Pornografi

G-Mall'dayız.. Ama bu kez sinema için değil, farklı bir nedenle geldik buraya .. DOT'un DOT Bilsarda'dan sonraki ikinci mobil projesi DOT Marsta kapsamında bizlere sunduğu Pornografi oyununu izleyeceğiz. Yine küçük bir grup halinde karanlık bir odaya toplanacağız ve inanılmaz etkili bir gösteri izleyeceğiz.


















Oyunun yazarı Simon Stephens 1971'de İngiltere'de doğmuş ve 2005'ten bu yana Londra Royal Court Tiyatrosu'nun edebi biriminde çalışıyormuş. İçinde yaşadığımız rastgele şiddet dünyasını acımasız ve gerçekçi bir biçimde aktaran bu başarılı oyun yazarının son dönem oyunlarının tümünde politik bir boyut da bulunduğunu hatırlatayım. 2008 yılında yazdığı Pornografi adlı oyun için de aynı şey geçerli.

Murat Daltaban'ın yönettiği oyunun sertlik dozunun Mısır Apartmanı'na nazaran bir derece daha düşük olduğunu söyleyebilirim, ama merak etmeyin, etkililik dozunda bir düşüş yok. Yedi farklı bölüm içinde yedi tane sıradan hayat kesiti görüyoruz. Hepsinin ortak özelliği Londra'da olmaları ve aynı altı günlük süreç içinde yaşadıkları ve hissettikleri. Bu altı günlük süreç ise 2005 yılının Temmuz ayında gerçekleşen dört olayı kapsıyor. Bu önemli olaylar ise Live 8 Konserleri, G8 Zirvesi Toplantıları, Londra'nın 2012 Olimpiyat Şehri seçilmesi ve sonucunda onlarca kişinin ölüdüğü, üç metro istasyonu ve bir otobüse yapılan terör saldırısı. Bu denli önemli olayların insanların hayatları ve daha da önemlisi iç dünyaları üzerindeki etkilerinden yola çıkarak anlatılan açığa çıkmış duygular, duygusal patlamalar, bunalımlar, yalnızlık, kayıtsızlık ve yabancılaşma hallerini izliyoruz.

Hatice Aslan, İpek Bilgin, Emre Yetim, Berrak Kuş, Cemil Büyükdöğerli, Umut Kurt, Gizem Erdem ve Hakan Meriçliler'in rol aldıkları oyundaki favorilerime gelince... Son bölümde çıkan ve yalnız ve yaşlı bir kadını canlandıran İpek Bilgin'e bayıldım. İlk bölümde çıkan ve evli, bir çocuğu olan, hafif bunalımlı bir şehir kadınını canlandıran Hatice Aslan çok başarılıydı. Önceden Ali Poyrazoğlu'nun Tak Tak Takıntısı'nda izlediğimiz Berrak Kuş ve DOT'un başka oyunlarında da yer alan Cemil Büyükdöğerli'nin birlikte iki kardeşi oynadıkları bölüm çok etkileyiciydi. Bir de Umut Kurt'un hikayesine ve anlatış tarzına da bayıldım.

Biri beni durdursun lütfen!! Gördüğünüz gibi bana kalırsa ben DOT'un tüm oyuncularına ve oyunlarına bayılıyorum... Aklıma gelmişken Mars Entertainment Group'a da bayılıyorum. Acaba buradan yola çıkarak DOTMarsta'nın benim için mükemmel bileşim olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle! Evet, adı üstünde mobil proje, ama DOT önümüzdeki sezonlarda da Mars'tan seslense bizlere bence süper olur. Ne dersiniz?

Biletler için buraya buyrun. Oyuna gitmeden önce de şu videoya bir göz atmak isteyebilirsiniz belki...

İyi seyirler!

2 yorum:

Ayşe'nin Kitap Kulübü dedi ki...

Merhabalar Sevgili İmge;

Ben de her iki oyuna birden gittim. Açıkçası Shopping and Fucking'i çok daha iyi bulduğumu söylemeliyim. Hatice Aslan,Berrak Kuş ve Cemil Büyükdöğerli benim de en başarılı bulduğum oyuncular oldu. Ama ne yazık ki İpek Bilgin'in sonda söylediği şarkı veya eşlik etmesi beni hayal kırıklığına uğrattı. Ancak Shopping and Fucking bence çok iyiydi.
Sevgiler
Billur

Imge dedi ki...

Billur selam,

Sana katılıyorum. Shopping and Fucking bence de daha iyiydi. Zaten bence bu oyun diğer tüm Dot oyunlarından tarz olarak daha farklıydı. Ve sevdiğim bir oyun olmasına rağmen DOT listemde en ön sıralarda değil.

İpek Bilgin'in rahatsız edici şarkısını da sen diyince hatırladım bak..:) gerçekten de öyleydi, ama o rahatsız edici karakterle (ve aslında diğer tüm rahatsız edici karakterlerle) de pek uyumlu gelmişti kulağıma. Hatta onların rahatsız ediciliklerini artırıcı bir etki bile bırakmış olabilir bende..Ya da belki de fazla kaptırmışımdır kendimi, kim bilir..:)

Sevgiler..