Ölüm dolu olsa da gerçekten çok güzel iki kitap ile karşınızdayım. Hem ölüm de yaşama dair değil mi, niye kötü olsun? Belki de yaşamın en bilinmeyen parçası, önünde elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemediğimiz, bizi tuhaf hissettiren, o yüzden de göz göze gelmeye çekindiğimiz bir olgu. Her ne olursa olsun hepimizin hem kendimizde hem de sevdiklerimizde en az bir kez yaşayacağı bir hal bu. İşte Simone de Beauvoir'in Sessiz Bir Ölüm'ü tam da sevdiğin birinin ölümüne tanık olmakla ilgili. Yazarın kendi annesinin ölüm sürecini anlattığı bir kısa roman. Genellikle hastane odasında geçse de geriye dönüşlerle annenin yaşamını ve anne kız arasındaki nispeten kopuk ilişkiyi de anlatan bir roman. Sadece ölümle ilgili demek çok yanlış olur o yüzden. Aslında bir tür duygularla ve ilişkilerle yüzleşme romanı denebilir. Bilge Karasu çevirisiyle de tadından yenmiyor tabi. Öneririm.
Toprak ve Sessiz Bir Ölüm
Robert Seethaler'ın Toprak adlı romanı ise aslında kısa öykülerden oluşuyor gibi bir tat veriyor. Küçük bir kasabanın sakinlerinin ölüm hikayelerine gidiyoruz öykü tadındaki her bölümde. Ölmeden önce ne düşündüler, yaşamlarından geriye ne kaldı, hikayeleri nasıl, kırgınlıkları, öfkeleri, pişmanlıkları var mıydı, hayatlarına geri dönseler ne söylerlerdi... Bu ve bunun gibi soruların yanıtlarının yer aldığı hikayeleriyle ölen kasaba sakinlerinin yaşam öykülerine konuk oluyoruz. Böylece ölümün yaşamdaki yerini de görüyoruz. Ve ölen bir kişinin yaşamının hangi kesitini anlatmaya, hatırlamaya değer bulduğunu. Gerçekten çok ilginç bir roman ve tertemiz bir anlatım dili. Takip edilecek bir Alman yazar daha bulduğum için kendi adıma ayrıca çok mutluyum, çünkü okuduğum her Alman yazarda Alman edebiyatını çok sevdiğimi fark ediyorum.
Kısacası ölümle ilgili desem de iki roman da aslında basbayağı yaşamla ilgililer. İkisini de okumanızı öneririm. Şimdiden iyi okumalar.
Ve tabi ki iyi yıllar diliyorum. 2020'den hepimizin pek çok ders çıkardığını düşünüyorum. Yaşadığımız en harika yıl olmasa da bu anlamda çok değerliydi bence. 2021'in mümkünse biraz daha kolaylıkla geçmesini diliyorum. Ve hep olduğu gibi ne olursa olsun, fiziksel, ruhsal ve zihinsel sağlığımız yerinde olsun da gerisini illa ki hallederiz diyorum. Sevgiler hepinize.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder