Venedik'te Ölüm'den Kürk Mantolu Madonna tadı aldım desem benimle dalga geçer misiniz? Behçet Necatigil'in nefis çevirisiyle yazarın duyarlılığını, platonik ve trajik aşık olma öyküsünü okumak hoşuma gitti. Sinemaya da uyarlanmış, ama ben kendisini film olarak hiç düşünemiyorum doğrusu. Bana göre sadece kitap olarak kalması gerekenlerden bu güzel eser. Çok kısa bir özet geçecek olursam; herhangi bir olay, giriş-gelişme-sonuç olmayan bu öyküde yazar Aschenbach'ın aynı otelde kalan genç ve yakışıklı Polonyalı Tadzio'yu adeta büyülenmiş bir şekilde, kendinden geçerek, büyük bir beğeniyle izlemesini okuyacaksınız diyebilirim.
Alıntılar...
"...kader karşısında vakar; ıstırap karşısında kibarlık yalnız katlanma anlamına gelmez. O aktif bir başarı, olumlu bir zaferdir..."
"Kusursuz uğruna didinen, mükemmelde dinlenmeye can atar; hiçlikse mükemmelin bir biçimi değil midir?"
"...Güneş ruha kendi asıl halini tamamen unutturacak ve ruhu şaşkın bir hayranlıkla, ışıklarının değdiği en güzel cisme bağlayacak derecede zihni ve belleği uyuşturup büyüler... Tanrı da manevi olanı gözle görülür hale getirmek için, bir gencin şeklini ve rengini kullanıyor, genci belleğe alet olsun diye güzelliğin bütün parıltısıyla süslüyor, onu seyrederken bizi ıstırap ve ümitlerle tutuşturacak bir görünüş veriyordu..."
"...insan insanı hakkında bir yargıda bulunamadığı sürece sever, yüceltir; özlem, eksik tanımanın bir sonucudur..."
Keyifli okumalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder