Rembrandt'ın Konuğu Olduk

Yaşamdan Dakikalar programının bir bölümünde Sunay Akın'ın "Amsterdam'a giden herkes Van Gogh Müzesi'ni görür, ama en az onun kadar ünlü Rembrandt'ın müzeye dönüştürülen evini görmeden gelir" gibi bir şeyler dediği aklımda kalmış. O yüzden gezi programımıza hemen Rembrandthuis'i (Rembrandt'ın Evi) de ekledim.

Her gün 10:00 ile 17:00 saatleri arasında ziyarete açık olan müzeye gitmek için 9 numaralı tramvayı kullanabilirsiniz. Waterlooplein durağında inerek müzeye gidebilirsiniz.

Burası Rembrandt'ın 1639 ile 1658 yılları arasında yaşamış olduğu evi. Mutfağını, misafir odalarını, çalışma odasını, dünyanın değişik yerlerinden aldığı eşyaları (Venedik camından süs eşyaları, kaplumbağa kabukları, küçük çekmeceli dolaplar, denizden çıkan her şey ( :)), vs.) görebiliyorsunuz.

















Müzeye çevrilen bu evde elbette Rembrandt'ın ve diğer sanatçıların tablolarını da görebiliyorsunuz. O dönem hemen hemen her ressam aynı zamanda bir nevi sanat simsarı gibi de çalışıyormuş. Rembrandt da öyle. O yüzden kendisinin başka sanatçıların eserlerinden oluşan koleksiyonundan kalanları görebiliyoruz.

Benim en ilgimi çeken şeylerden biri ise "box-bed" (kutu yatak) adı verilen aşağıdaki yataklar oldu.

















Rembrandt'ın ve hizmetçisinin yatakları böyle dolap gibiydi. Kapağı kapatıp, bu kâbus ortamda uyudukları yetmiyormuş gibi bir de içerisi o kadar kısaydı ki... "Tam da Allah Allah, burada nasıl yatılır yahu, çapraz bile yatılsa cüce olmak gerek bu yatağa sığmak için" diye düşünürken tele-rehberimiz imdadımıza yetişti. İnsanlar o dönemlerde kanın beyinlerine hücum etmesinden korktukları için tamamen uzanmadan uyurlarmış. Yani arkanıza bolca yastık koyup, ayaklarınızı uzatıp uyuduğunuzu düşünün. Bizim televizyon izleme pozisyonumuzda her gece uyuyorlarmış, inanabiliyor musunuz? Bir de o dolabın içine girip!!

O dönemlerde yaşıyor olsaydım kesinlikle dönemin en nevrotik kadını olurdum! Psikologum da en yakın dostum olurdu! (Ama başka yatma biçimi bilinmediği için sorunumuzu çözemeden dostluğumuzu sürdürürdük herhalde!)

Yaşasın şimdiki zaman! Yaşasın uçak pozisyonunda uyunan uykular! :)

2 yorum:

denizero dedi ki...

__offf çok fenaymış hakkaten .... o şekilde uyunurmu yahu:))__

Imge dedi ki...

:)) kabus kutusu da diyebiliriz hatta!