Pandemi öncesi tam da yine bu dönemlerde gitmek üzere tüm hazırlıkları yaptığımız ancak iptal ettiğimiz iki turdan biri Mardin, diğeri ise Ürdün'dü. İlkini Mart sonunda bir hafta sonu gerçekleştirdik. Onu da Kaş'ta klimanın altında geçirilen eve kapalı günlerde yazarım belki.;) İkincisini de aynı acenteyle ve neredeyse aynı program olarak gerçekleştirdik. Belki de en sonunda söylemem gerekeni en başa not edeyim ki ilgilenenler için bulması kolay olsun. Turumuzu özel tur olarak kendi isteklerimize göre ayarladık. Otel kategorilerini, görmek istediğimiz yerleri ve yapmak istediğimiz aktiviteleri ekledik ve havaalanında yabancı giriş kuyruğunda beklemeden karşılanıp yeniden yolcu edilene kadar bize özel bir araba ve şoförle kusursuz bir planlama ve zamanlama hassasiyeti içinde tüm geziyi tamamladık. Gezilecek yerlerde giriş biletlerimiz verildi ve İngilizce anlatım yapan rehberimize emanet edildik. Puro ya da Ölü Deniz ürünleri almak istiyorum gibi özel isteklerimiz olduğunda bile şoförümüz bizi uygun mağazalara götürdü. Kısacası her şey tam anlamıyla bize özeldi. Böyle bir gezi planlamak isterseniz Jordan Select Tours'u gözü kapalı öneriyorum. Orada tüm yazılmaları yaptığım temsilcinin e-mailini de ilgilenenlerle özelden paylaşırım. Tüm bunları neden yazıyorum: çünkü İngilizceniz varsa bunu tercih etmemeniz için hiçbir neden göremiyorum, zira buradaki turların neredeyse yarı fiyatına böyle bir özel hizmet alabilme şansınız oluyor.
İlk ve son durağımız Amman oldu çünkü THY'nin Akabe direkt uçuşu artık yok. Pandemi öncesi yaptığımız plana göre Amman'a gelip, Akabe'den dönecektik, onu biraz revize etmemiz gerekti bu durumda. Burada House Boutique Suites'te kaldık ve otelin yerine ve temizliğine bayıldık. Çok tavsiye ediyorum. Amman eninde sonunda bir şehir tabi ki, Ürdün'ün geri kalanında göreceğiniz o masalsı yerlerle ilgisi yok. Burada antik tiyatro, kale kalıntıları, cami gibi birkaç tane tarihi ve kültürel nokta var ama ilgimizi çok çekmediği için buraları pas geçtik. Zaten öğleden sonra burada olup Rainbow Street adı verilen alışveriş sokağı, Nabad Gallery ve Wild Jordan Center, Jordan Crafts Center gibi el sanatları ürünleri görülebilen ve satılan yerleri gezdik. Sıcakta yürümek istemezseniz taksilere güvenle binebileceğinizi ve Uber olduğunu söylemek isterim.
Akşam yemeği için methini çok duyduğumuz Fakhreldin Restaurant'ta yerimizi ayırtmıştık. Burada Suriye, Lübnan, Türkiye, Ürdün, Arap mutfağının nefis bir karışımı olan Levanten mutfağı örneklerinden harika mezeler ve yemekleri tadına bayıldığım Ürdün şarapları ve arak eşliğinde denedik. Bahçesi de çok keyifli -adeta bir İtalyan kasabasında bir avludaymışız gibi hissettiren- bu mekanı da çok öneriyorum.
Ertesi gün Amman'a veda ederek gezimize tam anlamıyla başladık. İlk durağımız Mozaikler Şehri olarak bilinen küçük Hıristiyan kasabası Madaba oldu. Burada St. George Rum Ortodoks Kilisesi'ni ve içindeki 6. yüzyıldan kalma, Kutsal toprakları gösteren o meşhur Bizans dönemi moziklerini gördük.
Burada İtalyan sanatçı Gian Paolo Fantoni'nin yapmış olduğu yılanlar dolanmış bir bronz haç heykeli de bulunuyor. Tevrat'ta bulunan Musa'nın tunçtan yapılma yılan şeklindeki halkına mucizevi şifa dağıtan asası hikayesine bir gönderme olarak buraya dikilen bu heykelin haç şeklinde olması da sanatçının birazcık çarmıha gerilen İsa'yı da anmak istemesinden kaynaklanmış sanırım. ;)
Yine aynı alan üzerinde Haz. Musa'nın öldüğü yeri işaret etmek üzere 4. yüzyılın sonunda inşa edilen küçük bir kilise de bulunuyor. Dışarıdan bakıp çok da özellikli bulmayabilirsiniz ama içindeki mozaikler gerçekten görülmeye değer.
Sırada İsa'nın vaftiz edildiği noktayı görmek var. Burası bir zamanlar Hıristiyanların hac yolu üzerindeymiş. Aynı zamanda İlyas peygamberin ateşten bir at arabasının üstünde cennete yükseldiğine inanılan yermiş. Bana böyle şeylerle gelmeyin zaten inancım zayıf diyorsanız daha somut bir şekilde zamanındaki vaftiz kilisesini kafanızda canlandırabileceğiniz bir fotoğraf bırakayım buraya. ;)
Bir zamanlar Jordan Nehri şarıl şarıl akarken -zira şu an nehir demeye bin şahit ister- nehir kıyısına kurulmuş ve birkaç kez de bu nedenle sular altında kalmış -Karadenizli müteahhit bağlantısı var mı araştırılsın! ;)- bu minik şapelde Hz. İsa vaftiz edilmiş. O nedenle burası Baptism Site olarak geçiyor. ve karşı kıyı İsrail toprakları:
Evet, artık dinlenme ve kendimizi şımartma zamanı. Sıradaki durak Ölü Deniz. Dinlenmeyi normal şartlarda sona -yani Petra ve Wadi Rum duraklarının sonrasına- almamız gerekiyordu ama hem başa hem sona alalım dedik biz. Siz belki de en yorucu olan bu iki noktadan başlayıp Ölü Deniz'de bitirecek şekilde turunuzu ayırabilirsiniz. O zaman çamurlarda buluşmak üzere. Görüşürüüüz!
3 yorum:
Sıradaki durakları heyecanla bekliyorum İmgecim 😍😍
Geliyooor! ;)
İmgecim Akabe uçuşu belli günlerde var görülüyor. Sizin seyahatten sonra bir bakalım dedik:) Yeni açıldı demek.
Yorum Gönder