İstanbul'da bir Sürrealist: Salvador Dali


















Gördüğünüz gibi sergiye girdik. İlk bölümde Salvador Dali'nin yaşamı hakkında bilgiler ediniyoruz. Dali, 11 Mayıs 1904'te Figueres'te (Girona) doğmuş. 85 yıllık yaşamında yalnızca ressamlıkla yetinmek istemeyen Dali, yazar, illüstratör, yapımcı, tasarımcı ve desenci olarak da pek çok eser ortaya koymuş. İşte serginin bir bölümü de onun bu tür çalışmalarına ayrılmış durumda. Dali'nin yaşamı hakkında detaylı bilgiye bu sayfadan ulaşabilirsiniz.

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Akbank'ın sponsorluğunda ve
Gala-Salvador Dalí Vakfı'nın işbirliğiyle,
20. yüzyılın en önemli sanatçılarından, sürrealizm akımının temsilcisi Salvador Dalí'nin yağlıboya tabloları, çizimleri ve grafiklerinden oluşan 270 eserinin yanı sıra el yazmalarını, fotoğraflarını ve çeşitli dokümanları da görebilirsiniz.

Gala-Salvador Dali Vakfı'nda adı geçen Gala'nın kim olduğunu merak edenlere duyurulur: Gala, Dali'nin feci şekilde aşık olduğu Rus asıllı karısı! Dali'nin 28 yıllık birlikteliklerinden sonra 1958 yılında dini nikahla evlendiği karısı Gala, daha önce evlenip boşanmış bir kadın olduğu için Dali'nin babası oğlunun onunla olan ilişkisini uzun bir süre kabullenememiş ve ona küs kalmış.

Aşağıda sergideki en hoşuma giden çalışmalardan biri bulunuyor. Bu tabloda Dali, aynanın önünde oturan karısı Gala'nın resmini çizerken görülüyor. Ama Dali'yi de arkadan gören bir göz var. Ayrıca Dali de kendi aynadaki aksini görüyor. Bir de karısının gözlerini eklediğimizde üç çift gözün gördüğünü Dali'nin resmetmesi ortaya çıkıyor!





















Peki, ya aşağıdakiler ne yapıyorlar dersiniz? Birbirlerini yiyorlar! :) Evet, bu çalışmasının adı "Birbirini Yiyenler":






















Aşağıda da Dali'nin "Çıkarcı Sahte Dinciler" ile ilgili bakış açısını görebilirsiniz:






















Aşağıda ünlü ressamın başarılı fotoğraf sanatçımız Ara Güler ile birlikte bir fotoğraflarını görüyorsunuz:

Tarzını seversiniz ya da sevmezsiniz (örneğin, benim bayıldığım bir tarz değildir), ama Dali'nin yaratıcı ve farklı bakış açısını, yenilikçiliğini, cesaretini ve dehasını kesinlikle takdir ediyorsunuz. Ayrıca Picasso'ya da bayılmam diye gitmemiştim, ama artık böyle önemli sanatçıların ülkemize gelen süreli sergilerini asla kaçırmama kararı aldım. Madem sanatın gelişmesini, müzelerin ve konserlerin dolup taşmasını istiyoruz, o zaman en başta bu tür etkinliklere katılım göstererek destek vermeliyiz diye düşünüyorum. O yüzden artık "pek bayılmam" ya da "tarzım değil" demek yok! Sonuçta en kötü olasılıkla son derece farklı bir bakış açısının varlığının farkına varıyorsunuz. Bu da kulağa hiç de kayıp ya da boşa geçirilen zaman gibi gelmiyor, değil mi?

Sergiyi görmek isteyenler, acele etmenize gerek yok, çünkü Dali sergisi 20 Ocak'a kadar burada olacak. Ama bir şekilde kültür-sanat programınıza eklemeyi de unutmayın. Hafta arası gitme şansı olanların bu şansı değerlendirmelerini tavsiye ediyorum, çünkü haftasonu Hisar'dan itibaren müze trafiği başlıyor ve yaklaşık 1 saat kadar kuyrukta bekleyebilirsiniz. (Gerçi ben bu tür etkinliklerde kuyruk gördüğümde çok sevinenlerdenimdir! Zaten ailece hiç de şikayet etmeden bekledik.)

Bu arada müzeye giriş ücreti 10 YTL.

Size şimdiden iyi gezmeler diliyorum. Bu arada önünüze bir çelloya vahşice saldıran bir yatak ve iki komidin çıkarsa şaşırmayın! Ve kesinlikle sıradışı bir gerçeküstücülük deneyimine hazırlıklı olun!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Evinde otur be kadın biraz... Nebliim çamaşır yıka, ütü dik (o derece karmaşık ev işleriyle iştigal et ve hemen eve intikal et anlamında.)

Kocan olacak o zavallı (yiğidim) iyi bakım görmediği için açbiilaç, sersefil, griplerden griplere yuvarlanmada!!! Oysa ki sen oooooh, ver elini Kadınköy (Bissürü kadın var, o nedenle) ver elini İnebolu, nedir bu ayol!

Yetti gaari...

Imge dedi ki...

:)) Hey Allahım, çok tanıdık geldi bana bu yorum tarzı sanki!! :)

Çorbalar yapıp, soğuk havlu kompresleriyle kocamı iyileştirdikten sonra onu da koluma takıp gittim gezmelere Cadı Kaynana!! Dır dır edip durma her şeye artık!! :)