Çağdaş sanatın yaşayan efsanesi olarak bilinen Anish Kapoor gelir de ben gitmez miyim? Tabi ki gittim. Sanat eğitimini aldığı Londra'da yaşayan Hint asıllı Anish Kapoor, Turner ödülü dahil pek çok ödülün sahibi ve Kraliyet Akademisi üyesi.
Ünlü sanatçıyı belki de en ünlü yapan çalışmaları devasa boyutlarda olanlar. Örneğin, 2012 Londra Olimpiyatları için hazırlamış olduğu Olimpiyat Kulesi, Chicago'daki Millennium Park'ta bulunan 110 tonluk paslanmaz çelik Cloud Gate (Bulut Geçidi) heykeli, Paris'te sergilediği (ve hikayesini müzedeki tanıtım filminde de izleyebileceğiniz) 40 metre yüksekliğinde, şişirilmiş dev bir PVC balondan oluşan Leviathan çalışması, favorilerimden olan Köşeye Ateş Etmek enstalasyonu gibi çalışmaları. Malzeme çeşitliliği de dikkatinizi çekmiştir sanırım; ne bulursam ama bol miktarda! Gülmeyin, sanatçının 20 ton vazelin ve mum kullanarak yaptığı bir çalışması var. Şaka değil, 20 ton! Yani her eseri için ufak çaplı bir imalathane oluşturuyor olmalı.
Bu çalışmalarını nasıl bir atölyede yapıyordur diye düşünürken, çalıştığı yere atölye demenin biraz küçümseme olabileceğini fark ettim. Olsa olsa bir hangarda, terk edilmiş bir fabrikada falan çalışıyor olmalıydı. Gerçekten de müzedeki tanıtım filminde gördüğümüz çalışma alanı böyle bir şeydi. (Atölye yerine şey demeyi bile daha uygun gördüm, gördüğünüz üzere.)
O yüzden Sabancı Müzesi'nde sergilenen eserleri en miniminnacık olanları.:) Aşağıdaki kolajda çalışmalarından bazı örnekler görebilirsiniz. Afişlerde de gördüğünüz sol üstteki oniks heykel 2000 yapımı Kaçınılmazlık, hemen yanındaki ise kaymaktaşından oyulmuş 2010 yapımı Disk. Sol atta mermer ve nehir taşları kullanılarak yapılmış Geçmişiyle (2009) adlı çalışması var. Yanındaki isimsiz bir çalışması, yine oniks ile çalışmış.
Aşağıdakiler arasında favorim ise sağ alttaki Sekiz Sekiz (2004) oldu. Acaba favorim oniks mi, yoksa heykelin yerleştirildiği köşede arka fonun güzelliği mi, yoksa hepsi mi? Hemen yanındaki karışık malzemeyle yapılmış duvardaki ince uzun yarık da favorilerimden oldu. Adı Arkeoloji ve Biyoloji (2007). Sağ alttaki mermer heykel ise Dil (1998) - ve evet, size çıkartılmış bir dil. :) Sağ üstteki duvar yarığından da sarı bir pürüzlü yüzey görünüyor, o ne ola ki? Hımm, Çiçek'miş (2007). Hint kökeninin getirdiği bir şey olsa gerek, pigment boya kullanmayı çok seviyor sanatçı. Bu da pigment ve karışık malzeme ile yapılmış bir çalışma işte.
Çok eskiden, anlamadığım şeyi reddetme psikolojisiyle olsa gerek, modern sanatı sevmediğimi düşünürdüm. Sonra açık bir göz, zihin ve anlama/sevme zorunluluğum olmadan da bakabileceğim fikriyle modern sanata yaklaşmayı öğrendim. İşte o zaman modern sanatı da çok sevdim. Her gördüğüm şeyi çok sevdiğimi, anladığımı söyleyemem. Ama her gördüğüm bakış açısından, beynin olağan dışı çalışma biçiminden çok etkileniyorum. Hatta modern sanatta çoğu zaman eserden çok yorumdan etkileniyor, sonuçtan çok gidiş yoluna hayran oluyorum. Hiç az şey değil. Modern sanata karşı mesafeli durmaya çalışanlarla naçizane fikirlerimi paylaşayım. Ama Anish Kapoor'un da fazlasıyla modern olduğunu da hatırlatayım.
Anish Kapoor sergisini görmek için 5 Ocak 2014'e kadar zamanınız var. Ama yerinizde olsam çok zaman var diye sona kalmaz, sergi çıkışında Boğaz'da yürüyüş yapıp, üstüne balık yeme molası verebileceğim Eylül-Ekim'in güneşli günlerinden birini tercih ederdim.
Gelelim yukarıda gördüğünüz günün ganimetlerine...Geçen gidişimde bulamadığım ve en sevdiğim sergilerden biri olan Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türk Resmi'nin kataloğunu aldım. Yaşasın! Kataloğun üstündekini fark ettiniz mi? Aman Tanrım, gaz maskeli bir penguen direniyor orada! :) O da dönüşte uğradığım Bebek Şenliği 2013 ganimeti. Şu an kendisi buzdolabımın üstünde direnmeye devam ediyor. Ee herkes direniyor, sen de #direnpenguen ! :)
İyi hafta sonları...
2 yorum:
Anish Kapoor, kaç gündür gitmeye çalışıyorum bir türlü fırsat olmadı. daha vakit çok diyerek Dali'de yaptığım son haftaya bırakma hatasını yapmayacağım ama ;) ne iyi etmişsiniz paylaşmakla gitmeden fikir sahibi oldum sayenizde.
teşekkürler paylaşımınız için.
sevgiler...
Juliette,
Rica ederim. Umarım en kısa zamanda gitme fırsatı yaratırsınız.:)
Sevgiler.
Yorum Gönder