Annem Ve Kızım

Bu hafta sonu "İstanbul Design Weekend" etkinliği vardı. Günümüzle gelecek arasında Akdeniz Tasarımı konulu bu etkinlik İstanbul'un dört bölgesinde (1. Bölge: Taksim, Beyoğlu, Galata; 2. Bölge:Şişli, Nişantaşı, Akaretler; 3. Bölge: Etiler, Levent, Sahil; 4. Bölge: Haliç) gerçekleştirildi.

18 Haziran'da bu etkinlik kapsamında Mudo Concept'in Nişantaşı şubesinde "Annem ve Kızım" sergisi başladı. Yalnız bu sergi sadece bu tasarım hafta sonuyla sınırlı değil. Küratörlüğünü Işıl Gençoğlu'nun üstlendiği sergi 6 Temmuz'a kadar mekan sponsoru olan Mudo Concept'te gezilebilecek. Adından da anlaşıldığı üzere bu sergi 'anne olmak' ve 'annesinin kızı' olmak ve hissettirdikleri üzerine yapılmış tasarımlardan oluşuyor. Sergilenen çeşitli tasarım objeleri arasında aydınlatma ürünleri, aynalar, süs eşyaları bulunuyor. (Bu arada bu sergi ilk olarak Mayıs ayında Anneler Günü kapsamında gerçekleştirilmiş.)

Benim en beğendiklerimden bazıları aşağıda yer alıyor. Sağ üst resimde gördüğünüz Gül Bolulu'ya ait Kökler adlı çalışmada birinci beden (Mor) anneyi, ikinci beden (Yeşil) kızı ve üçüncü beden (Turuncu) ise torunu simgeliyor. Üç beden, üç kuşak, nesilden nesile aktarılan bilgiler... Mor kızda, mor ve yeşil torunda... Anneden kızına, anne ve kızından toruna... İlginç, değil mi?

Onun hemen sol alt çaprazındaki objeler ise Osmanlı minyatür sanatının yaşayan son temsilcisi Günseli Kato'ya ait Olduğu Gibi adlı çalışma. Sağda en alttaki üç aynada ise üç kuşak arasındaki fark anlatılmaya çalışılmış. İlk aynada filizlenmeye çalışan incecik bir dal, ikincisinde doğurganlığı simgeleyen çiçek ve yapraklarla çoğalan dallar, üçüncüsünde ise tamamen olgunluk çağında, kocaman yaprakları olan bir ayna görüyorsunuz. Bu eser, cam üfleme sanatçıları Gamze Araz Eskinazi ve Yasemin Sayınsoy'a ait.

















Sol üst köşede Sabrina Fresko'nun gümüş ve bronzdan yapılmış "Lara, Su Perisi" adlı aksesuar tasarımı bulunuyor. Sanatçı, anne-çocuk ilişkisinin genel bir çerçeve içinde tarif edilmesine rağmen aslında bir sanat eseri kadar özgün, her gün yeniden keşfedilen, süprizler, güzellikler ve bazen de acılarla dolu bir hikaye olduğuna inanıyor. Keşfetmeyi ve öğrenmeyi seven anne kız içinse bitmeyen bir bilmece...

En alt sırada ortadaki aksesuar çalışması Teslis ise Gülnur Özdağlar'a ait. Malzeme olarak pet şişe kullanıldığını görür görmez ismi de nereden hatırladığımı çıkardım. Geridönüşüme değil üstdönüşüme inanan mimarın çalışmalarını daha önce bir dekorasyon dergisinde görmüş ve bu yazımda bahsetmiştim.

Bunlar serginin benim objektifime yansıyan bölümüydü. Bunun dışında Deniz Tunç'un "Rüya", Dilek Işıksel'in "Bedensel Döngü" ve Sevgi Karay'ın "Bendeki Benler" çalışmalarını da beğendim. Zaten toplam on üç eserden oluşan küçük, ama keyifli bir sergicik bu. Mekan zaten keyifli: Mudo Concept! Yani gitmek için bahaneye gerek yok. Ama siz yine de 6 Temmuz'a kadar sergiyi de bahane ederek uğrayabilirsiniz.

İyi gezmeler...

4 yorum:

Bivet dedi ki...

Sevgili Imge;

Henüz Mudo Concept ziyareti yapamadım. Ancak Gül Bolulu'nun tarzı bana hep Paul Cézanne kokar, yumusak ama detaylı.

Yeniden yazman cok hos.

Selamlar
B.

Imge dedi ki...

Bivet,

Seni de yeniden buralarda görmek çok hoş..

Sevgiler.

mutfakfaresi dedi ki...

eheheh yeni layoutunu yerim ben senin:o))))))) süper ötesi olmuş bayıldım. yarın sabah kargalarla beraber kalkıp Amasra'ya 3 günlük bir kaçamak yapıyorum. öptüm. mucks mucks...

Imge dedi ki...

Dur şekerim, utandırıyorsun beni.. :)) Daha olmadı, uğraşıyorum üzerinde.. Hem bana hem de mevsime uygun bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum bakalım..:)

Bu arada Amasra'ya güle güle git ve gel Özlem'cim.. İyi tatiller!!