Oya Baydar'ın okunmayı bekleyen 1993 Yunus Nadi Roman Ödülü almış eski bir romanını daha gururla bitirmiş bulunmaktayım. Kedi Mektupları, yazarın yine büyük bir keyifle okuduğum bir romanı oldu. Sahipleri aracılığıyla birbirlerini tanıyan birkaç kedinin kokularını sahiplerinin üstlerine ya da eşyalarıyla bırakarak birbirlerine gönderdikleri mektupları okurken kedileri -ve insanlar onların neler düşündüğünü sanırken aslında ne düşündüklerini- daha iyi anlayabileceksiniz. Gerçi kedi gözüyle bakınca bu kitap kedileri falan değil, düpedüz insanları anlatıyor. Haksız da değil hani. Ama ne olursa olsun kendinizi kedilerin dünyasında bulacağınız kesin. Bu arada bu kediler kendi aralarında bir Sahiplerin Sırlarını Araştırma Grubu kurarak yanlarında yaşadıkları insanların şu güzel hayatta neleri dert ettiklerini de öğrenmeye çalışıyorlar. Yani her ne kadar birbirlerinden çok farklı olsalar da insanlar kedileri, kediler de insanları anlamaya çalışıyor bu öyküde.
Bir de aralarında "kedi kimliğini kaybetmemek" üzerinde hararetli fikir alışverişleri oluyor. İnsanların acıma duygusuyla, kendi üstünlüklerini hissetmenin hazzını duyabilmek, birine yardım ederek onu bağımlılaştırmak için kedi/köpek beslediklerine inanıyorlar. Aralarında bu düzene uyarak, rahatları bozulmasın diye sahiplerine fazla yüz veren ve kişiliğinden ödün veren kediler ciddi şekilde kınanıyor. Bağımsız ve özgür kişiliklerini korumak adına neler yapabileceklerine kafa yoruyorlar.
Hoşuma giden bazı alıntılar:
... Kedi, gerçekten sevilmekle işlevsel olmak arasındaki farkı hemen sezer. Kendinden bir şey beklendiğini, sahibinin bir eksikliğini tatmin için beslendiğini sezdiği anda uzaklaşır...
... İnsanların hayatta olabilecek en doğal, en sıradan şeyleri bile nasıl büyütüp trajikleştirdiklerine bir kez daha şaştı. "Kedilerle insanlar arasındaki en büyük fark bu işte: Biz yaşıyoruz, onlar hayatlarıyla dövüşüyor."
... Bir insan dişisi hep aynı insan erkeğiyle birlikte olmak zorunda. Sanki onun malıymış gibi. Kendilerini çok akıllı sanan bu yaratıkların, hazların ve bedenlerin, onların deyişiyle 'sevişmekle' tükenmeyeceğini, sevginin paylaşmakla azalmadığını, hatta zenginleşip büyüdüğünü kavrayamamaları gerçekten şaşırtıcı...
...Hanımımın kedileri anlattığını sanırken aslında kendini ve kendi gibileri anlatması, edebi açıdan büyük bir eksiklik. Bu belki de onun kötü bir yazar olmasından, yeteneksizliğinden değil de, insan denen yaratığın kendine dönüklüğünden, benmerkezciliğinden, doğayı ve hayatı bütünlüğü içinde kavrayamamasından kaynaklanıyor. Kitap kedi diline ve koku harflerine çevrilebilirse, insanları tanımak için çok yararlı bir metin olabilir...
Şu çokbilmişlere bakar mısınız? Gözlerini dikip kulaklarını radar misali çevirerek bizleri izlerken akıllarından neler geçiriyorlarmış meğer! :)
Okumak için çok geç kaldığım bir romandı. Siz de henüz okumadıysanız mutlaka okuyun, çok seveceksiniz. Hem kedisever hem kitapseverseniz iki kat daha fazla seveceğinizi garanti ederim. ;)
7 yorum:
Oya Baydar bir zamanlar -siyasi görüşünün de etkisiyle- çok önem ve değer verdiğim romancılardandı. bu kitabını da ilk yayınlandığında okumuştum. Sürgün yıllarının izleri vardır. Ancak son döneminde yalpalaması (nedense uzun yıllardan sonra ülkeye dönenlerin neredeyse tamamının davranış biçimi aynı)üzerine artık Erguvan Kapısı'ndan sonra okumayı ve almayı bıraktım.
oya Baydar severim ben , bu kitabını okumadım ama aldım notumu, teşekkürler...
Mehmet Bilgehan Merki,
Yazılarını düzenli takip etmesem de ara sıra T24'te okuduklarımdan çıkardığım kadarıyla son dönemlerde yalpalayan gruba dahil edilebilir mi emin olamıyorum. Bana hâlâ görüşlerinin arkasında duran bir yazar gibi geliyor.
Ama kitaplarıyla ilgili fikrim şu ki, en tat almadığım kitabı O Muhteşem Hayatınız oldu. Ve Kayıp Söz, Erguvan Kapısı ve bu sonuncu kitabında çok kendini tekrarlamaya başlamış gibi gelmesine rağmen aralarında en eskisi olan Kayıp Söz favorim. Yani yıllar içinde romanlarından aldığım tatta bir azalma olabilirdi ama sırayla okumadığım için yırttım doğrusu.;)
Sevgiler..
Kitap Eylemcisi,
Oya Baydar seviyorsan ve kedileri seviyorsan hemen okumalısın..:)
Sevgiler..
Gecen d&r da dolaşırken gözüme takıldı cok merak ettım... Senin begendiğini bi yerde görmüştüm şimdi özellikle bu yazıyı arattım ki merak ettiğim şu, acaba hangi kıtabı ıle başlamalı? :)
Gizemcim bir kedi aşığı olarak sen mutlaka bu kitabıyla başlamalısın zaten. ;) Şaka bir yana bence bu kitabı diğerlerine göre siyasi ve sosyal konulardaki görüşlerini daha az yansıttığı bir romanı. Üstelik baş kahramanlar kedi! O yüzden gerçekten bununla başla derim. İkinci olarak da Kayıp Söz'ü okumanı tavsiye ederim. Çok etkilenmiştim.
Öpüldün! ;)
Merhaba!
Adim Julia ve Polonyaliyim. Ama Turkce biliyorum 🙂 Can Yayinlari tarafindan yayinlanmis Oya Baydar`in "Kedi mektuplarini" Polonya'ya siparis ettim. Kitap ulasti bana 🙂 Ama ... iki sayfada metin yok 😞 Safya 270 ve 271 yok 2015teki basimda. Lutfen, eger mumkunse, fotograf cekin bu iki sayfadan ve bana gonderin... lutfen! Cok minnettar olacagim size...
Sevgilerle,
Julia K.
Merhaba Julia K,
Ta oralardan Oya Baydar kitaplarını takip etmeniz ne güzel! Şimdi benim elimdeki kitaba baktım size eksik sayfaları gönderebilmek için ama 2011 basımı var bende ve 242. sayfada bitiyor ne yazık ki. O yüzden yardımcı olamıyorum. Umarım başka birilerinden ya da belki yayınevinden bulabilirsiniz. Sevgilerimle..
Yorum Gönder