Valla bu konuda hiç de kadınsı eğilimler göstermediğimi hemen itiraf edeyim. Hiç utanmam sıkılmam da yoktur. Erkekli gruplarda da soğana, sarımsağa dalarım, tuzlama içer, kokoreç, ciğer (sabah kahvaltıda bile!) ya da Kızılkayalar hamburger yerim. Karizmamı düşüneceğim diye böylesi lezzetler vazgeçecek değilim. Elbette bir düğüne, iş görüşmesine ya da spora giderken falan yemem bunları. Zaten bu saydıklarım genellikle kapanış yemekleridir. İçkili bir gecenin sonunda eve gitmeden önce süper giderler mesela!
Bu arada bir kere spor salonunda bir kızın buhar banyosundan çıkarken "Üfff, içerisi garlic garlic kokuyor!" dediğini duymuş ve kopmuştum! Ama içerideki her kimse onun sarımsak yemiş olmasına değil, kızın "garlic garlic" demesine! (düşündüm de sarımsak sonrası buhara girmek de feci olabilir ama..:) )
Neyse, konuyu dağıtmayalım ve Apik'e gelelim. Dolapdere'de bulunan ve İstanbul'un en meşhur ve leziz işkembecilerinden biri olan Apik, 1947 yılında, Ermeni Apik Hayrabetoğlu tarafından kurulmuş. Yeri pek sevimli değil, ama mekan çok temiz ve tuzlaması inanılmaz lezzetli. Bu arada aslında kokoreçinin meşhur olduğunu da gazetede okumuştum, ama biz her gittiğimizde tuzlamaya daldığımız için bu konuda yorum yapamıyorum. En son yaklaşık iki hafta önce annemle babam buradalarken onları Altı Haftada Altı Dans Dersioyununun çıkışında Apik'e götürmüştük. İşte meşhur tuzlama:
Fiyatları biraz pahalı (Tuzlama porsiyonu: 10 TL) ve kredi kartı geçmiyor, ama yine de denemenizi tavsiye ediyorum. Zaten yeri biraz sapa kaldığı için çok sık gidebileceğiniz bir mekan değil. Bir de ufak bir uyarı: çorbanızı içerken başınızı kaldırıp, duvarlara bakmayın! Çünkü ya Turgut Özal'ın ya da RTE ve eşinin fotoğraflarıyla karşılaşabilir ve Allah muhafaza tıkanabilirsiniz! :)
Sarımsaksız kalmayın.. Afiyet olsun!
2 yorum:
of of of. valla canim cekti simdi..tuzlama cekk, kokorec cekkk:)
aaa.. kocam salondan mesaj atmış bana.. durun bir dakika, hemen kendisini öpüp, geliyorum. :))
Yorum Gönder