Tuna Nehri Turu

Budapeşte'ye gidip de Tuna Nehri üzerindeki vapur turlarından birine katılmazsanız olmaz. Yemeksiz tur tercih edecekseniz fiyatı yaklaşık 9 EURO. Aynı bizim Ortaköy'den kalkan Boğaz turu vapurunun yaptığı  gibi sizi bir yaka boyunca götürüp diğer yaka boyunca getiren bir saatlik bir tur bu. Elizabeth Köprüsü'nün Peşte tarafından kalkıyor vapurlar. Biletiniz 24 saat geçerli. Yani hem gündüzünü hem gecesini görebilirsiniz. Bizim gibi iki defa aynı tura zaman ayırmak istemiyorsanız, yazın saat 20.00 vapurunu seçebilirsiniz: böylelikle giderken gündüz, dönerken gece olmuş olur. :)

Hadi bakalım üst güvertede en öndeki hoparlöre yakın sandalyelere yerleşelim:

Peşte tarafı boyunca ilerleyen vapurumuz bir yandan da bizi bilgilendiriyor. Şu otelin yanından geçiyoruz, sırada bu köprü var, arkada kulesini gördüğünüz yapı şu kiliseye ait falan gibi. Bence Peşte tarafının ve hatta şehrin en etkileyici yapılarından biri Parlamento Binası. Binanın yapımına 1885 yılında başlanmış ve mimarı ne yazık ki kör olduğu için 1904'teki tamamlanmış halini görememiş. Yapımında 1000 kişinin çalıştığı bu gösterişli binanın kubbesinin üzerinde komünist rejim sırasında kırmızı bir yıldız bulunuyormuş (1990'da kaldırılmış). Binanın içi de gezilebiliyor, aklınızda olsun.

Parlamento Binası'nı geçtikten sonra sırada bir köprü daha var: Margaret Köprüsü. Hemen sonrasında  da gündüz turlarını tercih etmeniz halinde inip, uzun saatler vakit geçirip, yeniden başka bir vapurla dönebileceğiniz Margaret Island var. Burası oyun parkları, koşu alanları, piknik yerleri, küçük bir hayvanat bahçesi, yüzme havuzları falan olan tüm gün vakit geçirilebilecek yemyeşil bir adacık. Ama biz yurt dışındaki kısıtlı zamanlarda park-bahçe yerine restoran-bar tercih ettiğimiz için burayı görmesek de olur dedik. Çocuklu aileler ve Budapeşte'de uzun süre kalacaklar için keyifli bir bahar ve yaz durağı olabilir ama. Margaret Köprüsü fotoğrafları aşağıda:

Buda tarafından dönüşe geçtiğimizde artık tüm şehir ışıl ışıl karşımızda. Ama allı, yeşilli, abuk subuk neonlarla dolu, her telden çalan bir ışıklandırma görmeniz mümkün değil. Şehrin her yerinden sarı ışıklar yayılıyor. Onlar bile belirgin değil aslında. Ustalıkla gizlenmişler bir yerlere ama şehrin simge binalarını tüm ihtişamıyla ortaya çıkarıyorlar. Görüntü kirliliği yaratmadan, asil ve zevkli bir ışıklandırma sunuyorlar. Hem de bizim sadece Boğaz Köprüsü'nde bile yapmayı beceremediğimiz şeyi tüm şehirde uyguluyorlar. Görsel zevk ve estetik anlayışı anlamında fark yaratmak bu olsa gerek!

Budapeşte'ye gece çok yakışıyor bence. Gecesi ayrı güzel olan şehirlerden. Bu anlamda bana Paris'i de anımsattı biraz. Tuna Nehri boyunca gördüğüm gecenin karanlığından çıkan dore ışıltılı manzaralar hafızama kazındılar. Hepsini hafızama kazımakla meşgul olduğum için fazla fotoğraf çekmedim, çektiğim bir iki tanesini de "nasılsa gece ve hareketli ortamda güzel çıkmaz" lakaytlığıyla çektiğim için gerçekten de pek güzel çıkmadılar. Elimdeki en iyiler bunlar:

Buda tarafında göreceğiniz en birinci yapı zaten ilk fotoğrafta köprünün hemen ardında gördüğünüz Buda Kalesi. Gellert Tepesi'ndeki Özgürlük Anıtı'nı karanlıkta değil gündüz gözüyle görmelisiniz. Bir de sanırım  nehir kıyısında çok güzel bir binası olan bir üniversite görmüştük, ama Tuna Nehri turundan aklımda yer edenleri sorarsanız: ışıklandırılmış Parlamento, Buda Kalesi ve köprüler diyebilirim.

Saat 21.00 olduğuna göre biz artık yemeğe gidiyoruz. Son bir not olarak bu turların da öğle veya akşam yemekli seçeneklerinin olduğunu belirteyim. Belki aranızda Budapeşte'nin büyülü gecelerinden birini Tuna üzerinde geçirmek isteyenler olabilir.

Sırada Kahramanlar Meydanı ve hemen arkasında yer alan Budapeşte'nin en büyük yeşil alanı olan City Park var. Benden ayrılmayın...