Nermin Bezmen'in romanlarını okumayı severim. Beni alıp farklı dünyalara, farklı hikayelerin içine sürükleyen, kolay okunabilir, keyifli bir romantik dönem filmi tadında kitaplardı şimdiye kadarkiler. Hatta en son büyük bir merakla Sırça Tuzak'ın devamını bekliyordum ki Nermin Bezmen sevgili eşi Pamir Bezmen'i kaybetti ve ortaya bu kitap çıktı.
Bezmenlerin aşkına inanıyorum, Nermin Bezmen'in büyük bir acı çektiğine inanıyorum, bu kitabı yazarken son derece içten olduğuna inanıyorum ve böyle büyük bir kayba ve onun acısına saygı göstermek durumunda olduğumuzu düşünüyorum. Ama yine de bu kitapta Nermin Bezmen'in diğer romanlarındaki o lezzetli tadın zerresini bulamadığımı söylemeliyim. Evet, bu bir roman değil.. Kaybedilen sevgiliye yazılan notlar, onun ardından tutulan bir günlük, iç dökmeler ya da buna benzer bir şeyler.. Dolayısıyla bu kitaba büyük bir aşk hikayesinin anlatıldığı bir roman gözüyle bakmamalıydım, kabul ediyorum... Ama Nermin Bezmen'in kaleminden o büyük aşk hikayesinin anlatımı da kesinlikle daha etkileyici olabilirdi diye düşünüyorum.
Neden mi?
1) Nermin Bezmen, rahmetli eşi ile konuşurmuş gibi yazdığı her cümlesine "aşkım, canım, birtanem..." diye başladığı için kitap boyunca yaklaşık yüz bin defa bu sözcüklerle başlayan bir cümle okuyorsunuz. Bu cümlelerin yaklaşık yirmi beş bin tanesi "çenendeki gamzeden ne de güzel tuz tadı alırdım" ile devam ederken geri kalan yirmi beş bin tanesi ise "seni o kadar çok özlüyorum ki, dün gece yatmadan önce elimde kadehimle balkonda boğazı izlerken yanımda yine sen vardın, sonra da yastığımın yanındaki kırmızı kazağına sarılıp uyudum..." tadında devam ediyor.
2) Gelelim diğer yirmi beş binlere... Yaklaşık yirmi beş bin tane şuna benzer cümle okuyorsunuz: "Hayatım benim, hatırlar mısın senden on yaş büyük karın sürekli hayatında sorun yaratırdı.." "Aşkım benim, karşımda elli yaşında karın ve otuz yedi yaşında sen vardınız, bense sadece on yedilik bir tıfıl idim.." "Canım sevgilim, sorumsuz ve cadı karın seni üzerken bense hamileliğimin sorumluluğunu bile tek başıma üstlendim, sana hiç dert yaratmadım, yanında ağlamamaya çalıştım, bıdı bıdı bıdı"... Öncelikle "sıkıntı yaratmayan, maddiyatta gözü olmayan, aşık sevgili" ve "duygu sömürüsüne başvuran, cadı ve maddiyat düşkünü karısı" tanımlamalarından hiç hoşlanmadım! Ayrıca işin duygu sömürüsü kısmına gelecek olursak, iki kadının da birbirlerinden altta kalmadığı anlaşılıyor. Biri aleni, biri gizli olmuş ne fark eder. Elbette, mücadele bu kadar zorlu olunca, otuz dört senelik güzel bir beraberliğin ardından bile birtakım ifadelerde açığa çıkabiliyor demek ki! Belki de normaldir, ama ben yine de eğitimli, kendine güvenen, kaliteli ve başarılı bir kadın yazara ve onun büyük aşkına yakıştıramadım bu cümleleri!
3) Bir de bunların üstüne bu hikayenin bir aşk hikayesi olmasının yanı sıra aslında fazlasıyla klişe (patron ve sekreteri) ve yaklaşık bir yılı aşkın bir süre devam eden bir aldatma hikayesi olduğu gerçeği de kitabın üzerimde bıraktığı etkiyi azaltmış olabilir. Bir arkadaşımla yakın bir zaman önce aşk meşk konularından konuşurken söz dönüp dolaşıp bu konuya da geldi. Arkadaşım Nermin Bezmen'in katıldığı bir televizyon programında şuna benzer bir şeyler söylediğini duyup, programa takılmış: "Ben on yedilik tıfıl bir genç kızım, Pamir ise otuz yedi yaşında evli patronum. Ve biz aşık olduk. İnanabiliyor musunuz? Hem de sene 74!" Arkadaşım biraz da sinirli bir şekilde "'Hem de sene 74!' diye gururla üstüne basarak bahsettiği şey, klasik bir aldatma hikayesi! Senesi mi olurmuş bu işin?!" diyordu. Gerçekten de kim bilir, belki de aldatmak da şarap gibi bir şeydir. Kalitesi yılına göre belli oluyordur! :)
Neyse efendim, sonuç olarak İso'nun "Nasıl gidiyor?" diye her soruşunda "Oooff, Nermin Bezmen beni canımdan bezdirdi!" diyerek okuduğum bu kitap on sayfa daha uzun olsaydı Bezmen defterini tamamen kapatırdım diye düşünüyorum. Okuduğum roman büyük bir aşk hikayesinden çok magazin dergilerinin dedikodu sayfalarından fırlamış bir haberin hikayesi gibiydi. (Daha önce de dediğim gibi Bezmenlerin arasındaki aşka inanıyorum ve ayrıca onların özel ilişkilerini sorgulamak ya da eleştirmek de bana düşmez. Benim eleştirdiğim nokta tamamen anlatım ile ilgili.. Ve galiba bir beklenti uyuşmazlığı ve ciddi bir hayal kırıklığı söz konusu!) Ama yine de Sırça Tuzak'ın devamına da bir şans vereceğim. Sonrasına bakarız artık!
Not: Tuhaf bir şekilde kitabı sevmememe rağmen Pamir Bezmen'e kanım kaynadı diyebilirim. Çok eğlenceli, iyi niyetli, sevgi dolu ve pozitif bir karakter olduğunu düşündüm. Sonrasında webde biraz araştırma yapınca da hakkında hemen hemen hiç olumsuz yorum yapılmamış olduğunu gördüm. Ebedi uykusunda huzurlu olması dileğiyle...
10 yorum:
Bende okudum kitabı ve tam tamına beyaz diziler gibiydi. Zengin, olgun erkek, güzel genç kız, patron-sekreter ilişkisi, arada başkaları, yatlarda gezmeler, marka çakmaklar, siğaralar falan ve sonunda mutlu son:)
Korkarım, böyle bir aşk için patronuna aşık kızlar hamile kalmasın, "74" de evleniyorlarmış ama 2009 da pek olası değil...
Nermin Bezmen'in "Sır" ve "Aurora'nın İncileri" kitaplarını okumuştum. Okuma zevkini öldüren kitaplardandı benim için. Gerekli-gereksiz kullanılan virgüllerdi bu durumun sebebi. Bir daha bir Nermin Bezmen kitabına el uzatmam herhalde :)
Fatma,
Haklısın.. 2009 yılı için 'aşkın bittiği an' bile olabilir bu durum..:)
Parpali,
Ben de okumuştum o kitapları ama virgüllere hiç dikkat etmemişim. Bir dahaki kitap için takılacak yeni bir nokta bulmuş oldum sayende..:)
Sevgiler..
Ben hic okumadim Nermin Bezmen kitabi, nedense ilk ciktigindan beri hep bir onyargim oldu. Ancak son zamanlarda ciddi anlamda cok duydugumdan belki ilerde kendisine bir sans taniyabilirim.Ama anlasilan o ki, okudugum ilk kitabi bu olmayacak:)
Nymphea,
Kurt Seyt'lerle başlamanı öneririm. Okuyalı on seneyi geçti ama o kitapları çok sevmiştim diye hatırlıyorum. Özellikle de Kurt Seyt ve Shura'yı..
Bu kitabı okuduktan sonra ne düşünüp hissettiysem aynısını, hem de çok güzel dile getirmişsin. Bana fikrimi sorduğunda anneme tam ifade edememiştim, şimdi bu yazını basıp ona okuyacağım. :)
Lamour,
Çok teşekkürler.. Annenle aranızdaki iletişimde ufak bir pay kapmış olmak da çok keyifli..:))
Sevgiler..
Ben henüz Nermin Bezmen okumamıştım. Bu başlığı görünce ilk anda ''Bu kitabı alacağım'' duygusu vardı.
Ama tam tersi oldu:))
Bilgilendirme çok güzeldi..
Sevgiler..
Zeugma,
Yorumundan anladığım kadarıyla bu yazımda sağ gösterip sol vurmuşum demek..:))
Sevgiler..
Merhaba,
ilk yorumdaki fatma ben:)
Aslında Nermin Bezmen'e haksızlık etmekde istemem. İmge doğru eleştiriler yapmışsın,teşekkürler.
Her insanın doğrusu olduğu gibi bu aşkda N. Bezmenin doğrusudur. Ve inandığı şekilde hem de acısı çok yeniyken yazmış bunları. Ancak roman olmadığı kesin ve roman tekniğiyle yazılsaydı da oldukça sıradan olacaktı. Galiba artık böyle mutlu sonla biten aşklar ve oldukça klişelere bağlı kalması inandırıcılığını yitirtiyor, o yüzden "beyaz dizi" gibi dedim.
Gerçi satır aralarında belki yazarın farkında olmadığı öyle şeyler var ki, sıradan ve pek de toz pembe aşk değilmiş.
Neyse, roman okumak isteyenler için değil bu kitap ve sen güzel şekilde belirtmişsin. Roma için başka kitaplarına bakacağız artık:)
sevgiler.
Yorum Gönder