29 Mart'a Ne Kaldı?

Birkaç gün önce telefonum çaldı. Arayan numara hiç de beklenmedik bir numara değil. Annem arıyor. Günde birkaç kez olduğu gibi!! :)



-Söyle bakalım Annoş..
-İmge, babanla bana İstanbul için uçak bileti almıştın ya hani Internet'ten..
-Evet?
-Benimkinin rezervasyon kodunu söyler misin?
-Hayrola?
-Değiştirmeye gidiyorum şimdi. Babanınki hafta arası zaten ama benimkini fark etmeden seçimin olduğu güne almışız!


İşte benim annem! Hep birlikte kendisine kocaman bir "Aferin" yolluyoruz. :)


Evet, anneme iki gün geç kavuşacağım, ama bu kez şikayetçi değilim. Gerçekten de birkaç ay öncesinden webden ucuz bilet yakalayıp bilet almıştım annemle babam için. Sonradan seçim tarihleri gündeme gelince bilet tarihlerini tam da o tarihlere denk getirmeyi başardığımızı fark ettik. Zaten bizim geliş-gidişlerimizde uçak biletlerimiz en az birkaç defa değişmezse olmaz!

Bilinçli vatandaşlar olarak 29 Mart'ta en önemli sorumluluklarımızdan biri olan oy kullanma sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Buna vatandaşlık görevi demiyorum, çünkü "görev" kelimesi sıkıcı bir zorunluluğu çağrıştırıyor. Sorumluluk kelimesini de mi beğenmediniz? O zaman 'birkaç yılda bir gerçekleştirilen sandık şenlikleri'ne davetlisiniz diyelim. Çeşitli parti liderlerine ya da genel olarak sisteme ne kadar sinirlensek ve "bu memleket adam olmaz kardeşim" desek de asla "benim oyumdan ne olacak ki! Boş veeerrr!" demeden 29 Mart Pazar günü tıpış tıpış sandıklarımıza gideceğiz. Çünkü hem hepimizin oyları teker teker çok değerli, hem de oy vermezsek yukarıda bahsettiğim gibi özgürce atıp tutamayız! Buna hakkımız olmaz! Valla, sizi bilemem, ama ben eleştirme hakkımdan asla vazgeçmem!

Oy kullanacağı yeri hâlâ öğrenmemiş olanlar buraya bakabilirler. Zaten muhtarlıklardan da yerel seçimlerde oy kullanacağınız yer ve sandık bilgilerinin olduğu kağıtlar gelmeye başladı.

Talep etme, destekleme, eleştirme ve sorgulama haklarınızdan vazgeçmeyin. Asla "boşver" demeyin. Ve hiçbir zaman umudunuzu kaybetmeyin. Unutmayın: Karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır! Ve bir oy çok şey değiştirir, o da sizin oyunuz olabilir!

Güzel ülkemizle övündüğümüz, çalıştığımız, başardığımız ve uzun zamandır yitirdiğimiz kendimize güven duygusunu yeniden kazanarak dimdik ayakta durduğumuz aydınlık günler görmek dileğiyle...

Not: Bu yazıyı yazarken yaşadığımız metroköyde yağmur yağdığı için iki defa elektrik gidip geldi ve voltajlar sapıttığı için ekranıp kararıp kararmama arasında bocaladı ve ötmeye başladı! Yine de umudumuzu kaybetmeyelim! Ama Bedaş'tan nefret etmeye aynen devam!

(Resmi Sabah'tan aldım.)

Hiç yorum yok: