Bu yaz yedi defa uçak yolculuğu yaptıktan sonra uçan çocuklar konusuna bir el atmak istedim! Uçan çocuklar, 0-3 yaş arası annelerinin kucağında uçağa binen ve uçak çalışmadan ağlamaya başlayıp, yol boyunca çeşitli tonlarda serenatlarını sürdüren ve uçaktan indikten sonra bile bir süre seslerinin beynimizde uğuldamaya devam ettiği çocuklar oluyorlar!
Bunun için bir çözüm önerisi yok mudur acaba diye düşünüp duruyorum. Neyse ki yaptığım uçuşlar en fazla 1 saatlikti. Daha uzun yolda sürekli çocuk zırıltılarıyla yolculuk yapmak tam bir kâbus olur herhalde. Ayrıca bu uçan çocukların değişik bir içgüdüyle birbirleriyle iletişim kurma yöntemleri de var. Bir orkestra ahengiyle aynı anlarda başlayıp, bazıları es verirken bazıları bayrağı devralıp, sonra en yüksek tondan hep beraber çığlıklar atarak etkili bir kapanış yapıyorlar. Evcil hayvanları uçağa bindirmeden sakinleştirici iğne falan yaptırabiliyormuşsunuz. Bu çocukların da biberonlarına ufak dozlarda uyku hapları katmak hiç fena olmayabilir mesela..:)
Son gittiğimiz tatil köyündeki yetişkin iskelesi ve yetişkin havuzu uygulamasından bahsetmiştim. Hani 16 yaşından küçüklerin alınmadığı yerler. Diyorum ki, uçakların da belli bir kısmı ses geçirmez bir cam ile ayrılsa. Çocuklu uçuş yapanları da oraya alsak. Camı kapatır kapatmaz da o gürültüden kurtulmuş olsak, her şey ne kadar süper olurdu! Böylece çocuklarının marifetlerini sergilemeye bayılan anneler de bir arada oturmuş olurlar ve kendi aralarında tatlı bir rekabete girerek uçuşun nasıl geçtiğini anlamazlardı. “Benimkinin sesi pek bir gür çıkıyor, ileride Pavarotti olacak benim oğlum!” “Ay, bizim kız da pek bir heyecanlı, her türbülansta çığlıklar atıyor, üniversite sınavında başarılı olur mu bu heyecanla dersiniz?” (Biliyorsunuz, hırs küpü aileler çocuklar doğdukları anda konuşsun, yürüsün, taklalar atsın istedikleri gibi 2 yaşına falan geldiklerinde de neredeyse üniversiteye hazırlamaya başlıyorlar. Bu dönemlerde doğmadığımız için pek çok açıdan şanslıymışız diye düşünmüyor değilim.) “Şekerim, benimki seninkiyle iyi anlaştı, aynı makamdan söylüyorlar baksana, aynı kreşe yazdıralım bunları.” Gördünüz mü, hiç de fena fikir değil! Yeni dostluklar bile kurulabilir böylelikle.
Ya da mesela bir reiki ustası falan alınabilir her uçağa. Uçuş öncesi çocukların üzerine ellerini koyup, yatıştırıcı bir enerji verebilirler uçan çocuklara.. Tabi, evrenin enerjisini böyle işler için kullanmak doğru mudur onu ustalara bir sormak lazım..:)
Çocuğum olmadığı için böyle konuştuğumu ve zalimane yorumlar yaptığımı düşünebilirsiniz. Ama söz veriyorum, ileride bir çocuğum olursa çocuklu aileler için ayrılmış camlı bölmede seyahat etmekten hiç şikayet etmeyeceğim!!
3 yorum:
canım benim ,senin çocuklar hakındaki görüşlerine bvayılıyorum ve hepsinede sonuna kadar katılıyorum süpersin.
Allah size her fırsatta ağlayan ve ben bunu haketmek için ne yaptım diyeceğiniz bir çocuk versin :) o zaman bu yazınızı aklınıza getirirsiniz
Tövbe diyin ey isimsiz okur! :))
Ben ne yaptım size de böyle bir bedduayı hak ettim, aşkolsun!!! :)
Yorum Gönder