* İyi ki İso'cum bir prens değilmiş dedim şahsen.:) Bu kadar formalite, iki saat kilisede papazın konuşmasıydı, ilahilerdi derken gelin olarak düğünün ilk etabında baygınlık geçirebilirdim herhalde. Sonra bir de yavaş adımlarla yürümek, minik minik el sallamak, şurada ayağa kalk-burada önüne bak-şuradan geçerken selam ver, protokol sıralamaları, vs gibi törene ait kurallar ve işin geleneksellik boyutu beni sanırım "kaçak gelin" yapardı. Bayramda seyranda yapılan formalite aile ziyaretlerinde bile içi sıkılan bir bünyeyi kraliyet düğününün baş rolünde düşünebiliyor musunuz? Ama Kate'cim doğuştan prenses maşallah, William'dan bile rahattı tavırları. Aferin!
* Dini ve monarşik mekanlar da pek bana göre değil kesinlikle. Herhalde o da bu gereksiz formalitelerden ve şekilsellikten hoşlanmamamla ilgili. Ama ne olursa olsun kilise törenindeki ya da saray ortamındaki müzik, şıklık, şamdanlar, duvarlardaki süslemeler, tablolar ve diğer sanat eserleri, vs gibi detaylarla ortama bir hoşluk ve yücelik katıldığı da bir gerçek. Ekran başından bile ortamdaki zarafetin kokusunu alabiliyorsunuz.
* Zarafet demişken ben şahsen İngiliz kadınlarının şapkalarına bayıldım. Dalga geçenler, komik bulanlar olabilir, ama bana çok hoş ve renkli bir gelenek gibi geldi. Bizim düğünlerimizdeki enteresan seyirlik topuzlardan çok daha güzel oldukları kesin en azından!
* Kate'cimin saçının, makyajının, takılarının, gelinliğinin sade şıklığına ve zarifliğine bayıldım. "Gelin başı" diye kafaya kuş kondurmaya gerek yok görüldüğü üzere. Ayrıca eminim kasalar dolusu takısı vardır gelin hanımın ama elleri, kolları, gerdanı falan takılarla doldurmaya da hiç gerek yok. Damla şeklindeki ufacık pırlanta küpeler ve yüzüğün ne kadar yeterli olduğunu gördük hep birlikte. Görgüsüzce şaşaaya hiç gerek olmadığını da!
* Enerjisi pek yüksek ve tatlı bir çift gibi görünüyorlar. Herhalde Charles ve Diana'dan sonra halkı da bu kadar heyecanlandıran ilk çift oldular. "Bahtı benzemesin" ya da "umarım Diana'da bir yerlerden izliyordur" demeyeceğim, herkes dedi zaten.
* Kraliçe de sarı giysileri içindeki pamuk nine haliyle yaşlandıkça pek tatlı olmuş gibi geldi gözüme. Ama ağzıyla kuş tutsa kendisini içtenlikle sevmem mümkün değil, zira Diana'nın kayınvalidesiydi zamanında!
* Bir de gelinliğin bilmem kaç metrelik kuyruğuna bir insanoğlu bile basmadı ya helal olsun dedim. İşte kraliyet farkı! Bizde olsa gelinin arkasında koşturan o kraliyet veletleri başta olmak üzere gelen geçen herkesin ayak izini gelinliğin kuyruğunda görmek mümkün olurdu.
* Davetler bitti mi bilmiyorum. Spordayken gördüğüm kadarıyla en son akşam üstü 600 kişilik, gece de 300 kişilik davetler verilecekti. Her şeyin bittiğini varsayarak şu an yerinde olmayı isteyeceğim iki ismi açıklıyorum. Kate'cimin gelinliğini tasarlayan Alexander McQueen tasarımcısı Sarah Burton ya da düğün pastalarını yapan Fiona Cairns. Daha güzel bir "ömürlük reklam" düşünemiyorum, ya siz?
* Bu arada damadın sağdıcı ile gelinin nedimesi ve aynı zamanda kızkardeşi olan Pippa'yı pek yakıştırdım birbirlerine. Onlara da bir düğün yapsak diyorum. :) Tamam, sağdıç olmasa da Pippa'nın kısmeti feci açılır bu düğünden sonra, ben size söyleyeyim. Yakışır da.. Zira ben pek sevdim Middleton kızlarını.
Neyse bakalım.. Onlar erdiler muratlarına, bize de eğlence çıktı şu fani dünyada. Çocuklarının da düğünlerini izlersek, kraliyetin üç neslini evlendirmiş olmanın haklı gururunu yaşarız artık. Güzel şeyler bunlar.. Tadını çıkarmak lazım.. O yüzden de mümkünse (hatta ne dediğini anlamasanız bile) yabancı kanallardan izlemek lazım bu tür olayları. Zira bizim kanallarımızda ne idüğü belirsiz tiplerin çıkıp da "Ayy Kate çok çirkin!", "Ondan prenses mi olurmuş ayol!" ya da "Kazma gibi dişleri var!" falan gibi abuk subuk yorumlarını duymamış olursunuz. BBC'nin mikrofon uzattığı beş yaşındaki çocuklar, sabahtan beri parkta bira içip coşan gençler, Avustralya'dan saatlerce uçak yolculuğu yapıp sabahın köründen beri orada bekleyen uyku sersemi tipler bile bizim televizyonlarımıza program yapma iddiasıyla çıkanlardan daha aklı başında yorumlar yapıyorlardı ya ben ona imrendim en çok.. Akıllı insanların katlanarak çoğaldığı bir toplumda yaşamak dileğiyle.. İşte bu harika bir peri masalı olurdu bana göre!
6 yorum:
Sarah Burton ve Fiona Cairns için yaptığınız yorumu ben de davetiyeyi tasarlayan firma için yapmıştım. Denizli'de bir firma yapmış, havluya basmış davetiyeleri, çok ilginç ve şıktı.
Ceren,
Haklısın.. O havluları görmüştüm ben de.. Çok bayılmamıştım ama ne de olsa bizden diye hoşuma gitmişti.:)
ah beni alıp oraya koysalardı gelin diye kesin kraliyet ailesi kapısına kilit vurup, kepenk indirirdi :) kızın ailesi aristokrat değil yok efendim royal değil falan diye laf atıp durdular.
kendi düğün dvd mi göndereyim de cici gelin kate'i öpüp başlarına koysunlar :)))
Nzn,
Aslında yemişim o "royal"lerin "royal"lığını! Sinirimi bozmasınlar.. :) Arada bir böyle Diana gibi Kate gibi royallıktan uzak insanları bünyelerine katarlarsa ancak sevimli olabildiklerini bilsinler ve Kate'i bir zahmet bağırlarına bassınlar diyorum. Sözüm William'a değil bu arada.. O kıymet bilir gibi geliyor bana da o kraliçeden, Charles'tan ve camilla'dan pek şüpheliyim!! :) (geyik nasıl çevrilir diyenlere de bu cevap örnek olsun! tutamadım kendimi, pardon..:))
imge'cim,
gel gönderelim kendi düğün dvd lerimizi kraliyet ailesine :)
zavallı prensese iyilik etmiş oluruz kız ! :)
geyikse geyik!!
hahahah.. sendeki geyik potansiyelini sezdiğim için açılmışım demek ki ben de..:)) gönderelim valla şekerim..:)
Yorum Gönder