Venedik diyince akla gelen şeylerden biri de maskelerdir. Şehrin sokaklarında birçok maske dükkanı bulmak mümkün! Hatta bazılarının vitrinlerine bakarken kendinizden geçiyorsunuz. Hepsi de adeta birer sanat eseri olan bu maskelerin hikayesi ise aslında oldukça hüzünlü...
Venedik'le ilgili ilk yazımda vaporettodan iner inmez kıyıda Santa Maria della Pieta Kilisesi'ni gördüğümüzden söz etmiştim. İşte şimdi onun hikayesini anlatmanın zamanı geldi.
"Amor" ve "pieta", İtalyanca "sevgi" anlamına gelen sözcükler... Ama içerik açısından aralarında farklar bulunuyor. "Amor" daha çok aşk, tutku ve cinsellik içeren bir sevgiyi anlatıyor. Yani sevgililerin arasındaki sevgi için "amor" kelimesini kullanıyoruz. "Pieta" ise daha şefkat ve merhamet dolu bir sevgiyi anlatmak için kullanılıyor. Örneğin, anne ile çocuk arasındaki sevgi bir "pieta" örneği olabilir. Santa Maria della Pieta ise Meryem'in Şefkati gibi bir anlam taşıyor. Aşağıdaki resimde kilisenin giriş kapısının üstündeki kabartmalarda Meryem'in ve üstündeki meleklerin veba hastalığının pençesindeki çocuklara gösterdiği ilgi, şefkat ve merhamet resmedilmiş.
Peki, bu hikayenin maskelerle ilgisi var mı? Var. Hem de doğrudan ilgili. Çünkü aslında maskelerin çıkış noktası veba hastalığı olmuş. 1348 yılında yaşanan veba salgını nüfusun neredeyse yarısının ölmesine neden olmuş. İşte o dönemlerdeki giyim tarzı da bu salgından etkilenmiş. İnsanların birçoğu hastalıklı görüntülerini ve yara-berelerini gizlemek için pelerinler, uzun eldivenler ve maskelerle hiçbir yerlerini göstermeyecek şekilde giyinmeye başlamışlar. İşte hüzünlü bir ifadeye sahip olan maskeler bu veba salgını dönemini sembolize ediyorlar.
Bundan yaklaşık iki yüzyıl sonra ise Venedik Cumhuriyeti'nin en şaşalı ve sefaya düşkün dönemlerinde (bizim Lale Devri benzeri) de maske kullanımı yeniden yaygınlaşmış. Ancak bu kez amaç farklı. Bu sefahat dönemi devleti çöküntüye götürürken, bu gidişi tersine çevirecek hiçbir şey yapılmadığı gibi kumarhaneler, genelevler ve insanların bolca zaman ve para harcadıkları bu tür merkezler gayet iyi iş yapıyorlarmış!! Eee, genel gidişat bu kadar kötüyken aynı sefahati sürdürmek yüz gerektireceği için yine maskeler devreye girmiş! Yani bu kez insanların zevk-ü sefa merkezlerine gittiklerini gizlemek için! Pis pis sırıtan, mutlu maskeler bu sefa dönemini simgeliyorlar.
Maskelere bir göz atmak ister misiniz?
Kapanışı yapmadan önce bu yazıdan da önemli bir anafikir çıkaralım mı? Şahsen insanların böylesine "olağandışı örtünmeleri" için zihnen veya bedenen gizlemek istedikleri bir arızalarının olması gerektiği sonucuna varıyorum. Ama oralara kadar gitmişken, benim yaptığımı yapmanızda, yani bir maske alıp salonunuzun duvarına asmanızda da bir sakınca görmüyorum!
"Şekerim sen hangi devre aitsin bakayım? Yüzündeki ifade pek ciddi, ama pek de cafcaflı ve süslü püslüsün maşallah! Anlayamadım senin olayını doğrusu!" (İmge maskesiyle konuşuyor, korkmayın, panik olmayın, sessizce ortamdan uzaklaşın!! :) )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder