Biliyorsunuz 3-18 Nisan arası İKSV'nin düzenlediği 29. İstanbul Film Festivali var. Önce o festival kapsamında gösterilecek filmlerden görmek istediklerimi sizlerle de paylaşmak istiyorum. Bu arada biletleri festival sinemalarının gişelerinden saat 10.00'dan itibaren alabilirsiniz. Yalnızca City's sinemasından almayı düşünüyorsanız gişenin öğleden sonra 15.00'te açılacağını belirteyim.
Benim film listem (uygun gün ve seansı olduğunu düşündüklerim):
Aşkın Son Mevsimi - Tolstoy ile kırk sekiz yıllık karısı ve esin perisi Sofya arasındaki aşkın hikâyesini izlerken büyük yazarın hayatının son yılına da tanık olacakmışız.
Yenmek - Mussolini'ye ve ideallerine kalpten inanan, tüm varlığını onun başarısı uğruna feda eden, ancak zalimce harcanan Ida Dalser'in inanılmaz ama gerçek hikâyesi.
Ayrılık - Sibel Kekilli, Settar Tanrıöğen, Derya Alabora üçlüsünü gördüğüm için merak ettim. Almanya'da yaşayan Türklerin yaşadığı kültür ve değer çatışmalarının konu edileceğini sanıyorum.
Annemi Öldürdüm - Cannes'ın en çok konuşulan filmlerinden biri olan bu filmin merkezinde, annesini sevmeyen eşcinsel lise öğrencisi Hubert var. Annesinin düzenbazca manevralarından ve suçluluktan bunalmış, onu küçümsemekten kendini alamıyor. Kısacası bir aşk/nefret ilişkisi!
Şişkolar - Şişkolar pizzadır, dondurmadır, tatlıdır, kaloridir ve suçluluktur, arzudur, korkudur, umuttur, hayallerdir, sekstir, ailedir, aşktır... Mutlu, iyimser, muhteşem, acı, duyarlı, hafif, derin... Bir komedi, bir dram, bir çelişkiler yumağı... Hayat bu işte! (Bence yeterli açıklama!)
Hücre 211 - Hayatta kalmak için mahkûm rolü oynamak zorunda kalan bir gardiyan adayının hikayesi...
İso'cumun istediği iki film daha var ama zamanları bize pek uymayacak gibi görünüyor: Şişme Bebek ve Tülay German: Kor ve Ateş Yılları. Ayrıca Başka Dilde Aşk ve Vavien'i izlememiş olanlar da festival fırsatını değerlendirerek bu filmleri görebilirler. İlginizi çekebilecek bir diğer film listesi için Kediler ve Kitaplar'a da göz atmanızı tavsiye ederim.
Gelelim tiyatro festivaline.. Yine İKSV'nin düzenlediği 17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali ise 10 Mayıs-10 Haziran arasında gerçekleştirilecek. Biletler bugün satışa çıktı ve Şişhane metro çıkışında bulunan İKSV Binası'ndaki ana gişeden ve Atlas Sineması'ndan da alınabiliyor (10.00 ile 20.00 arası).
Programa kısaca göz attığımda da bu festival kapsamında gitmek istediğim üç oyun olduğunu görüyorum.
Bunlardan biri Selçuk Yöntem'in baş rolünde olduğu bir Çehov klasiği olan Vanya Dayı.. Tiyatro Pera tarafından oynanıyor olmasının da müzisyen arkadaşım Ezgi'nin de o grupta yer almasından dolayı benim için ayrıca bir önemi var.
İkinci oyun DOT'un festival için hazırlamış olduğu Malafa adlı oyun. Türkiye'nin en büyük kuyumcusu Topaz Jewellery Center'da geçen bu oyunda alıcılar, yani turistlerle, satıcılar, yani tezgâhtarların çarpışması anlatıyormuş.
Son olarak Phedra'nın Aşkı da İzmirli bir tiyatro grubunun Kumbaracı50'de oynanacak ve in yer face akımı örneklerinden biri olan oyunu olduğu için ilgimi çekmiş bulunuyor.
Bakalım ilerleyen günlerde hangilerine bilet bulup, zaman ayarlayıp, gidebileceğiz. Hepimize şimdiden iyi seyirler...
Not: Yazımı yazdıktan sonra Hayal Kahvesi Bistro'dan bu bu maili aldım ve onu da sizlerle paylaşmak istedim. Bu da Hayal Kahvesi Bistro'nun hepimize festival kıyağı olsun! Ve bu güzel fikir için de Hayal Kahvesi Bistro'ya helal olsun! :)
2 yorum:
Bugün festivaldeki ilk filmimize gittik. "Paris'te son Konser" baştan biraz saçma bir komedi gibi gelişen film, sonlara doğru öyle bir hal aldu ki... gerçekten bayıldım. Tıklılm tıklım dolu olan salon da gözyaşları ve alkışlar içnde terk etti sinemayı...
Ayşe,
Bu kadar şevkle festival programlarını inceledim, film ve oyunları seçtim ve bugün de bir arkadaşımla biletleri almaya gittim ama feci geç kalmışız.. Elimiz bomboş döndük. İstediğimiz gün ve saatlerde hiç yer yoktu! Üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim bu doluluğa! :)
Yine de seans öncesinde şansımızı deneyebilirmişiz, çünkü davetlilerden gelmeyenler oluyormuş.. O yüzden her ihtimale karşı Paris'te Son Konser'i de listeme alıyorum, ama pek ümitli değilim bu kez..
Yorum Gönder