Bu kez bir film bir de etkinlik ile karşınızdayım. Film önerim artık çok sevdiğimi tahmin edebileceğiniz Güney Koreli yönetmen Kim Ki Duk'un 2006 yapımı Time (Zaman) adlı filmi olacak. Yine çok ilginç, algıları alt-üst eden bir film bu. Sorgulanan ana tema güncelliğini koruyor, hatta her geçen gün daha da çılgınlık halini alıyor: güzellik uğruna yapılan estetik ameliyatlar. Saplantılı aşıklar olarak tanımlanabilecek bir kadın ve erkek var filmin başrolünde. İki yıldır birlikteler. Genç kadın acaba artık erkeğim benden keyif almıyor mu, hep aynı tipten hep aynı tenden sıkılmış olabilir mi, gözü başkalarına mı kayıyor, falan gibi düşüncelere kendini kaptırıp bir gün pılısını pırtısını toplayarak yok oluyor. Amacı estetik ameliyatla yüzünü değiştirmek -ki el atmışken bir de göğüsleri yaptırmalıydı erkeğinden anladığım kadarıyla :P- ve altı ay sonra tamamen iyileştiğinde farklı bir kadın olarak sevgilisinin karşısına çıkmak.
Bakalım bu "zaman"a meydan okuyan çılgın yöntemi işe yarayacak mı? Acaba erkek bu yeni kadına mı yoksa onu terk edip gittiği için mahvolduğu iki yıllık sevgilisine mi aşık? Yüzünü değiştirdin ama psikopatlığını ne yapacağız be kızım? Ruh estetiği için de ameliyat yapılıyor mu? Diyelim ki yöntemin başarılı oldu, iki yıl sonra bir daha mı yatacaksın bıçak altına? Eyvahlar olsun, senin adam senden de deli çıktı, nerede tanıştınız siz ayol? Ve kafamda deli sorular böylece sürüp gider... Ama konu ilginç. Oyunculuklar harika olmasa da izlenesi bir film. Bir de seyahat rotalarına görülmesi gereken bir yer daha ekledi benim için: Baemikkumi Heykel Parkı. O huzurlu sahil, üstündeki o nefis heykeller ne kadar güzeldi öyle. Bayıldım.
Gelelim etkinliğe... Geçen hafta Çarşamba günü ilk kez bir Yelp İstanbul etkinliğine katıldım. Açıkçası Yelp'i pek aktif kullanamıyorum ve yorum ekleyemiyorum. Koskoca blog yazıyorum, artık her yere yorum yetiştirmek de zor iş sevgili okur. Geziden dönersin daha annenle, babanla konuşmadan bir yandan Fourquare bir yandan Tripadvisor mesaj atar: "Oo çıstak çıstak, İmge Hanımlar da İstanbul'a ayak basmışlar; ee anlatın bakalım ne yediniz, ne içtiniz, hangi mekanlara kaç puanlar verdiniz?" diye. Booking.com eli kulağında otel değerlendirme formunu gönderir. E blogun hüzünlü gözlerle "kaç gündür bana uğramadın" diye kapris yapar. Hangi birine yetişeceksin değil mi? ;) Ama telafi edeceğim en kısa zamanda. Çünkü yurt dışında sık sık kullandığım Yelp, Türkiye'deki canlı, heyecanlı, sıcak kanıl, şeker mi şeker ekibiyle ciddi bir ilgiyi hak ediyor bana göre.
O yüzden bu ekiple, özellikle de cana yakın mesajlarından tanıdığım Gülfem'le tanışmak için Baltalimanı'ndaki La Bottega'da yapılan şarap&makarna gecesine "ben de varım" dedim. Burası aslında mutfak ve mobilya mağazası. Ama yemeğe ve sohbete feci düşkün, o kadar konuk sever ve keyifli sahipleri var ki sadece mutfak ve mobilya satmakla kalmayalım, Çarşamba geceleri dostları kendi yaptığımız yemeklerle ve nefis şaraplarla (bizim gecemizin baş rolünde Barbare şarapları vardı mesela) ağırlayalım demişler. (Aşağıdaki fotoğraflardan sadece sol üstteki benim, geri kalanını La Bottega'nın Facebook sayfasından aldım. Habersiz çektikleri fotoğrafıma da bayıldım, ellerine sağlık. ;) )
Çok da iyi yapmışlar. Menünün şarap e başlangıç atıştırmalıkları kısmında değil de yemek kısmında minik bir değişikliğe gidildi bu arada. Şeflerimiz o akşam fırında tavuk ve patatesi uygun gördüler bizlere, ellerine sağlık diyorum. Bir de sürpriz oldu benim için: beni Yelp'le tanıştıran Dilara da eşiyle birlikte oradaydı. Birbirimizden habersiz ilk buluşmamız oldu bu, ama çok da iyi oldu doğrusu. Onun da dediği gibi Happy we are! ;)
Bu arada hepimiz aynı fikirdeyiz değil mi? ;)
E o zaman böyle nice güzel sohbet ve kahkaha dolu buluşmalara diyelim. Aralık ayını pek severim zaten (ardından sevimsiz 1 Ocak günüyle başlayan ve bitmek bilmez Ocak ayını getirse de), süslü-püslü, kutlamalarla dolu bir aydır. Biz hazırız Aralık'a, acaba Aralık bize hazır mı göreceğiz bakalım! ;)
Bu güzel etkinlik için de önce Yelp'e, sonra La Bottega ve Barbare şaraplarına buradan da teşekkürlerimi göndermiş olayım. İlk buluşmamız oldu, ama son olmayacağına dair kuvvetli bir his var içimde. Keyfimiz bol olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder