Önceki yazılarımda gezdiğimiz önemli yerleri anlatmaya çalıştım. Bu yüzden bol resimlilerdi. Artık New York gezisi yazılarının kapanışını yapıyorum. Diğer yazılarda belirtmediğim ama kısaca gördüğümüz, bol bol gördüğümüz veya göremediğimiz yerler de vardı.
Örneğin, bir akşamüzeri Chinatown’u gördük. Farklı bir diyara gitmiş gibi olduk. Bir anda tüm tabelaların Çince olduğu, insanların İngilizce konuşmadan ve bilmeden yaşamlarını sürdürdükleri, semt pazarı gibi meyve sebze pazarlarının olduğu, vitrinlerinde bizim sakatatçılarımızda asılı duran etler gibi ördeklerin ve domuz etlerinin asılı durduğu bir bölgeye girdik. Zamanında kaçak olarak Amerika’ya gelip, sonradan buraya yerleşen Çinli, Tayvanlı ve Vietnamlı gruplar bu bölgeyi oluşturmuşlar. Buranın Çin’e bağlı olması muhtemel özerk bir bölge olabileceğini bile düşündük bir an… :) Chinatown’da Çin yemeği yeriz diyorduk, ama ikimiz de cesaret edemediğimiz için şehre dönmeye karar verdik. :)
Bir akşam Soho’daki barlardan birine gidecektik ama zaman bulamadık. Dolayısıyla Soho’yu göremeden döndük. Pazar günü Greenwich Village’e brunch için gidecektik, ama onun yerine tüm günümüzü alışveriş merkezinde ve ertesi gün için bavul toplamakla geçirdik. Pazartesi dönüş uçağı geç olduğu için sabahtan şehre indik ve Greenwich Village’i gördük. Burası hafta sonları kahvaltı için tercih edilen bir yer. Dolayısıyla Pazartesi sabahın köründe maalesef pek bir özelliği yok. NYU (New York Üniversitesi) binasını ve hemen yanındaki Washington Square Park’ı gördük. Meşhuuuurr Lenny’sde kahvaltımızı yaptık. Bir dolu ünlünün ilk tercihiymiş burası, ama diğer kahvaltı yaptığımız yerlerden hiçbir farkı olmayan bir cafeydi bence. Ama alıştık artık bu Amerikalıların “meşhuuur” şeylerine..:)
Son olarak New York’la ilgili gözlemlediğim birkaç noktayı da belirtmek istiyorum. Hani hep yurtdışındayken “Vay be, adamlar medeniler kardeşim, nerede Türkiye’de/İstanbul’da şu….” gibi cümleler kurulur ya. İşte biz o cümleyi neredeyse hiç kurmadık! O açıdan kendimizi evimizde hissettik diyebiliriz. New York, adeta kocaman bir İstanbul gibi. Sokaklarda her tip insan, yerlere atılmış çöpler, kaldırımlarında köpek pislikleri, sokaklarında tuvalet kokusu, trafik ışıklarını pek de dikkate almadan yürüyen yayalar (İstanbul’dan farklı olan yanı, burası cezaların uygulandığı bir ülke olduğu için sürücüler yayaları ezmemeye daha dikkat ediyorlar!), dakiklikten uzak otobüs saatleri ile pek de yadırgamayacağınız bir yer!!
Bu düzensizliğin içinde dikkat çeken farklı noktalar ise her yerde mutlaka engelliler için de alanların ayrılmış olması ve insanların daha saygılı olmaları. Saygılı olmak derken sıra bekleme adapları ya da yanlışlıkla birbirlerine çarptıklarında hemen özür dilemeleri ya da market arabalarını otoparkın ortasına değil yerine götürüp bırakmaları ya da göz göze geldiğinizde gülümseyip selam vermeleri gibi insanca tavırlarını kastediyorum. Bir haftada gözlemleyebildiğim bu kadardı. Gerçi tanıdık tanımadık herkesin birbirine gülüp, selam verip, en azından bir “nasılsınız?” diye sorduğu bu ülkenin insanlarının son derece bireysel yaşamlar sürmeleri de biraz düşündürücü gelmiyor değil! Bu güleryüz sahte mi değil mi, yoksa o da mı bir pazarlama ürünü bilemiyoruz. Ama onların da ciddi ifadelerle ya da gözünü kimseyle göz göze gelmemek için boş boş uzaklara dikerek sokaklarda yürüyen ya da metroya binen bizler gibi tipleri potansiyel katil veya sorunlu asosyaller olarak gördüklerinden eminim. :)
Herkesin kulağında iPod var. Ayrıca yeni çıkmış olmasına rağmen otobüs ve metroda bekleyen birkaç kişinin elinde Sony Reader da gördüm. Mükemmel bir alet - 160 kitap yükleyebiliyor ve ekrandan okuyorsunuz. Gerçi kitabı elinize alıp okumanın tadını verir mi bilemem ama insanlar çoktan bunu da kullanmaya başlamışlar.
Bunlar İmge’nin turist gözlüğünden New York notlarıydı. Bir dahaki sefere umarım keyif gözlüğümden notlar da sunarım. :) Eleştirilerime rağmen ben New York'u garip bir şekilde sevdim. Neyini sevdiğimi tam olarak kendime bile açıklayamıyorum, ama kanım kaynadı işte bir kere. :)
Bu arada bana göre seyahatin kötüsü yoktur! Bir uçak bileti ya da bir tur programı getirin yeter; bir saat içinde hazırım! :)
1 yorum:
süper!! gitmiş kadar oldum ve de kıskandım:)) newyork a gitmek istiyordum!!!
Yorum Gönder