Son Günlerin Keyif Kaçamakları

Öncelikle uzun zamandır İso'cum ve benim için masaj konusunda ilk sıraya yerleşmiş olan Day Spa'dan bahsedeyim. İlk olarak Şehir Fırsatı'nın bir fırsat kuponu sayesinde tanıştığım (burada bahsetmiştim) Day Spa'nın müdavimi olduğumuzu belirtmek isterim. Temizliği, ilgili ve güleryüzlü bir şekilde sizi karşılayan Bahar Hanım'ı ve harika terapistleriyle W Hotel'in içindeki Day Spa'yı masaj yaptırmak için iyi bir yer arayanlara gözü kapalı öneririm. Avantajlı çoklu masaj paketleri de bulunan şımarma merkezinin tek dezavantajı küçücük alanı. İlk yazımda da belirtmiştim; otel küçük olduğu için Spa alanı da doğal olarak küçük. Ama bunu çok dert edeceğinizi  sanmıyorum. Zaten masaj yatağına uzandığınız andan itibaren nerede olduğunuzun çok önemi olmayacak, bambaşka diyarlara gideceksiniz. Yakın zamanda ziyaret edince sizlere de bir kez daha hatırlatmak istedim. Detaylı bilgi ve rezervasyon için: 0-212-381 21 55  


Boğaz kıyısındaki yazlık mekanların en güzellerinden biri olan Anjelique de geçen haftaların keyif kaçamaklarından biri oldu benim için. Eşimin iş arkadaşlarından biri ve eşi ile birlikte yaptığımız akşam yemeği buluşması tahminimden çok daha keyifli geçti. Benim ilk kez tanışacağım bir çift olduğu için İso'cumun tam aksi yorumlarına rağmen açıkçası biraz korkuyordum. (Malum biz ve +10 yaş grubunda kariyerleri ya da çocuklarından başka bir şey konuşmayan ve sıkıcı olduklarının farkına bile varmadan ne olduğunu hiçbir zaman anlayamadığım bir şeyler ispatlamaya çalışan canlılara rastlamak çok olası!) Neyse ki korktuğum olmadı ve harika insanlarla birlikte çok keyifli bir gece geçirdik Boğaz'a karşı. Tek problemimiz yemeğimizin sonlarına doğru gelerek tüm masaları işgal eden Suudi Arabistanlı üniversiteli kızlar grubu oldu ki onun da çözümünü bulduk. Hemen içkilerimizi kaparak açık havadaki ısıtıcılardan birinin altına konuşlandık. Böylece aramızdaki  sigara ve puro sevdalıları da gayet mutlu oldular (yani benim dışımdaki herkes ama o gün dört seneden sonra ben de her an bir tane yakabilecek havadaydım doğrusu. Yine de tek kişilik direnişimi sürdürmeyi başardım! :)) 


Anjelique bildiğiniz üzere hem restoran hem de gece kulübü olarak hizmet veriyor. Her ne kadar biz Mart sonunda gitmiş olsak da aslında sıcak yaz akşamları için çok daha ideal bir yer olduğu kesin. Ama bizim seçtiğimiz günkü hava sıcaklığı da harikaydı diyebilirim. Bir de yaşlanmış olabilirim ama pek çok yerin hafta arası sakinliği bana çok daha keyifli geliyor. Yemek, servis ve ambiyans açısından İstanbul Doors kalitesini yansıtan bu yılların mekanını benim tavsiye etmeme gerek yok sanırım.Yazın özel bir gece geçirmek için burayı planlarınız arasına almayı unutmayın. Rezervasyon tel: 0-212-327 28 44

Yedik, içtik, şımardık, tamam! Sırada sağlığımızı gözden geçirmek var. Senelik check-up randevumuz için bu yıl komşumuz Gayrettepe Florence Nightingale'i tercih ettik. Randevu aşamasından check-up sırasında bizi ilgili servislere yönlendiren çalışanlarına ve doktorlarına kadar hastanenin yaklaşımından çok memnun kaldık. Benim değerlerim iyi çıktığı için check-up sonrasındaki günlerimi bildiğiniz salıvermiş halde geçirmeye devam ediyorum (ama böyle gitmeyecek korkmayınız, bunlar miras değil alın teri, kendimize iyi bakmaya devam edeceğiz elbette). İso ise her sene olduğu gibi bu sene de sonuçlardan bir miktar korktu ve kendine iyi bakmaya başladı (ama panik olmayınız, o da eski salıvermiş haline en kısa zamanda dönecektir). Ailemizdeki yin-yang sendromu! :) 

Gelelim bu Cuma'ya.. Tam zamanlı çalışan arkadaşlarla buluşmanın zorluğundan söz etmiş miydim daha önce bilmiyorum. Hele bir de evli ve çocuklu olanlarla ya da farklı yakalarda oturanlarla buluşmak iyice zor. O yüzden nadir de olsa çıkan fırsatları iyi değerlendirmek gerekiyor. TAC'den çok sevdiğim arkadaşlarımdan olan Deniz bir önceki hafta beni arayıp "bugünüm boş, hadi bir şeyler yapalım" dediğinde ben spordaydım. Çıkışta da yukarıda sözünü ettiğim Anjelique gecesi için hazırlanacaktım. Hemen arayıp hafta arası başka bir boş günü olup olmayacağını sordum ve bingo! Kendisi yabancılarla dolu bir ortamda çalıştığı için Paskalya tatilinin olacağını ve sürekli bavuluyla yaşayan tiplerden biri olmasına rağmen (:) ) bu seferki tatilini İstanbul'da geçireceğini söyledi. Ve biz hemen o gün bir sonraki Cuma buluşmaya karar verdik! İşte biz: 


Açık havada yürüyüş ve güneşe tapan iki tip olarak Deniz'le birlikte Çırağan'da buluştuk ve attık kendimizi yollara. Cuma günkü hava inannılmaz güzeldi şansımıza. Deniz, bavul toplama alışkanlığıyla olsa gerek içinde yedek tişört, sweatshirt, sakız, deodorant, şişe su (Allah muhafaza Arnavutköy'e giderken susuz falan kalırsak diye! :) ) ve bilimum ihtiyaç duyulabilecek şeylerle doldurduğu sırt çantasıyla Inspector Gadget kıvamında geldiğinde kendimi hem güvende hem de fazlasıyla eksik hissettiğimi belirtmeliyim. :)  Sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamadan kendimizi Arnavutköy'de bulduk. İlk hedefimiz Girandola'ydı. Burada iki kocaman top dondurma yemeyi planlıyorduk ki Deniz Bebek'teki Migone'yi de mutlaka denemem gerektiğini söyleyince bu durakta bir top Nutellalı dondurma ile yetindim. 

İlk moladan sonra yolumuza devam ettik. Migone'den de kurabiyeli dondurmalarımızı aldıktan sonra Bebek Parkı'nın önündeki banklarda oturup sohbet ettik bir süre. Sonra hareket berekettir mottosuyla dönüş yoluna koyulduk. Dönerken de otuzlu yaşlardaki şehir kadını, hayattan beklentiler, hayatı anlamlı kılanlar, yaşla birlikte öğrenilenler/öğrenilemeyenler, sağlıklı yaşam, vs konularından biraz daha ciddi konulara geçerek memleketi kurtardık kendi aramızda. Daha doğrusu kurtaramadık ve salgıladığımız serotonine yazık olmasın diye kısa kestik bu bölümü! Gerçekten de yazık olacaktı bence, çünkü kendi adıma bol bol serotonin salgıladığımı söyleyebilirim. Güneş, yürüyüş ve en önemlisi de keyifli bir dostla (ya da sevdiceğinle) sohbet kadar insanı mutlu eden ortam azdır bence şu hayatta. Ve böylesi fırsatları yaratmak ve tadını çıkarmak gerekir. Biz yaptık, size de tavsiye ederiz. Değil mi Deniz'cim? :)

Harika bir hafta geçirmeniz dileğiyle..

4 yorum:

Handan dedi ki...

cumartesi dondurmacıdaydım:)))) cuma cibalikapıda, karşılaşamadık tüh:)

Adsız dedi ki...

Ay böyle günler kariyerimin sonunu getirecek İmge! Bi de ballandıra ballandıra anlatmışsın ki böyle yağmurlu bir pazartesi sabahında tam bir kariyer sabotajı olmuş!!! :P Ooohhh sefamız olsun, güneş olsun gene yapalım!

Imge dedi ki...

Handan,

Cuma günü dondurma kardeşliği yaşayabilirmişiz bak aynı güzergahta..:) neyse artık, bir dahaki sefere diyelim..

Yazılarını okudum bu arada.. Cihangir'e gittiğim ilk fırsatta elbiselerini kaptığın o mağazayı keşfetmek niyetindeyim..:) Güle güle kullan hepsini.. Sevgiler..

Denizcim,

Sende bir niyeti bozma durumu seziyorum zaten ama bu tip durumlarda "hayırlısı" diyoruz biliyorsun..:))

Aynen tekrarlamak dileğiyle.. Öptüm..

Handan dedi ki...

günaydın imge, cuma akşam geldiğimde hemen kendimizi cibalikapıya attık. cumartesi daha rahattı gezim; tek başıma daha rahat geziyorum ben biliyorsun:)))

vallaha mağazayı ısrarla tavsiye ederim, elbiseler çok güzel, çantalar takılar falan da var ama ben elbiselerle ilgilendiğim için pek bakmadım... teşekkür ederim.