Hem de haftalar önce Anadolu Yakası'nda buldum.
Ongun ve Dido'nun Beşiktaş'ın şampiyonluğunu ilan ettiği Cumartesi günü bizi Anadolu Yakası'na geçmeye ikna etmeleriyle tanıştık kendisiyle. Yılda ancak birkaç kez karşıya geçtiğimiz ve Anadolu Yakası'na geçişi şehirler arası yolculuk gibi gördüğümüz için genellikle kocamın ve benim köprüyü aşmayı gerektiren planlara "ikna edilmemiz" gerekir.:) Neyse, iyi ki ikna edilmiş ve Vapiano'ya gitmişiz.
Bir kere son derece rahat ve huzurlu bir bahçe ortamında oturuyorsunuz. Gerçi huzurunuz etraftaki çocuk sayısına ve çocukların hiperaktivite durumlarına göre değişebilir. Burası çocuklu aileler için de son derece uygun bir yer olduğundan etrafta koşturan küçük insanlara rastlayabilirsiniz. Bizim açımızdan sorun yoktu doğrusu, bahçenin en uç masasına yerleştik ve koşarak yanımıza gelen çocuklar meselesini de kocam halletti. Çocukların duyacağı şekilde anlattığı korku dolu hikayelerden sonra etrafımızda koşturan çocukların yerini uzaktan masamıza bakan tedirgin gözler aldı!
Vapiano'dan içeri girerken sizi karşılayan güleryüzlü bir servis elemanı zaten kartlı sistemlerini size anlatacaktır. Girişte verdikleri kartlara aldığınız yiyecek ve içecekler yükleniyor ve çıkışta kartınızı verip ödemeyi yapıyorsunuz. Çok basit ve Alman usulüne de çok uygun!
Almanya merkezli bu süper İtalyan restoranının adı "Hayatı hafife al, uzun yaşa" anlamına geliyormuş. Vapiano'nun dünya üzerinde 30 adet şubesi bulunuyor. Hangi ülkelerde olduklarını web sitelerinden görebilirsiniz.
Gelelim neler yiyebileceğinize... Yani işin en keyifli kısmına...
Başlangıç olarak Vapiano spesiyallerinden Antipasta Piatto tabağını ve dana carpaccio'sunu almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Carpaccio dilimlerinin zar gibi inceliğine ve tabaktan alırkenki krema kıvamına şaşıracaksınız. İlk tabak da karışık başlangıçlardan oluşuyor. İçinde bruschetta, ızgara sebzeler, taze mozzarella, pesto sos, salam ve baharatlı sucuk var. Ortaya bir de roka ve parmesan salatası söylemenizi öneririm. Parmesan peynirleri çok başarılı. Sarımsaklı ekmekleri de öyle. Aslında tüm yemekler çok başarılı. Ve pizza, makarna ve salatalarda kendinize uygun kombinasyonlar yaratabileceğiniz şekilde esnekliğe olanak tanıyan bir mekan. Şarapları, tatlıları ve kahveleri (illy) de çok güzeldi. Tüm bunların üstüne fiyatlarının da oldukça makul olduğunu söyleyebilirim. Yani benim değerlendirmeme göre fiyat-kalite oranı son derece yüksek bir yer.
Kahve ve tatlıdan sonra evlerimize gittiğimizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Caddenin hemen karşısında Taps olduğuna göre birer (belki de ikişer) bira içmeden dönmek olmaz. Ama Ongun birer çalı parçasının ardına gizlenip, kamuflajlı, yavaş hareketlerle karşıdan karşıya geçmemizi öneriyor. Haksız da değil hani.. Çünkü son yarım saattir dışarıdan gürültü, patırtı, şangırtı, küfür ve en sonunda da polis arabalarının sirenlerini duyuyorduk. Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlaması yapmasına izin vermeyen Fenerliler ortamı bir süreliğine savaş alanına çevirmişler. Biz çıktığımızda olaylar durulmuş, sesler azalmıştı. Birkaç polis birkaç kendini bilmezi haklarken biz de karşıya geçip, kendimizi Taps'e attık. Günün biralarını öğrendik ve siparişlerimizi verdik:
"Ben bir Amber alayım lütfen!"
Şerefe!
1 yorum:
Il Vapiano Benitta Machiato.
Mmmm- Mamamia
Yorum Gönder