Haftasonundan Notlar...

Cuma akşamı için planlarımız son anda değişince doğaçlama bir program yaparak Astoria'daki Cinebonus'ta Güneşi Gördüm'ü izlemeye karar verdik. Ama öncesinde yemek için oturacak bir yer bulmalıydık. Önce Okko'yu düşündük. Sonradan Cuma akşamı yemeği için dev bir süpermarketin içindeymiş gibi bir ortamda yemek yerine daha kafe/restoran havasında bir ortam seçelim dedik. (Meğer Okko'nun da üst katı varmış ve gayet restoran havasındaymış! Biz bu bilgiyi sonradan öğrendiğimiz için yararlanamadık. Bari sizler tepe tepe kullanın.:) )

Bu arada bizim seçimimiz de çok güzeldi. Hemen girişte yer alan Cafe Clementine'e oturduk. Hem ortamına, hem servisine, hem yemeklerine, hem de canlı müziğine bayıldım. Evet, canlı müzik de vardı ve çok keyifli bir üçlüydü. Hatta eminim sinema biletlerini almamış olsaydık geceye orada devam ederdik. Ama gece 22:00 matinesine biletlerimiz hazırdı. O yüzden mönüsü son derece zengin, fiyatları makul ve sundukları hizmetin tam karşılığı olan, dekorasyonu güzel bu keyifli mekanda yaklaşık iki saat geçirdik. Tadı damağımızda kaldı!

















Filmi ayrıca yazacağım için o bölümü geçiyor ve Cumartesi gecesine geliyorum. Hangibar.com'dan davetiye kazandığımı söylemiştim. Balkan Fiesta - Serkan Çağrı & Rumeli Band konserine davetiye. Bence keyifli, çünkü Balkan müziklerini çok severim ve acayip bizim müziklere benzer... Hem üzüntüsü hem coşkusu benzer... Boşu boşuna gitmedik Harbiye Açıkhava Konserleri'nde Goran Bregovic'e beş sene boyunca... Ya da iPod'u boşa doldurmadık onlarla.. Spor yaparken de en sık dinlediğim müzikler onlardır, çünkü çok neşeli bir enerji verdiklerini düşünüyorum. O yüzden bu konsere de çok gitmek ve dinlemek istiyordum...Yaptım da.. Maça rağmen bana eşlik edecek birilerini buldum ve en azından ilk yarıyı dinledim.. Kocam da bu arada bana birkaç adım mesafede, Ekvator'da birasını içerek maçı izliyordu.

















Konser güzeldi, tavsiye ederim. Grup şarkı aralarında biraz fazla konuşuyordu gibi geldi bana ve solistin Nurhan Damcıoğlu'nun 30'lu yaşlardaki versiyonu olduğunu düşündüm (tamam, o kadar değil belki, ama kesinlikle andırıyordu), ama yine de güzeldi. Keyifli bir grupla ya da sevgilinizle/kocanızla gidip elinize biralarınızı alıp Serkan Çağrı'nın klarnetiyle coşabilirsiniz. Giderseniz beni de çağırın, tamamını izleyelim birlikte, olur mu? Mirkelam'a giderseniz de çağırın ama unutmayın! Bu iki konsere tekrar gitsem iyi olacak gibi geldi bana!

Neyse, benden ayrılmayın, daha anlatacaklarım var..:)

Hiç yorum yok: