Hafta sonuna girerken size birkaç sergi önerisi bırakayım dedim. Üstelik hepsi de Karaköy'de ve hatta aynı binada. Şu aşağıda gördüğünüz gökkuşağı merdivenler sizi bambaşka sanatçıların işlerine götürüyor. Ben aslında Mixer Arts'ta bulunan Leyla Emadi'nin Gel-Git sergisini görmek için uğramıştım ama diğer katlarda da pek çok ilgi çekici eserle karşılaştık.
Leyla Emadi daha önce de çağdaş sanat fuarlarında ve çeşitli karma sergilerde gördüğüm ve Instagram hesabını da severek takip ettiğim genç sanatçılardan biri. Gel-Git sergisi 3 Nisan'a kadar devam ediyor. Birkaç işten oluşan mini bir sergi ama kesinlikle görmeye değer. Hepsinin de mesajı üstünde diyebiliriz. ;)
Mixer'de bunların dışında Alp İşmen'in kağıt üstüne mürekkep çizimlerine de bayıldığımı söylemeliyim. Sergiler hakkında detaylı bilgi ve çok daha fazla fotoğraf için Mixer Arts web sayfasına bakabilirsiniz.
En üstte yer alan
Pi Artworks'te
İz Öztat'ın kağıt üzerine suluboya çalışmalarını görebilirsiniz. Sanatçı ve eserler hakkında daha fazla bilgi için
buraya tık tık. Bu sergi
23 Mart'ta sona erecek, aklınızda bulunsun.
Ama girer girmez kesinlikle ilginizi çekecek bir parça olan Mehmet Ali Uysal'ın Water Series serisinden o nefis yerleştirmeyi de görmeden geçmeyin derim. Daha önce çalışmalarını görmüş olabilir miyim diye düşünürken Google'ladım ve bingo! Görmüşüm evet. Abdülmecit Efendi Köşkü'ndeki İçimdeki Çocuk sergisinde aynadan yapılmış kağıt kayık da Mehmet Ali Uysal'ın aynı serideki çalışmalarındanmış meğer. Çok sevdim, kesin görmelisiniz.
Ara kat galerilerden kapalı olanlar da vardı, açık olan ve aşağıdaki gibi gördüğüm ve hatta açıklama kağıtlarını da getirip maalesef evin içinde kaybettiğim, o yüzden ne nedir, ne zamana kadar devam eder gibi detayları yazamayacağım çok güzel birkaç çalışma da vardı. Ama nasılsa diğer iki sergi için gitmişken bir uğrar bakarsınız diye düşünüyorum. Sorun yok değil mi? ;)
Bir de Karaköy'e gelmişken tabi ki "hayat sokakta" sloganını da hatırlayabiliriz. Sokakları da yine sergi gezmek gibi keyifli Karaköy'ün (eskisiyle alakası yok tabi ama yine de sevdiğimiz semtlerden kerata). Yani abartmadan hatırlayalım yine de, n'olur n'olmaz. Sonuçta pandemi devam ediyor. Maskemizle arabamıza kadar yürürken görebildiğimiz güzellikler kadarıyla hayat sokakta diyelim.
Umarım artık şehrin sokaklarında, galerilerinde, tiyatrolarında, metrolarında maskesiz gezebileceğimiz günler de bir an önce gelir. Şehrin sunduklarını çok sevmekle birlikte kısıtlı kullanım hali hiç hoşuma gitmiyor ve eve kapanmayı tercih ediyorum. Arada bir kendimi dışarı attığımda da eskiden tadını çıkarmalara doyamadığım bu tür aktiviteleri ne kadar özlemiş olduğumu fark ediyorum. O yüzden şehir hayatı anlamında bu sezonu saymıyoruz, ama seneye Kaş dönüşü kış sezonu için beklentilerim çok yüksek Evren, bilesin.;)
İyi hafta sonları!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder