Viyana diyince aklınıza ilk gelen yemek nedir? Elbette, şinitzel! Ve şinitzel nerede yenir? Elbette, Figlmüller!
Stephansdom'un arka tarafında faytonların beklediği alanda bir pasaj göreceksiniz. O pasajın içinde bir tane, ve hemen pasajın bitiminde, yol üstünde bir tane olmak üzere 2 adet Figlmüller bulunuyor. Arkadaşım Cansu'dan aldığım bilgiler doğrultusunda pasajın dışındakinde yemeğimizi yiyoruz. Yemek kalitesi fark ettiğinden değil, ama pasajın içindekinin daha küçük, yağ kokan, yer bulmanın güç olduğu bir yer olmasından dolayı diğerini tercih ediyoruz. Mönüyü incelemeye bile gerek yok. Zaten açar açmaz karşınızda "Figlmüller şinitzel" ve patates salatası yazıyor. Şinitzellerin ebatlarını görüyor musunuz? Bence 2 kişi için en ideali bir şinitzel bölüşmek ve birer patates salatası almak olacaktır! (Patates salataları da çok lezzetli bu arada...) Biz tam tersini yaptık, ama sizin aklınızda olsun.
Figlmüller hakkında daha fazla bilgi almak için web sitesine buyrun.
Viyana'nın başka neleri meşhurdur? İşte en keyifli bölüme geliyoruz, çünkü Viyana tam bir kahve ve tatlı cenneti. İnanılmaz güzel kafelerde, muhteşem tatlılar servis ediliyor! Önce bunların en meşhurlarından biri olan "Sachertorte" ile başlayalım. 1832 yılında Franz Sacher tarafından keşfedilen bu tatlı, yoğun çikolatalı kek gibi görünüyor. Üzeri çikolata kremasıyla kaplı ve tam bu krema katmanının altından da mayhoşumsu bir kayısı marmelatı tadı geliyor. 1876'da Franz Sacher'in oğlu tarafından kurulan Hotel Sacher'in tescilli markası durumunda.
Bu arada "orijinal sachertorte" ile ilgili birazdan bahsedeceğim meşhur Demel Cafe ile Hotel Sacher arasında uzun yıllar ciddi bir mücadele yaşanmış. (Durumu örneklerle açıklamak gerekirse: Bizdeki "Öz Şampiyon Kokoreç" ya da "Hakiki Sultanahmet Köftecisi" gibi bir durum söz konusuymuş! Ama "orijinal" sıfatı Hotel Sacher'de kalmış!) En sonunda Demel Cafe, kendi sachertorte'sinin adını değiştirmek ve "Demel Sachertorte" yapmak zorunda kalmış.
İşte tatlının kendisinin görünümü:
Gelelim başka bir ünlü kafe olan Demel Cafe'ye! Hofburg Sarayı'nı gezdiğiniz gün, saray çıkışında buraya oturup soluklanabilirsiniz. İçerideki en arka bölmede oturursanız mutfakta olup bitenleri de izleyebilirsiniz. İlk resimde apple strudel'imizin fonunda Demel'in mutfağını görüyorsunuz:
Bir de Karntner Strasse üzerindeki Gerstner Cafe'yi denemenizi mutlaka öneriyorum. Burada da muhteşem cappucinolar eşliğinde "mürdüm erikli strudel" (yine Cansu'nun tavsiyesi) ile bademli bir pasta yedik. Muhteşemdi! Mürdüm erikli strudeli "zwetschkenstrudel" diye sipariş ediyorsunuz. (Nasıl hizmet ama? Şimdi oraya gidip 'İngilizce'de "mürdüm eriği" neydi acaba?' diye düşünecek ya da tatlıyı tanımaya çalışacaktınız. Sizi bu problemden de kurtarmış oldum böylece! Benim gibi gitmeden önce bir kağıt parçasına tatlının adını yazıp, gidersiniz artık...)
Bir de benim gibi büfe yiyeceklerinin (özellikle de sosisli sandviç) hastasıysanız, sizlere iki tavsiyem olacak:
* Birincisi her yerde karşınıza çıkacak olan NordSee adlı fast-food deniz ürünleri satan zincir! Tek kelimeyle muhteşemdi!
* İkincisi de sosisli sandviç tavsiyem olacak. Hemen her köşe başında bir sosisli sandviç, dürüm, kebap satan büfeye rastlayabilirsiniz. (Çoğunluğunu da Türkler işletiyor.) Ama sıkı durun, Kasekrainer adı verilen özel sosisli sandviçi yiyeceğiniz yeri tarif ediyorum: Opera'dan Karntner Strasse'ye girdiniz, 100 metre kadar ilerlediğiniz, sağda Benetton'un mağazasını göreceksiniz. İşte hemen onun önündeki büfede içinden peynir fışkıran o koca sosisli sandviçi yerseniz, benim kulaklarımı çınlatacak ve bana hayır duaları yollayacaksınız! Nereden mi biliyorum? Biz de Cansu için aynısını yaptık da ondan! :)
2 yorum:
Tek tek not aldım, özellikle sosisliyi satan büfeyi..Bir de eski eşyacılardan sütlük ve kahve fincanı koleksiyonum için ucuz bir şeyler bulabilirsem ne mutlu bana.3 gün sonra oradayız.Bilgiler için teşekkürler.
Şebnem,
Rica ederim.. Umarım harika bir gezi olur.. Şimdiden iyi yolculuklar..
Sevgiler.
Yorum Gönder