Daha önce de bahsetmişimdir. Büfe ve sokak gıdalarına bayılırım. Elbette güvenilir bulduğum yerlerde yemek şartıyla... En bayıldıklarım arasında da midye tava ve midye dolma gelir. Bu anlamda Şampiyon'u da çok severim, ama Beyoğlu'nda Balık Pazarı yakınlarındaysam, Mercan'ın tartışmasız bir üstünlüğü olduğunu söyleyebilirim.
Bu hafta Ankara'dan misafirlerimiz vardı. Kayınvalidem ve kayınpederim bizdeydiler. Dolayısıyla Ankaralıları bir akşam Beyoğlu'na götürmek farz oldu. Yeme-içme planını da "her telden Beyoğlu" konseptine uygun olacak şekilde hazırladık. Ve gecemize Mercan'da başladık.
Burada her zaman olduğu gibi ortaya sürekli gelip giden tabaklardan oluşan akşam yemeğimizi yedik. Mercan'ın son derece lezzetli ve mide dostu midye dolma, midye tava, kokoreç, kalamar tava ve hamsi tavalarını midelerimize indirdik. Mercan, 1960 yılında Büyükada'da kurulmuş. Türkiye'ye midye tava lezzetini sunan ilk isim olan Mercan'ın şu an Beyoğlu başta olmak üzere toplam yedi adet şubesi bulunuyor. Daha detaylı bilgi için web sitelerine göz atabilirsiniz. Ama detaya gerek yok diyorsanız da zararlı gıdalar uzmanı blogcunuzun buraya tam not verdiğini ve gözü kapalı tavsiye ettiğini aklınızda bulundurunuz lütfen.
İşte planın bundan sonrası biraz karman çorman oldu gibi geldi bana, ama evsahibi olarak İso'yla birlikte hiç bozuntuya vermedik. :) Beyoğlu'na gitmişken "hepsi bir arada" programı yapalım dedik ve Litera'ya gittik. Dejavu! Hem de aynı masadayız! Adana ekibi gördüğüne göre Ankara ekibi de eksik kalmamalıydı! :) Tabi Mercan sonrasında Litera biraz kültür şoku etkisi yarattı, ama olsun. Gerçi Cumartesi gecesi teras oldukça esintiliydi ama rüzgar, önümüzde KAV Doluca Boğazkere-Öküzgözü şişesi durduğu sürece bizim keyfimizi kaçıramayacağını bilmiyordu galiba!! Kendi şallarımızın üzerine Litera şallarımıza bürünüp, kaldığımız yerden devam ettik.
Üstüne de elbette İtalyan dondurması! Ama ben günlük çıkıntılık hakkımı dondurma konusunda kullanarak Mado'dan bir top hindistan cevizli dondurma yiyerek kapanışı yaptım. Aaaa pardon, unutmuşum, gecenin asıl kapanışını balkonumuzda nargile sefası yaptıktan sonra yaptık. Bu da yaz akşamlarının zararlı ve keyifli alışkanlığı işte! O kadar olur canım, değil mi?
4 yorum:
İmge öncelikle yeni tasarımın hayırlı olsun, gözü yormayan, sade ve hoş bir tasarım olmuş yazı fontu da çok güzel :)
Mercan'a gelirsek kimbilir kaç defa gittim hatırlamıyorum. Özellikle içkili bir gece sonrası malum mide kazıntısı oluştuğunda uğradığım 3-4 yerden biridir :)
Litera'yı da ayrıca çok severim. Ortaklarından biri bizim liseden (İEL) mezun olduğu için buraya sık sık gideriz. Zaten giriş katında da bizim dernek de var :)
Ata,
Beğendiğine sevindim.. Teknik desteğin için de ayrıca teşekkürler..
Bu arada "içki sonrası mide kazıntısı" olayı sadece biz Türkler'e mi mahsustur diye de merak etmişimdir hep.. :)) Normal insanlar evine gidip yatar, bizler gecenin o saatinde Kızılkayalar'ın, Mercan'ın, Şampiyon'un, Bambi'nin önünde kuyruk oluştururuz!! Yabancı kültürlerde de pub'dan çıkışta "bir wrap atalım" olayı var mıdır acaba? :)
Imgecim, ben de sayfani cok begendim super olmus:)Gule gule kullan. Bu arada ben de genelde gelenleri ayni sekilde agirliyorum, Fransiz Sokagina ya da Litera vs ye gitmeden once illaki Sampiyonda bir seyler yiyorum.Bu arada utanarak soyluyorum ki, ben hic Mercanda yemedim:( Ama bu yaziyla birlikte yemeye karar verdim:0) Hii bi de biz de genelde dondurmaya pek yer kalmiyor.. Ama o da benim bos mideyle yemeye bayildigim bisey:)
Nymphea,
Çok teşekkürler.. Senden esinlendim, Ata'dan destek aldım, ortaya çıkardım bir şeyler bakalım..
Tatil dönüşü sendromundan kurtulmuş gibisin.. Dönüş yazını okudum da yorum atmaya cesaret edememiştim. :) Genellikle ben de Adana'dan, yazlık ya da yayladan döndüğümde potansiyel katil kimliğime bürünmüş olurum da ondan! :)
Sevgiler..
Yorum Gönder