Işıl Işıl Karanlık

Aslında bu sergi bitti. Maalesef son günü Cumartesi'ydi ve ben de Cuma günü görebildim. Yine de yazıyorum ki kendime arşiv olsun, Canan'la ilk tanışmamı not etmiş olayım ve bundan sonra Canan adını gördüğümde takip etmeyi unutmayayım diye. ;) Rampa İstanbul'da 15 Ocak-27 Şubat arası devam eden Işıl Işıl Karanlık sergisinden bahsediyorum. 

Aktivist ve feminist bir kadın sanatçı olarak Canan, ataerkil düzeni ve bunun kadın bedeni üzerindeki tahakkümünü sorguluyor işlerinde. Ve fotoğraf, resim, enstalasyon ve video gibi çok çeşitli alanlarda işleri var. Özel bir çeşit kağıt üzerine mürekkep ve altınla yaptığı Hayat Ağacı ve Güve Korkusu çalışmalarını görüyorsunuz aşağıda.


Ya da Büyük Biraderin Gözü: Ankara çalışması gibi tül üzerinde kumaş ve payet işlemeleriyle yaptığı aşağıdaki gibi işleri mevcuttu salonda. 


Deli Kadınlar serisinden Aynalı Kadın adlı polyester döküm heykel ya da Uzak Orman Yakın Şehir serisinden Heybeliada ve Bomonti sokaklarında çekilmiş çıplak fotoğraflarının olduğu çalışmaları ilginçti. 


Bu kara güneşin kaynağı nerededir? Görünmez ve ağır ışınları hangi yolunu yitirmiş galaksiden gelip beni yere, yatağa, dilsizliğe, vazgeçişe çiviler?Julia Kristeva 
(Kara Güneş: Depresyon ve Melankoli)

18 yaş üstü için uygun olan bu sergiyi Mine'yle gezip Canan'ın dünyası hakkında bir fikir sahibi olduktan sonra hazır İsocum'a yakınken iş çıkışı onunla birlikte eve döneriz diye düşünmüştüm ki İsocum da beni bir aperitif molası için davet etmek üzere aradı. ;) Yaşasıın! 


Eve dönmeden önce güzel İstanbul'a karşı birer kadeh bir şeyler içerek şehri seyre daldık. Geceyi fazla uzatamazdık çünkü hafta sonunu Heybeliada'da geçirmeye karar vermiştik. O yüzden ertesi gün erkenden kalkıp vapurla Ada'ya geçip, tüm günü oksijen ve huzur depolamaya uygun bir ruh ve beden halinde olmamız gerekiyordu. Manzaradan ayrılmak zor gelse de bu seferlik bu kadar olsun diyerek döndük evimize. Neyse ki çok daha keyifli bir hafta sonu bizi bekliyordu. ;)

İyi haftalar!

Hiç yorum yok: