Bana göre düzgün adam olmak, hayatın her alanında doğru, dürüst, tutarlı, ilkeli, ahlaklı, vicdanlı, güvenilir ve adil olmayı gerektirir. İşine geldiği zaman veya rüzgarın yönüne göre çark etmeden, zor olanı seçmek ve uygulamak pahasına doğruları yapmayı ve savunmayı gerektirir. Özel hayatına, dostluklarına, işine ve iş arkadaşlarına sahip çıkmayı ve onları ilgilendiren meselelerde yaptıkların ve söylediklerin konusunda sorumluluklarının bilincinde olmayı gerektirir. Peki, söyler misiniz, ekrandan tanıdığımız simalar arasında bu özelliklere uyduğunu düşündüğünüz, her yönüyle örnek alınabilecek kaç kişi sayabilirsiniz? Bana göre Uğur Dündar herkesin listesinde yer alacak ve hatta sayılan tüm isimlerin en başında gelecektir.
67 yıllık yaşamı boyunca ardında hiçbir şüphe lekesi bırakmadan bugünlere gelmiş, çevresine ışık saçan ve her ortamda dimdik ve şık duruşuyla görmeye alıştığımız bu başarılı gazetecinin biyografisini okumak ilginizi çekiyorsa, sizlere Nedim Şener'in yazdığı ve Doğan Kitap'tan çıkan İşte Hayatım'ı tavsiye ediyorum. Hepimizin çocukluğumuzdan beri pek çok haber dosyasıyla adını duyduğumuz Uğur Dündar'ın herkesin örnek alabileceği en önemli noktanın sadece işini (elbette severek ve çok çalışarak) yaparak ve ahlaksız tekliflere hayır diyerek de çok iyi yerlere gelmenin mümkün olduğu gerçeği olduğunu düşünüyorum.
Hayatının hiçbir döneminde göz kamaştırıcı tekliflerin cazibesine kapılarak ve maddi çıkarlar güttüğü için yolundan sapmamış; her zaman herkese verdiği sözlere sadık kalmış; kimsenin özel hayatına girmeden, kimseye bel altından vurmadan gerçekten skandal sayılabilecek haberleri ortaya çıkarmış; suçluya, suçsuza, zengine, yoksula aynı saygılı ve kibar tavrıyla yaklaşım göstererek hepsini insan yerine koymuş, kimseyi ucuz reyting uğruna ekranların önünde aşağılamaya falan kalkmamış; zıt kutupların kendini güvenle ona teslim edebildiği adil bir haberci olmayı başarmış biri olmakla ne kadar gurur duysa az olsa gerek. Hem mesleki alanda hem de insan olarak idol olabilecek Uğur Dündar'ın örnek alınabilecek bir özelliğinin de güzel Türkçesi olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar 12 Mart 1971'de kullandığı güzel Türkçe yüzünde komünist sanılmış (!) olsa da O bu konudaki görüşlerini şöyle açıklıyor:
"... her şeye rağmen o zamandan bu yana güzel Türkçemiz varken yabancı sözcüklerin kullanılmasını çok tuhaf buluyorum ve ayıplıyorum. Bu eğilimin ilimizi yozlaştırdığına, toplumla bağlarımızı kopardığına inanıyorum..."
Bu kitapta Vefa Lisesi'nden beri dostluğunu devam ettirdiği Müjdat Gezen, Kemal Sunal, askerlik döneminde tanıştığı ve medya dünyasındaki en yakın dostu olan Haluk Şahin, ailesi, yazılarıyla kendisine her daim destek vermiş olan adaşı Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, İsmail Cem, Emin Çölaşan, Aydın Doğan, Uzanlar gibi isimlerle ilişkilerine dair notlar okuyacaksınız. TRT yıllarından bugüne kadar ekibiyle birlikte ortaya çıkarmış olduğu büyük skandallarla ilgili hafızanızı tazeleyeceksiniz. Henüz yeni kurulmuş olan TRT ekibiyle Münih'te Olimpiyatlarını sunarken, Fahrettin Aslan'ın teklifini geri çevirirken, komşuları apartmandan taşınmasını istediğinde, seyahat şirketlerinden kuaförlere kadar adını kullanarak prim yapmaya çalışan kişilerle karşılaştığında, ilk filmini çekerken, tehditler aldığında, kendisine iftiralar atıldığında neler yaşadığını ve bu olaylara bakışını öğreneceksiniz.
Doğruluk ve dürüstlüğün simgesi olmayı gerçekten de hak eden, Türk medyasının gururu olduğunu düşündüğüm isimlerden biri olan Uğur Dündar'ın şu ana kadarki dopdolu yaşam öyküsünden çıkarılacak çok ders var. Dilerim bu güzel yaşamını eşi ve çocuklarıyla ve elbette bizlerle birlikte çok uzun yıllar boyunca sağlıklı, mutlu ve başarılı bir şekilde sürdürür. Ve Nedim Şener de bu başarılı ismin bundan sonraki yıllarını da yine bir kitap haline getirir.
Not: Hayattan her türlü dersi çıkarmaya zamanımız ve fırsatımız olmayabileceğinden dolayı biyografilerin inanılmaz yararlı olduğunu düşünen biri olarak bu aralar bu konuda bir kıpırdanma görüyor gibiyim kitap dünyasında. Halide Edip Adıvar ve Nilüfer de henüz almadığım ama okumayı düşündüğüm biyografiler arasında yer alıyor. Örneklerin daha da artması dileğiyle hepinize kitaplarınızın içinde kaybolacağınız günler diliyorum.
2 yorum:
Ben de çok severim kendisini ve kitabı merak ediyorum, son postlarının hepsini okudum ama yorum yapmak buna kısmet oldu. Bir rehavet çöktü bana kitap bile okuyamıyorum.. Ama ilk sırada alacaklarımdan birisi bu:)
Nymphea,
Rehavetinin sebebi anlaşılıyor blogundan..:) Tekrar gözün aydın.. Bir süre okumasan da olur bu durumda, kesinlikle muafsın! :)
Yorum Gönder