Cuma günü blogların kapatılması dahil üst üste gelen pek çok can sıkıcı haberden dolayı öyle bir haldeydim ki şöyle uzuuuuun bir ooofff çekebilmek için gösterişsiz, kendi halinde, salaş bir rakı-balık mekanına ihtiyacım vardı. Arkadaş tavsiyesi üzerine tam da aradığım yeri buldum: Hayri Balık.
Vira Vira'nın tam karşısındaki sokağa girer girmez Efes ışıklı panoları olan küçücük bir dükkan göreceksiniz karşınızda. İçeride yalnızca üç masası bulunan minik bir oda burası. Ama tertemiz servisleri, lezzetli meze ve salataları, midenizi rahatsız etmeyen harika kalamar ve midye tavası ve tekiri ve Hayri Abi'nin keyifli sohbetiyle beni mest etmeye yetti geçen Cuma akşamı. Ama küçük bir not da düşeyim: burası öyle her çeşit mezenin ve balığın bulunduğu bir yer değil. Taze olarak o gün için yapılan birkaç porsiyon mezeden dolapta ne kaldıysa seçebiliyorsunuz. Balık da aynı şekilde, o gün taze ne varsa onu yiyeceksiniz. Biz de ara sıcak ve balığa daha çok yer kalsın diye özellikli olduğunu düşündüğümüz iki mezeyi söyledik: Kastamonu'ya özel bir mantardan yapılmış turşu ve soslu köy biberi kızartması. Diğer her şey gibi bunlar da çok lezzetliydi.
Bu arada Cuma günü İso trafiğe takıldığı için beni yaklaşık 40 dakika orada tek başıma bekletti. Dikkat ederseniz o yüzden "İso'cum" demiyorum, çok sinirlendiğim bir şeydir bekletilmek çünkü, o yüzden bu yazıda kocamdan İso olarak bahsedilecektir. :) Neyse, ben de saat 20.00'de oradaki tek kişi olarak Zeki Müren şarkıları eşliğinde, önünde beyaz peyniri ve rakısıyla mekan sahibiyle sohbet eden meyhane kapatmış kadın halimle bir süre idare ettim artık. Bizden sonra ellerinde rehberler olan iki turist içeri girip Hayri Abi'ye "Hi, Harry!" diye selam verdiler ve biraz çeviri desteğiyle balık ekmek, midye tava ve biralarını söylediler. Yani Harry'nin ününün ülke sınırlarını da aşmış olduğunu bizzat gördük o gece. :)
Yazın sokağa masalar atan bu küçücük mekanın bahara doğru ufak bir tadilattan geçeceğini de öğrendik. Başta havalandırma olmak üzere boyası ve ışıklandırması yenilenecekmiş. Havalandırma yenilense çok iyi olur bence de zira Cumartesi sabahı henüz biz uyanmadan burunlarımız uyanmıştı sayesinde. Burnu saçlarımın arasında uyanan İso'nun ilk sözü "İmge, balıkçı karısı gibi kokuyorsun!" oldu. Bu iyi bir şeydi, çünkü kendisinin de balıkçı misali koktuğunun farkında olduğunu gösteriyordu! Acilen duş aldıktan sonra bile bir süre o balık kokusunun burnumuzdan gitmediğini söyleyebilirim.
Yine de şimdi ya da bahar geldiğinde, rakı-balık ya da midye-kalamar-bira için uğramak isterseniz Balıkçı Hayri'nin telefonu: 263 48 75.
Afiyet olsun!
9 yorum:
Hayri Abi'ye gitmek kısmet olur inşallah günün birinde..
Ama bu yazı günün bütün yorgunluğunu üzerimdem aldı diyebilirim :)
Harikaydı.Saçlarındaki balık kokusunu hissedebileceğim kadar hem de..
Teşekkür ederim Imge...
O mis gibi harika balık kokusu buraya kadar geldi sevgili İmge:)
Yazın sokağa atılan masalarda oturup şöyle kallavi bir sofrada olmak istedim bir an:)
Bu güzel paylaşım için teşekkürler...
Zeugma,
Yazımın yorgunluk giderici ve rahatlatıcı etkisi olmasına çok sevindim, ama yine de kokuyu göndermeseymişim keşke oraya..:)) Buralara yolun düşerse, sana seve seve bir Hayri Abi ısmarlarım, haberin olsun..:)
Esmir,
Koku sana da mı geldi?! Eyvah eyvah! :)
Yazın denemelisin bence de.. Sevgiler..
Hayri Abi iyidir hoştur ama, fark yarattığını sandığınız samimiyeti ne yazık ki sahici değildir. Güzel bir balığı Arnavutköy'de nereye gitseniz bulabilirsiniz çünkü Arnavutköy'ün sokakları bile balık kokar. Sonra Hayri Abi'nin yerini görürsünüz, diğer balıkçılara göre ne kadar salaş, ne kadar davetkar, ne kadar de bizdendir. İki kişi gittiğiniz zamanlar tamam da, kalabalık gittiğiniz zamanlar hesabın anlamsızca kabarmasına öncelikle oldu bir yanlışlık dersiniz, ne de olsa Hayri Abi 'nizdir o sizin, gelip memnuniyetinizi soran. Bir süre sonra samimiyetinin göstergesi olarak sunduğu ikramların bile fiyatlandırıldığını, 5 şişe suya 25 lira fiyat biçildiğini görürsünüz. İşte o an, Hayri'nin sahibi Hayrettin Abi'nin samimiyet maskesini sadece daha fazla kazanmak adına kullandığını görür, hem naiflik adına hem de kendi adınıza üzülürsünüz. Sonuç olarak Arnavutköy'de iyi balık yenecek çok yer vardır, ancak Hayri ne yazık ki vaad ettiği samimiyette samimi değildir.
Fatih Dönmez,
Değerli yorumunuz için teşekkürler. İnsanların mekanlarla ilgili yaşadıklarını paylaşmalarının yararına inanıyorum. Yazıyı ve yorumları okuyanlar hem benim hem sizin tecrübenizden daha doğru bir fikir edinebilirler sonuçta.
Bir de hemfikir olduğumuz bir nokta da Arnavutköy'de güzel balık yenebilecek pek çok yer olduğu. Ve elbette Hayri Balık'ın ilk sıralarda yer alıp almayacağı. Üstümüze sinen o balık kokusundan sonra eşimin de ilk tercihi olmadığını söyleyebilirim. :)
Sevgiler.
slm
yaz akşamların vazgeçilinmez mekanı hayri balık..
Yorum Gönder