Gladyatör Dövüşü mü Görmeyi Bekliyordum Acaba? :)

Roma'ya giden herkesin koştura koştura kuyruklara girip, görmeyi beklediği en önemli yapılardan belki de birincisi Kolezyum'dur. Neyse ki, Ongun'un Roma Rehberi sayesinde hem Kolezyum'da hem de Roman Forum'u ve Palatino'yu gezmek için kuyruk falan beklemedik. Çünkü bizim Roma Pass'imiz vardı. (Roma'da üç gün geçirmeyi planlayan herkese bu 20 EUR'luk paketi almasını öneririm. İçinde kapsamlı bir Roma haritası bulunduran, 3 günlük bedava metro+otobüs ulaşımı ve ilk iki müze girişinizi bedava sonrakileri ise indirimli yapmanızı sağlayan faydalı bir eser! Hayvanat Bahçesine bile indirimli girdik! :))

Neyse efendim, kuyruk beklemeden Kolezyum'a girdiğimizde yaşadığım hissi aynen şöyle tanımlayabilirim: Hayal Kırıklığı! Aslında hayal kırıklığı yaşamak için içeri girmem bile gerekmedi, dışarıdan da beklediğim kadar şahane ve görkemli bir yapı olmadığını düşünmüştüm, ama içeride bir şeylerin değişebileceğini ummuşum demek ki! Ama olmadı! Gerçi ben böyle dedikçe İso'cum da "Gladyatör dövüşleri falan mı görmeyi bekliyordun İmge?" diyerek yaşadığım hayal kırıklığının anlamsızlığına değinmeye çalıştı, ama o an bunu anlayabilecek durumda değildim. İçimden "pazarlama dehası yalnızca Amerikalılar için değil, İtalyanlar için de geçerliymiş demek" diye geçiriyordum. (Hatta daha sonra İspanyol Merdivenleri ve Aşk Çeşmesi'ni (!) görünce bu düşüncem daha da pekişti.)

Bu arada burayı gezmeye ayırdığımız gün o kadar sıcaktı ki neredeyse yaz boyunca yanamadığım kadar yandım diyebilirim. Aşağıda Kolezyum'un kemerlerinin altında güneş kremi süren beni görüyorsunuz. :) (Aksiliğe bakın, meşhur mantar şapkamı da otelde unutmuşum!!)






















Kolezyum, yapımına M.S. 72 yılında komutan Vespasianus tarafından başlanmış ve M.S.80 yılında Titus döneminde tamamlanmış bir arenadır. Daha sonra Domitian hükümdarlığı zamanında birtakım değişiklikler yapılmıştır. İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek için gladyatör dövüşleri düzenlermiş.



















Hemen arkamda gördüğünüz tak Konstantin Takı'dır. I. Konstantin'in 312 yılında yapılan Milvian Köprüsü Savaşı'nda Maxentius'a karşı kazandığı zafer sonrasında yaptırılmıştır. En son 1990lı yıllarda restore edilmiş ve iyi korunarak bugüne kadar ulaşabilmiş bir yapıdır.

















Bu takın sağından yolunuza devam ederek Palatino ve Roman Forumu'na doğru gidiyorsunuz. Palatino, Palatines Tepesi'nin üzerine kurulmuş ve Romalı yönetici ve kralların yaşadığı bölgeye verilen ad. Burada devlet binaları, hamamlar ve diğer kalıntıları görebilirsiniz. Ayrıca Roma Mitolojisi'ne göre, Palatine tepesi Romulus ve Remus'un dişi bir kurt tarafından bulunarak hayatlarının kurtarıldığı yerdir. Aşağıda Palatine tepelerinden Kolezyum'un görüntüsünü görebilirsiniz.

















Daha sonra Roma Forumu'na doğru yolumuza devam ediyoruz. Roma Forumu, Antik Roma'nın geliştiği merkez bölgesiymiş. Ticaret, iş, fahişelik, ibadet ve adaletin yönetimi burada gerçekleşmekte olup, burası toplumsal ocağın olduğu ana yermiş. (Ve oldukça iyi korunmuş olduğunu söyleyebilirim. Hatta burası Kolezyum ve Palatino'dan daha çok etkilendiğim bölüm oldu.)





















Evet, sıcağın altında yaklaşık 3 saat süren tarihi turumuzu burada bitiriyoruz. Artık yemek vakti! Yemek için Campo de Fiori adlı küçük bir meydanı tercih ediyoruz. Güneşin etkisi azalana kadar kalkmasak iyi olur diyor ve bir şişe şarap eşliğinde uzun bir öğle yemeği yiyoruz. Öğleden sonra Pantheon'a ve Termini İstasyonu yakınlarında bulunan Santa Maria Maggiore Kilisesi'ne gideceğiz.

2 yorum:

mutfakfaresi dedi ki...

"Pazarlama dehası" konusunda kesinlikle haklısın. Benim Roma'da en çok hoşuma giden şey meydanlardı ve yürüyerek gezmek çok keyifliydi.

Imge dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum. Roma ile ilgili mutlaka görün denilen yerlerden çok meydanları, sokakları, binaları ve yeme-içme mekanları hoşuma gitti.

O yüzden benim için Roma'yla ilgili gıcık yazılar bitti, keyifli yazılar başlıyor diyebilirim!! :)