Adını herkesten sıkça duyduğum, duyduklarıma bağlı olarak da mezeleriyle, uzosuyla, buzukisiyle tam bir Yunan atmosferinin yaşandığını, gece 11'e doğru da Yorgo'nun sahneye çıkıp, çılgınlar gibi eğlendirdiğini düşündüğüm Yasu Greek adlı Yunan restoranındayız. Daha önce de birkaç haftasonu son dakika karar verip birkaç arkadaşla gidelim diye aramış, ama hep dolu olduğu için bir türlü yer ayırtamamıştık. Bu sefer 30. yaşgünüm dolayısıyla düzenlenen şenliklerin haftasonundayız. :) Akşam 20:00 gibi orada oluruz diye teyitleşip, yer ayırtmış kocacığım. Saat 20:30 civarı oradayız. (Bu arada yerini bulmak çok zor, ama bulmasanız da olur zaten..hatta daha iyi olur..:)) Zarifi'nin olduğu ara sokağa yakın bir ara sokakta, Tömer Dil Kursu binasının tepesinde bir yer. Ama binanın tepesine çıktığınızda bile adına sanına rastlamıyorsunuz. Saklanmak için bir sebepleri olsa gerek!!
Neyse, saat 20:30 ama hiç yemeğe misafir bekler gibi bir halleri yok Yasu'cuların. Bizi bir alt katındaki Zuzu kafeye oturtuyorlar ve bir koşturmaca başlıyor. Servisler falan yeni koyuluyor üst kata.. Biz ve birkaç kurban masa daha alt katta kurt gibi acıkmış vaziyette bekliyoruz. Neyse efendim, saat 21:00 gibi yukarı çıkıyoruz. Dekorasyonda pek bir Yunan havası yok. Hatta "club mı olsam acaba, yoksa restoran olarak mı kalsam" diye düşünürken aralarda derelerde kalakalmış özelliksiz bir yer gibi görünüyor. Buna rağmen club, restoran, cafe bile denebilir belki ama asla bir Yunan tavernası değil!!
Keyfimizi bozmayalım! Mezeler güzel görünüyor! Hadi Ouzo siparişimizi verelim. "Plomari var mıdır acaba, İso?" derken garson yanımıza geldi ve biz de işin erbabına sorduk: "Ouzo olarak neler var?" Cevap: "Ouzomuz yok, rakı var." Evet, dumur olmuştuk. "Ama web sitenizde yazıyor bir sürü çeşit, bir yanlışlık olmasın?" Garson yenilenme sürecinde olduklarını, ilerde ohooo bi dolu çeşit getireceklerini, ama şimdilik sadece rakı olduğunu söylüyor. "Tamam, o zaman Sarı Tekirdağ istiyoruz," diyor eşim. Ama garson kardeş bize sanki uzaylıymışız gibi bakmaya devam ediyor. "Yeni Rakı?" diye bir çırpınış da benden geliyor, ama adamın yüzündeki ifade aynı. En sonunda bize acı gerçeği açıklıyor: "Sadece Burgaz Rakı var, efendim" En nefret ettiğimiz rakıyla (tatil köylerini de sarmıştı bu meret!Kabusumuz olmuştu bu yaz!) baş başayız. O saatte kalkıp başka nereye gidebiliriz diyerek, "zaten kutlama yapıyoruz canım, olumlu düşünelim" diye yan masayla birbirimize gaz vererek Burgaz'a razı oluyoruz.
Zaten açlıktan ölmüşüz. Mezeler Türk mü Yunan mı umurumuzda değil! Saldırıyoruz Burgaz eşliğinde! Hepsi Türk mezeleri, ama lezzetliler! Çok olumluyuz canım! Hiçbir şey keyfimizi bozamaz!
Ara sıcaklar geliyor. Hoppala! "İhsan, doğru mu görüyorum?" Valla, doğru görüyorum. Çünkü eşim "Biraya mı geçsek acaba?" diyor. Sıkı durun, ara sıcağı açıklıyorum: Patates kroket ve patates kızartması! Yunan patatesi bile olsa yakışmaz yani bu sofraya!!
Artık sinir içindeyim, somurtmaya başladım ve beni tanıyanlar bunun ne demek olduğunu çok iyi bilirler..:) Bu saatten sonra "rakı shot" konseptini geliştirerek, geceden zevk almaya çalışıyorum. Garson da "Özür dileriz, efendim. Yönetim değişikliği oldu da bu hafta, o yüzden işler biraz karışık. Bir düzene girelim mönüde de Yunan ağırlığı artacak. Beyaz peynir falan ekleyeceğiz," diyor!!!! Rakı shot'a yeni başladım, ama kulağıma acayip absürd geldi bu Yunanlı beyaz peynir olayı!!! Neyse, daha neler duyacağız bakalım!
Saat 11'e doğru Yorgo'nun çıkmasını bekliyoruz. Bu arada Türk pop müziği söyleyen biri var mikrofonda. "Yorgo ne zaman çıkacak?" diye soruyoruz bildiğimiz Türk usülü yahni ve pilavımızı yerken. Aldığımız cevap aynen şöyle: "Yorgo Bey, yönetim değişikliğinden dolayı çıkmayacak bu hafta. Ama onun yerine Buzuki Orhan var!" diyor garson gözleri parlayarak. Sanki karşılığında "Ne!!! Aman Tanrım!! Buzuki Orhan mı?!!" falan gibi bir nida bekliyor bizden.
Neyse, artık tartışma fasıllarını falan geçiyorum. Buzuki Orhan'ı dinliyoruz bir süre. (İtiraf edeyim, Buzuki Orhan ve grubu keyifli çaldılar aslında. Ama ben o saate kadar beklediğimin o kadar dışında bir yerle karşılaşmıştım ki tadını çıkaramadım.) Ayrıca Yorgo'lu Yunan gecesi yaşayacaktık hani? Buzuki Orhan'lı bir Türk gecesi beklemiyordum açıkçası!!
Uzun lafın kısası, Orhan'ın Buzukisi dışında Yunan kültürüne, mutfağına, vs ait hiçbir şey göremediğiniz, son derece tatsız ve kimliksiz bir yer. Yönetim değişikliği hiç yaramamış yani!
Ama yine de 30 yaşıma bir "Yasu" diyeyim buradan da..:)
(Hâlâ 30 yaşında olmakla ilgili neler hissettiğimi yazmadım ben değil mi? Off, elim gitmiyor nedense. Dur bakalım, bir ara yazarım elbet.)
1 yorum:
hahaahh..buzuki orhan ha... nasıl bir yonetimmiş yav.. "koklu değişiklikler yapalım, bu yunan tavernasından bütün yunan içki, meze ve sanatçılarını kaldırıyoruz..biraz değişiklik iyi gelir canııım."
Yorum Gönder