Pazar günü İso'cumu da ikna ettim ve Piramid Sanat'ın yolunu tuttuk. Doğru tahmin! Bedri Baykam'ın 4-D'lerini görmeye gidiyoruz. Gitmeden önce Piramid Sanat'ı aradım ve Pazar günü açık olup olmadıklarını sordum. Telefondaki ses ise "Açığız, akşam 19:00'a kadar gezebilirsiniz," dedi. Oysa kapıda bizi karşılayan ses tam aksini söylüyordu! "Pazar günleri kapalıyız, ama madem gelmişsiniz üst kata çıkıp gezin bari" dedi gönülsüzce. Biz de içeri girdiğimiz andan itibaren hayal kırıklığı yaratan bu binanın birinci katına çıkarak ruhsuz ve soğuk galeride sergilenen eserleri gördük.
Bedri Baykam siyasi duruşuyla, sivil toplum örgütlerindeki aktif çalışmalarıyla ve sanatındaki cesur ve yenilikçi yaklaşımlarıyla son derece takdir ettiğim ve aydın ve sanatçı tanımlamalarını kesinlikle hak ettiğini düşündüğüm bir isimdir. Fikirlerine ve yazılarına genellikle katılıp, sanatından ise çoğu zaman bir şey anlamamama rağmen! :) Zaten bence özgür bir sanatçı, anlaşılma kaygısı ve sınırları olmadan uçabildiği kadar uçmalıdır. Yakalayabildiğimiz kısmı bizi zenginleştirir, yakalayamadığımız kısmı ise önümüzde varlığının farkında bile olmadığımız, aklımıza hayalimize gelmeyen yeni pencereler açar. Bizi zorlar, başka gözlüklerden bakmaya çalışmamıza neden olur, sonuçta her durumda bizi zenginleştirir.
Bedri Baykam'ın bu son sergisi de Monaco'dan sonra İstanbul'da sergilenmeye başladı ve 1 Mart'a kadar da Piramid Sanat da gezilebilecek. 9-10 katmanın üst üste oturtularak hologram gibi bir görünüm elde edilen bu eserler kesinlikle "değişik." Aşağıda Haliç ve Haremin Bugünü ve Dünü temalı iki tanesini görebilirsiniz:
Serginin tanıtımı için yayınlanan Fransızca, İngilizce ve Türkçe katalogun önsözünü ünyaca ünlü İngiliz eleştirmen Edward Lucie Smith ve genç Türk sanat tarihçisi Ümit Gezgin yazmışlar. Ümit Gezgin, “Özellikle bu dördüncü katman serisi, özgün evrenselliğinin somut ve gerçek açılım gerçekleştirecek postmodern örnekleri olarak karşımızda durmaktadır,” yorumunda bulunmuş.
Sırada Yeşilçam ve New York İkonları eserleri bulunuyor:
Edward Lucie Smith, ise Bedri Baykam'ın çalışmalarını şöyle değerlendirmiş: “Bedri’nin bu son işleri, kelimenin her anlamıyla ‘yeni’dir… Bu yapıtlar karşısında ‘şaşırma’ konusunda hiçbir sıkıntımız olmayacak!"
Valla bu eserlerin bende hayretler ve rüya etkisi uyandırdığını söyleyemeyeceğim, ama değişik oldukları kesinde ve görmesi keyifliydi. Az sayıda eser olduğu için fazla zamanınızı almayacak bu sergiye zaman ayırabilirsiniz.
Kapanışı da Bedri Baykam'ın Atatürk'ün Türkiye'ye ettiği Teşekkürü (!) tasvir ettiği eseriyle yapayım. Umarım arkadaki figürler fotoğrafta yeterince çıkmıştır. Gerçi çıkmasalar da olur, ama anlam kaybı olmasın!! İşte "içinden Atatürk geçen" ve bu konuda kesinlikle samimi bulduğum Bedri Baykam'ın bu duruşuna bayılıyorum. Duruşunun da eserlerine yansımaması mümkün değil elbette...
Sanatçının ellerine sağlık diyor ve bir sonraki sıradışı deneyimi de sabırsızlıkla beklediğimizi belirterek yazımızı noktalıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder