Tebrikler Mahsun

Kendisini yakın takipteyim. "Lö lö meahsun," klibinden bu yana yaptıklarını görüyor ve inanılmaz takdir ediyorum. Kendini nasıl yeniden konumlandırdığını hayretle izliyorum. Yerden yere vurulmasının değil, emeklerinin hakkının verilmesinin gerektiğini düşünüyorum. Ben ilk filminden bu yana yaptıklarını çok takdir ederek izliyorum. Bana göre her filmi izlenmeyi hak ediyor. Beğenip beğenmemek herkesin kendine kalmıştır, ama Ahmet Hakan tarzında bir eleştiriyi hak ettiğini hiç düşünmüyorum.

Mahsun Kırmızıgül'ün ilk iki filmiyle ilgili görüşlerimden şu yazımda bahsetmiştim. Beyaz Melek'i sevmedim, ama Güneşi Gördüm'ü eleştirdiğim yerleri olmasına rağmen sevdim. New York'ta Beş Minare için de aynı şeyi söyleyebilirim. Genel olarak çok beğendim, ama kendime göre eleştirdiğim birkaç nokta var.

Öncelikle ilk yarıyı izlerken ağzım açık izledim diyebilirim. Çekimlere bayıldım. Birkaç koldan konuya giriş hoşuma gitti. Herkesin rolüne çok oturmuş olduğunu gördüm. Zaten muhteşem bir oyuncu kadrosuyla çalışıldığı görülüyor. Hiç haz etmediğim Mustafa Sandal'a bile bayıldım filmde. Mahsun Kırmızıgül'ün oyunculuğuna pek bayılmadım ama. Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama Haluk Bilginer her zamanki gibi mükemmeldi. Hatta filmin en iyi oyuncusuydu bana göre. Hacı Gümüş rolüyle yine kalbimdeki tahtını korumaya devam eden Haluk Bilginer bu filmde hüngür hüngür ağlama nedenim de olmuştur. Zira sonu biraz arabesk -ama hiç beklenmedik- bir şekilde biten filmde hayatı boyunca cehalete karşı savaş veren Hacı Gümüş'ün cehaletin pençesine düşmüş olması beni dağıtmıştır. (Ama itiraf ediyorum Hacı Gümüş, Haluk Bilginer olduğu için dağılmış olabilirim.)














İkinci yarıda daha Türk filmi havasına giren filmde daha yapay diyaloglar ve daha fazla mesaj verme kaygısı göze çarpıyordu. Bir de hani bu hoşgörü abidesi Hacı Gümüş zaten gerekirse polise teslim olurum diyorken neden o kadar tantana yapılıp kaçırıldı onu anlayamadım. Yani aksiyon filmi denemesi için mantık hatası yapmaya değer miydi bilemiyorum. :) Son olarak birkaç kolda giriş yapılan senaryoda bazı kolların havada kalarak hiçbir yere bağlanmadığını ve birtakım kopukluklar olduğunu söyleyebilirim. Ama başta da dediğim gibi tüm bunlara rağmen filmi genel olarak beğendim. Mahsun Kırmızıgül'ün her seferinde kendini daha da geliştirdiğini görerek emeklerinin karşılığını almasını ve bu yolda devam etmesini diliyorum. Ben şahsen kendisini izlemeye devam edeceğim.

5 yorum:

Galenović dedi ki...

Filmi izlemedim ancak en kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum. Şuradaki film eleştirisi ilgimi çekmişti. Okuduğunuzda filmle ilgili anlamadığınız kısımlar kafanızda oturabilir belki... Filmi izlemeden izlemiş gibi oldum ben nerdeyse...
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/bitlisten-okyanus-otesine-bir-magduriyet-hikayesi-haberi-35929

minik dedi ki...

Filmi genel anlamda ben de beğendim.Sadece Mahsun Kırmızıgül çok fazla mimik yapıyor.Yani fazla abartılı oynuyor.Yönetmenliğini ise her filminde geliştirdiğini düşünüyorum.

Imge dedi ki...

Galenovic,

Teşekkürler. Ben sizin yerinizde olsam filmi izlemeden bu kadar detaylı ve subjektif bir yorumu hayatta okumazdım bu arada..:)

Minik,

Yönetmenlik konusunda sana katılıyorum. Hatta oyunculukta kendini geliştirene kadar yalnız yönetmenlik bile yapabilir bence! :)

Sevgiler.

kiraz çiçegi dedi ki...

müziği bırakıp yönetmen-oyunculuğuna Mahsunun tam destek:) bende beğendim genel olarak, en büyük alkışda tabiki Haluk Bilginer'e:)

Imge dedi ki...

Kiraz Çiçeği,

Hep diyorum: "Haluk Bilginer sahneye çıkıp öylece dikilecekmiş" deseler bile yine de izlemek için en önden yerimi ayırtırım gibi geliyor. :) Benim normal olup olmadığım tartışılabilir elbette ama bana göre Haluk Bilginer'in oyunculuğu her zaman her yerde hiç tartışmasız bir numara!

Sevgiler..