Açıkhava Müzesi Gibi Bir Tarih Şehri: Floransa

Gezimizin ikinci günü sabahtan yola çıkıyoruz. Yaklaşık 3,5 saat süren bir otobüs yolculuğuyla Floransa'ya ulaşıyoruz. Rönesans'ın aydınlık yüzlü torunlarının yaşadığı ve maddi yönden ziyade sosyal ve kültürel altyapısıyla burjuva olan bu şirin kenti gezmeye önünde Dante heykeli bulunan Santa Croce (Kutsal Haç) Kilisesi'nden başlıyoruz. Aşağıda kiliseyi ve önündeki meydanı görüyorsunuz:



















Daha sonra ara sokaklardan yürüyerek ve Adalet Binası'nı gördükten sonra Uffizi Galeri'nin avlusuna geliyoruz. O gün yalnızca öğleden sonra Floransa'da olacağımız için o upuzun kuyrukta sıra beklesek bile bu dev sanat galerisini gezemeyeceğimizi düşünüyoruz. O yüzden yalnızca avlusundan ve buradaki heykellerden bazı görüntüler var elimde. (Sonradan turdaki iki bayanın 1,5 saat boyunca o sırayı beklediklerini, içeriye girebildiklerini ve 2 saat gezebildiklerini öğreniyoruz. Böylelikle burası Floransa'da gezemediğimiz için içimizde kalan yerlerden biri oluyor!)


























Uffizi Galeri'yi gezmek isteyenler için bir tavsiye: Bizler gibi turistlerin yoğun olduğu bahar ve yaz dönemlerinde gidecekseniz, Internet üzerinden rezervasyon yaptırın. Birkaç gün orada kalacaksınız, gittiğiniz ilk gün galeri gişesinden de bunu yapabilirsiniz. Bu size büyük kolaylık sağlayacak ve zaman kazandıracaktır.

Buradan sonra o meşhur Senyörler Meydanı'ndayız (Piazza della Signoria). Önce ortada Neptün heykelinin ve yanında ise deniz kızları ve çeşitli deniz tanrılarının olduğu Neptün Çeşmesi'ni görüyoruz.






















Sonra Michelangelo'nun ünlü David heykelinin kopyasına bakıyoruz hayran hayran... (Heykelin aslı Galleria dell'Accademia'da bulunuyor)






















Sonra da diğer heykellere bakıyor ve yerel rehberden hepsinin hikayelerini dinliyoruz. İşte onlardan bazıları:


























Ve tarih yolculuğumuz Duomo Meydanı'na doğru devam ediyor. Burada o görkemli Santa Maria del Fiore Kilisesi'ni, Çan Kulesi'ni ve Vaftizhane'yi görüyoruz.
























Şimdi sırada Santa Maria Novella Kilisesi'ni görmek ve hemen karşısında bulunan ve aynı adı taşıyan tren istasyonundan bilgi almak var. Çünkü yarın trenlerle çok işimiz olacak!!

2 yorum:

mutfakfaresi dedi ki...

Vallahi ben Floransa'yı pek algılayamamış olabilirim çünkü en son gün oradaydık ve 7-8 günlük yurt dışı gezisi birden fazla yer gördüğünde insanı her anlamda bitiriyor. Bir daha böyle bir geziyi (büyük konuşmayayım) düşünemiyorum. O yüzden Floransa bende biraz flu. Hatırladığımsa bir restoranda minestrone ve risotto ısmarlamış kendime gelmeye çalışırken bir taraftanda ortalıkta bolca bulunan yankesicilerden çantamı korumaya çalışıyordum :o)))

Imge dedi ki...

Valla yankesicilerle ilgili bizim de öyle bir gözümüzü korkuttular ki neredeyse fanilalara falan iç cebi dikip gidecektik..:))) Babam da orada pantolonunun ön cebinden (!) paracıklarını kaptırdığı için biz de her anımızı paranoyakça çanta kontrolleriyle geçirdik diyebilirim. Ama Vaticano Cafe adlı yankesiciler (!) hariç kimseye beş kuruş kaptırmadık!! :)