Bu hafta elimde Ali Poyrazoğlu'nun Ödünç Yaşamlar adlı kitabı vardı. Aynı adlı tiyatro oyununa gidememiştik, ben de kitabını okuyayım dedim. Beşiktaş'taki bir sahaftan kitabı alırken belki tiyatro oyununun da metni olabilir diye düşünmüştüm, ama değilmiş. Daha çok sohbet havasında yazılmış, 1998 yılından kalma ama hâlâ çok güncel kısa yazılarının yer aldığı keyifle okunan bir kitap. Ali Poyrazoğlu'nun o zamanlar yazdığı gazetede de yayınlanan yazılarından o çok beğendiğim duruşunun ve fikirlerinin yansımasını görebiliyorsunuz. En önemli sanat türü olan Yaşama Sanatı'nın sürekli sorular sormayı önerdiğini savunan sanatçının sorgulayan kalemi kimi zaman siyasete, kimi zaman turizme, kültür ve sanata, eğitime, ama her zaman insana dokunuyor. Ve bu dokunuşuyla zihninize gerçekten çok iyi geliyor. Tavsiye ederim.
Bu haftaki tiyatro biletlerimiz de Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda Ali Poyrazoğlu ve Nilgün Belgün'ün oynadıkları İyi Günde Kötü Günde oyunu için alınmış, bizi bekliyorlardı. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Şişli Camii'nin hemen arkasında Adliye'ye çok yakın olan Arzu Pasajı'nın içinde yer alıyor. Koltukların arasındaki mesafe az olmasına rağmen güzel bir sahne ve salon olduğunu söyleyebilirim. Duvarlarında yer alan dünyanın dört bir yanından alınmış masklara ise bayıldım. Hatta Ali Poyrazoğlu doğum günümde bana şu sağ üst resimdeki sol baştan ikinci sırada yer alan maskı hediye ederse ben de ona çevirdiğim kitapların hepsinin yer aldığı yaklaşık 20 kitaplık bir hediye sepeti gönderirim! :))
Neyse, kısaca oyundan bahsedeyim size. Fransa'da çok beğenilen farklı bir stil denemesi sayılabilecek bir aşk oyunu bu oyun. Müzikli bir güldürü. Ali Poyrazoğlu elleriyle uyarlamış oyunu, dolayısıyla arkada çalan müzikler, gönderme yapılan durumlar, anılan isimler hep bize ait. Çok sade bir sahne var karşımızda: Yalnızca iki koltuk ve iki tablo! Ama aslında Savaş ve Leyla'nın aşk hikayesine eşlik eden Cücü, ölmüş köpekleri Bıdık, Lulu, temizlikçi Hatçe Hanım, şarap kadehleri, barmen, araba, not defteri ve başka bir sürü şey var. Onları da adeta sahne üzerinde net bir şekilde görebiliyorsunuz. Elbette bu da iki usta oyuncunun başarısı olsa gerek. Usta oyuncu demişken Savaş'ın sabaha karşı bir saatte Leyla'ya telefon ettiği o sahnede Ali Poyrazoğlu'na bir kez daha hayran kaldığımı söylemeliyim. Çok güldüğümüz bu oyundan bana kalan aşka dair düşünce ise ilişkilerdeki tazeliği, sıcaklığı, kıpırtıyı ve ilgiyi hep canlı tutmak gerektiği oluyor. Emek olmadan yemek olmayacağına göre aşk gibi yüzümüzü parlatan, gözlerimizi ışıldatan muhteşem bir duygu için de elbette emek verilmeli. Hem de seve seve... :)
Oyunun şimdilik belli olan tarihlerini yukarıdaki resimde görebilirsiniz. Yer ayırtmak için de Biletix'e değil gişeye buyrun: 0-212-240 43 44.
İyi seyirler!
2 yorum:
iyi günde kötü gündeyi henüz seyredemedim ama kobay ve ben eskiden küçüktüm'ü seyrettikten sonra ali poyrazoğlu'nun oyunculuğuna hayran kaldım. Hala oynuyo mu bilmiyorum ama yakalarsanız kaçırmayın derim.
Lisya,
Kobay'ı kaçırdım ama Ben Eskiden Küçüktüm'ü ben de bayılarak izlemiştim. Galiba Ben Eskiden Küçüktüm ve Tak Tak Takıntı hâlâ ara sıra oynuyor. Takip etmek gerek..
Sevgiler..
Yorum Gönder