Haftanın Hoşuma Gidenleri

Hatırlarsanız "Gıcık Olduklarım" kategorisinin üçüncü yazısını yazarken hoşuma giden şeyler de oluyor demiştim. Şimdi gelin onlara bir göz atalım:

* Haftanın en hoşuma gidenleri listesinde ilk sıraya bir hastaneyi yerleştireceğim. Hiçbirimizin hastaneye işinin düşmemesini diliyor, ama yine de yılda bir kez kendi rızanızla gidip check-up yaptırmayı da unutmamanızı öneriyorum. Çoğumuzun özel sağlık sigortaları kapsamında yılda bir kez ücretsiz check-up hakkı olduğunu da hatırlatayım. Biz iki senedir bu hizmet için İstanbul Cerrahi Hastanesi'ni tercih ediyoruz. Çalışanlarının hepsi de o kadar ilgili ve güleryüzlü bir yaklaşımla sizi karşılayıp, her aşamada size eşlik edip, yönlendiriyorlar ki aslında bir hastaneye gelmiş olduğunuzu unutuyorsunuz. Bir tek kalp için EKG çekildiği sırada yine oldukça güleryüzlü olan doktor hanımın söylediği bir cümleden sonra biraz irkildim, ama ardından gelen açıklama ile ne demek istediğini anlayınca içim rahat etti. Üzerime kablolar falan yapıştırmaları için uzandığımda doktor hanım bana "İmge hanım şimdiye kadar gelen yüzlerce kişi arasında herhalde bir tek siz sedyeye bu kadar yakıştınız!" dedi. Gülümseyerek ve yüzünde hoş bir ifadeyle söylediği için "sedyeye yakışmak" ifadesinin bende çağrıştırdığı kadar kötü bir anlamı olmadığını fark ettim, ama yine de açıklama bekleyen gözlerle kendisine bakmış olmalıyım ki doktor devam etti, "sedyeler daracık olduğu için üzerine her uzanan adeta yanlardan taşıyor. Demek sizin gibi ince ve zarif olmak gerekiyormuş." İşte o andaki yüz ifademi herhalde tahmin ediyorsunuzdur. Tabi odadan nasıl kabararak çıktığımı da! Hani sanki hastane odasından değil de beni 'top model' seçen bir yarışmanın favorisi olarak gösteren jüri üyelerinin bulunduğu salondan çıkmış gibiydim. O sırada farklı bir alemde olduğum için İso'cuma da yeterince destek olamadım. Malum göğüs nahiyesindeki tüylü (!) tabakanın üzerine yapışacak bantların ve onları nasıl çıkarabileceğinin paniğini yaşıyordu kendisi. :)



* Hoşuma gidenler serisinin ikinci sırasında Yves Rocher'in Luminelle serisi geliyor. Bronz pudrasından ve dudak parlatıcısından son derece memnun olduğumu söylemeliyim. Web sitelerinden diğer ürün çeşitlerini de öğrenebilirsiniz. Bu arada doğumgünü promosyonum sırasında aldığım Gestes d'Institut peeling kremini de severek kullandığımı söyleyeyim.




* Son olarak da son derece yaratıcı bir üstdönüşüm fikrini sizlerle paylaşmak istedim. Bu ayın Maison Francaise dergisinde gördüğüm ve bayıldığım bu fikrin yaratıcısı Mimar Gülnur Özdağlar. pet şişeleri ısıtıp, eritip, delip yeniden biçimlendirerek negatifi pozitife dönüştürmeyi başaran Gülnur Özdağlar, geridönüşüme değil üstdönüşüme inandığını belirtiyor.

















O pet şişelerden o kadar şık tasarımlar yaratmış ki hayran olmamak mümkün değil. Kaseler, düğmeler, avizeler, takılar, vs gibi bir zamanlar pet şişe olan bu değişik objeleri görmek isteyenler buraya lütfen.

Demek ki neymiş? Gözümüze, gönlümüze, ruhumuza, bedenimize iyi gelen şeyler de oluyormuş hayatta! Onları görünce takdir ve teşekkürlerimizi sunmak da bizlere düşüyormuş. Benim de bu hafta içimden yukarıdaki üçlüye takdir ve teşekkürlerimi yollamak geldi. Eksilmeyin çoğalın inşallah! :)

6 yorum:

checkup dedi ki...

gerçekten çok güzelmiş

Imge dedi ki...

teşekkürler..beğendiğinize sevindim..:)

ariston beylikdüzü servisi dedi ki...

blogunuz çok güsel başarılar diliyorum büyükçekmece beko servisi

Imge dedi ki...

teşekkürler..

Adsız dedi ki...

young klinik

Adsız dedi ki...

Taksitle estetikSüper bir yazı