Önce size o arkadaşım hakkında biraz bilgi vereyim. Kolejden aynı dönemde mezun olduk ve aynı yıl üniversite için Ankara'ya yerleştik. Ben ODTÜ'yü, o ise Ankara Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Yıllar boyu ilişkimiz (ara sıra duraklama dönemleri yaşamış olsak da) hiç kopmadı. O artık bir doktor! Doktorlar genellikle soğukkanlı olurlar, bilirsiniz. O da öyledir. Hatta mecburi hizmet için gittiği Doğu illerinden birinde arka bahçesinde yetiştirdiği iki koyunu kesin dönüş yapmadan önce kes(tir)ip, yine doktor olan kocasıyla birlikte yiyebilecek kadar soğukkanlıdır!! :) Bu hikayeyi duyup da "Aaaa, Burçak aşkolsun, beslediğin hayvanı nasıl kesip yersin yaa?!" diye tepki verdiğimde ise bana "Ne yapacaktım yahu? Onu da arabanın arkasına oturtup, yanımızda mı getirseydik?" demişti!
İşte üniversite yıllarında çok daha sık görüşebildiğim bu soğukkanlı arkadaşım bile anneannemin hastalığını öğrendikten sonra Ankara'da olduğumu duyduğu her seferinde "İmge, kötü bir şey yok, değil mi?" diye panik halinde onu sorardı. Sonra rahat bir nefes alır ve konuşmamıza devam ederdik. Artık endişe etmemizi gerektirecek bir şey olmadığını söylemek ve kötü haberi vermek için Pazartesi günü Burçak'ı aradım.
Burçak, anneannemi üniversite yıllarından tanır ve çok severdi. Anneannem de onu.. Onun için Burçak'ın en saygıdeğer yönü ise "doktor çıkacak" olmasıydı. (Küçük kadın, "doktor olacak" yerine "doktor çıkacak" derdi.) İyi okullarda okumamız onun için gurur kaynağıydı ve benim kız arkadaşlarımdan birinin tıp fakültesi gibi zorlu bir okulu bitirip doktor olacak olması daha da büyük bir gururdu. Bir de konumuzla ilgisi yok ama anneanneme ne zaman içinde Burçak'ın adının geçtiği bir şey söylesem "Burçak tarlasında yar yar gelin olması..." diye bir şeyler mırıldanırdı. (Hatta Eti Burçak'ın son reklamında da bu türkünün kullanıldığını duyduğumda aklıma hemen anneannem gelmişti.)
Burçak'la telefonda konuşurken anneannemin onun da aklında kalan bazı özelliklerinden bahsettik. Hatta birkaç gün önce kocasıyla birlikte anneannemin kulaklarını çınlattıklarını söyledi. Kocası işlek bir market yerine daha az iş yapan bir bakkala acıyıp ondan alışveriş yapmaya kalkınca "İmge'nin anneannesi gibi oldun" diyerek onunla dalga geçmiş. "Hatırlar mısın, büyük kurumsal marketler zaten kazanıyorlar diye daha küçük olanlara giderdi?" dedi bana. Aklımdan çıkmıştı onun bu özelliği. Bu arada düşündüm de bende de biraz vardır bu huy. En çok da Bebek'te waffle satan Abbas'ta ortaya çıkar! Abbas'ın önünde kuyruk varken, yanındaki waffle dükkanı bomboştur ve ben bu duruma sinir olduğum için yanındaki dükkana giderim!
Ama Burçak ve anneannem arasındaki ilişkiyi daha özel kılan başka bir şeyler vardı. Aile dışında anneannemin duasını en çok alan kişinin Burçak olduğunu söyleyebilirim. Çünkü o çok zor bir bölümde okuyan bir tıp öğrencisiydi ve tıp fakültesini bitirmenin ne demek olduğunu kendi damadından dolayı çok iyi bilen anneannem de ona seve seve dua ederdi. Artık aralarında sipariş usulü dua sistemi kurmuşlardı. Burçak gün, saat ve ders adını söyleyerek anneannemin ilgili sınavda kendisine dua etmesini isterdi. Anneannem de asla unutmaz ve duasını yollardı doktor adayı arkadaşıma. Burçak'ın sık sık hatırladığı ve yaptığımız telefon konuşmamızda da bir kez daha tekrarladığı bir özelliği daha vardı anneannemin. İyi geçmesi için dua gönderdiği sınavın sonuçlarını mutlaka telefonda ya da görüştüklerinde sorardı. Burçak hâlâ anneannen kadar müşteri memnuniyetine önem veren birini görmedim der. :)
Yıllarca sınavlarımızda, yolculuklara çıktığımızda, iyi haberler beklerken bizler için dua eden bu küçük kadının ruhu için dua etme sırası artık bizde. Anneannem, "beynamazlar!" diyerek bizimle dalga geçerdin. Gidişine çok üzülen bu beynamazlar senin huzurlu uyuman için hep dua edecekler. Nasılsa sen sevgiyle ve içten yapılan her duaya kucak açarsın. Bizden sana giden ve daima gidecek olan bu duaları da aynı şevkle kabul edeceğinden eminim. Huzurlu uykular, Küçük Melek...
2 yorum:
İmgecim başın sağolsun, mekanı cennet olsun. Allah rahmet eylesin..Biliyorsun ben de yakın zamanda babaannemi kaybettim, benden bir iki hafta önce Selcen dedesini, Ayşe de (McGuire) anneannesini kaybetti...Geçenlerde konuşurken isimlerinin başından büyük olanlar teker teker ayrılıyor aramızdan demiştik :((. Yokluklarına alışmak çok zor, anneannene ben de dua gönderiyorum şimdi..Burçak'tan da uzun zamandır ilk defa senin vasıtanla haber almış oldum :) Sevgilerr
Çiğdemcim çok teşekkürler.. Senin babaannenden bir ya da iki gün sonra gitti benim anneanneciğim de..Gerçekten çok zormuş bu olay.. Aradığımda sesini duyamayacağımı veya ankaraya gittiğimde evde olmayacağını aklıma bile getirmemeye çalışıyorum. Allah geride kalan sevdiklerimize ve bizlere uzun ve sağlıklı ömürler verir inşallah!
Yorum Gönder