Eurovizyon’da büyük başarılar elde etmeliyiz diye zerre kadar umursadığımdan değil hani de, bu şarkı da o kadar basit geldi ki kulağıma…
Eurovizyon’un amacı aslında Batı'nın değişik müziklerini ve dillerini birbirleriyle yarıştırmak değil midir? O yüzden de şarkımız Türkçe mi olmalıdır, İngilizce mi konusunun cevabı da aslında bellidir. Ama birçok ülke artık İngilizce şarkılar ile katılıyor ve biz de Sertab Erener’in “Every Way That I Can” şarkısıyla birincilik alabildik. Ayrıca derece alamamış olsa da Athena’nın “For Real” da fena değildi hani. Ayrıca mesela Rimi Rimi Ley’den ne kadar nefret ettiysek, Şebnem Paker’in Dinle’sini de o kadar beğenmiştik. Hiç de fena bir sonuç da almamıştık o Türkçe parçayla. O yüzden asıl önemli olabilen herhalde hangi dilde söylendiğinden çok samimi olarak bizi yansıttığını hissettiğimiz ve benimsediğimiz bir parçanın seçilmesi ve parçalara sahte otantiklik (!) katmamış olmak. Ama son iki senedir seçilen İngilizce parçalar da bence bir felaket… Supırstaaa (!!) zaten faciaydı, ama ben bu Kenan Doğulu’nun Shake it Up Şekerim’den de neredeyse aynı ölçüde haz etmedim. Siz de aşağıdaki link’ten dinleyip karar verebilirsiniz.
http://www.milliyet.com.tr/2007/03/09/son/sonyas08.asp
Bu ne yaa? Sonundaki “Hah, hah, hey hey hey!!” bölümü de baya komik ve eğreti durmuş gibime geldi. Acayip tekrar var, ritim çok basit kalmış, Kenan Doğulu’nun karizması ve şovu da parçayı kurtarmaya yetmez gibime geliyor… Umarım aksi olur…
1 yorum:
acaip standart bişey olmuş hakkaten
Yorum Gönder