'cum gelip aynı anfide aynı sıraya oturmuştur ve benim orada unuttuğum kalemi alıp kullanmıştır.

Olamaz mı? Olabilir.. :)

7 yorum:

NzN dedi ki...

imge'cim,
pek merak ediyordum bu filmi ama sanırım dvd den izleyeceğim artık :)
şaka gibi geliyor kulaga ama sinemaya bile gidecek vaktim yok yahu!!
hayat durdu durdu bu kız madem evleniyor atın bütün işleri üstüne dedi sanki:))

Şenay- Doğam dedi ki...

Merak ettıgım fılmlerden bırı...Cocayı...kandırabılırsem.. mutlaka onunla ızleyecegım :)

Imge dedi ki...

NzN,

Senin koşturmacanı tahmin edebiliyorum NzN'cım.. Mart sonuna kadar sinema, tiyatro, spor, vs gibi tüm etkinliklerden muafsın! :) Sonrasında sahalara dönmeni bekliyoruz.

Şenay-Doğa,

Kaçırmayın derim..

Sevgiler..

Nesobaby dedi ki...

:)) olabilir tabii
ben tesadüfleri çok severim
Biz de dün "Cam" adlı oyunuz izlemeye gittik. Hayatta ufak ayrıntıların hayatı nasıl yönlendirdiğini gösteren bir oyundu o da.
Bugün Sinem'in blogda gitmekten vazgeçtiğim bu filme seninle tekrar ikna oldum :) haydi bakalım sonuç ne olacak? Sonu sulu gözlerle biteceği kesin :))
Paylaşım için teşekkürler İmge !

Imge dedi ki...

Nesobaby,

Sinem'in yazısını okudum ben de.. Galiba "yok artık" dedirtecek kadar çok tesadüf olması yüzünden öyle düşünmüş..:) Ama masal gibi izleyince pek sorun olmuyor bu abartılı durum.:)

Cam'ı ben de izlemiştim. Çok da bayıldığımı söyleyemem ama oyuncuları için bile görmeye değer. Siz de izlediğinize göre belki yazımı okumak istersin, bakalım aynı şeyleri mi düşünmüşüz:

http://imgetan.blogspot.com/2011/01/eyvah-eyvah-2-ve-cam.html

Çoook güzel bir hafta sonu diliyorum sana..

Bellek Kutusu dedi ki...

Müzikleri gerçekten güzelmiş İmge, ben TNK'nın şarkısını dinledim bayıldım:)

Imge dedi ki...

Bellek Kutusu,

Ondan bahsetmemişim, ayıp etmişim değil mi? :) "Yine Yazı Bekleriz" de süperdi gerçekten. Teşekkürler hatırlatma için..Sevgiler.