Cumartesi akşamı DOTKoleksiyonda'da sergilenen Festen/Kutlama adlı oyunu izledik. Böylece bu sezonu da izlemediğimiz DOT oyunu kalmadan kapatmış olduk. Darısı önümüzdeki sezonların başına diyeyim. Bizi de üşenmeden taa oralara bu kadar büyük bir şevkle ancak DOT götürebilirdi zaten. Oyun Koleksiyon mağazasının Sarıyer'deki showroom'unun bahçesinde kurulmuş çadırda oynanıyor. Gerçi giderken az söylenmedim "Ne diye Mısır Apartmanı'nda ya da Mars'ta oynamıyorlar ki?" diye ama oyunu izleyince anladım ki böyle bir oyun ancak öyle bir alanda oynanabilirmiş. Hem açık hem kapalı alanların kullanıldığı bambaşka bir deneyim sizleri bekliyor. Birazdan hep birlikte oyunun oynanacağı çadıra geçeceğiz zaten. O yüzden şimdilik Koleksiyon'un içinde bekleyebilir ve krokiyi inceleyebilirsiniz.
Oyunun başlama saati olan 21.00'de DOT ekibinden birkaç kişi hep birlikte çadıra doğru gidebileceğimizi söylüyor. Çadırın hemen önündeki bir merdivende müzik yapan bir ikili duruyor. Ve bir de sigarasını içerken onları dinleyen Christian (Cemil Büyükdöğerli). Birazdan babanın (Köksal Engür) 60. yaş günü kutlaması başlayacağı için bütün aile buraya doluşacak. Bunun ailenin büyük oğlu Christian'ın zarif annesi Else (İpek Bilgin) ile konuşmasından anlıyoruz. Sonra sürpriz (!) bir hengame içinde Vosvos'larıyla kutlamaya gelen ailenin küçük ve arıza oğlu Michael (Rıza Kocaoğlu), karısı ve çocuğuyla tanışıyoruz. Biz hâlâ dışarıda, merdivenlerin önündeyiz ya, arabayı ondan biliyoruz. Sonra abla (Şebnem Bozoklu) da geliyor. Bir de Christian'ın intihar ederek ölen ikiz kız kardeşinin anısı var hepsinin yanlarında getirdiği. Böylelikle ekip tamamlanıyor. O zaman artık kutlama alanına geçebiliriz.
Bizler yerlerimize yerleşirken hizmetçiler de ziyafet masasını hazırlıyorlar. Birden Şölen oyunu aklıma geliyor. Tıpkı oradaki gibi bir yemek ortamı. Acaba her oyuncuyu daha iyi izleyebilmek adında burada da dönen bir platform olsa mıydı diyorum ki sonra herhangi bir oyunda değil DOT oyununda olduğumuz aklıma geliyor. Nasılsa biraz sonra hiçbir şey bu düzende kalmayacak diye düşünüyorum. Öyle de oluyor!
Kutlama olarak başlayan büyük aile buluşması müthiş bir aile içi yüzleşmeye dönüşüyor. Gerçi ilk başlarda ortaya dökülen acıtıcı gerçekler, suçlamalar, travmatik yaşantılar ne olursa olsun herkes, şimdiye kadar süregelen "üç maymun" yaklaşımını sürdürmeye devam ediyor. "Ağızlarının tadı bozulmasın" diye söylenenlerin etkisi yeterince şiddetli algılanmıyor, yemeklerine tatlı tatlı devam ediyorlar. Ama yüzleşme başladı bir kere, durmak bilmiyor. Ta ki herkesi, her şeyi, hâlâ barındırılan ufacık saygı kırıntılarını bile darmadağın edene kadar devam ediyor.
Yine Murat Daltaban'ın yönettiği ve ufak bir rol ile oynadığı bu oyun aslında bir sinema filmiymiş. Danimarkalı birkaç yönetmenin oluşturduğu avangart film yapım akımı Dogma 95'in ilk filmiymiş. Thomas Vinterberg’in yönettiği Festen (1998), Cannes Film festivali jüri özel ödülü dahil sayısız festivalde ödüller almış. 2004 yılında ise David Elridge tarafından sahneye uyarlanmış. Sonunda alternatif projeleri itinayla seçip bizlere getiren DOT ekibinin de kancasına takılmış. İyi ki de öyle olmuş.
Oyunculuklar açısından bence en öne çıkan isimler Cemil Büyükdöğerli ve Rıza Kocaoğlu'ydu. Usta oyuncu Köksal Engür de "leke tutmaz" baba rolünün hakkını vermişti. Bayıldığım DOT oyuncularından biri olan Umut Kurt'un bu oyundaki rolü kısa ve ikincil rollerden olsa da Nadim ile aklımda kalacak isimlerden. Bu oyun bence o en sert, en şiddetli, en tokat niteliğindeki DOT oyunlarından biri değildi. Ama kesinlikle çok güzeldi. Öyle bir alanın her yerini kullanarak, (canlı) müziklerle, dekor ve kostümlerle, bu kadar büyük bir kadroyla ve yine etkili bir oyun seçimiyle DOT bu kez gerçek bir şov yapmış bana göre. O yüzden bu oyunu görmenizi, daha sert oyunlarına nazaran, çok daha gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. :)
DOT Gişe tel: 0-212-232 44 40/ 251 45 45
Oyun alanına G-Mall'dan ya da Darüşşafaka Metro İstasyonu'ndan kalkan servislerle de gidebileceğinizi unutmayın. Telefonda bilet alırken servis kullanıp kullanmayacağınızı da belirtmeniz gerekiyor.
(Not: Görselleri de NTV'den ve Google Görseller'de önüme çıkan birkaç sayfadan aldım. Pek de iyi niyetle kullandım. Helal etmişsinizdir umarım.:) )
Mutlaka katılın bu Kutlama'ya!
Şimdiden iyi seyirler.
2 yorum:
Sevgili İmge,
Yazılarını okurken İstanbul'da yaşamadığım için içimi bir burukluk kaplasa da sanatsal etkinliklerden böylesine güzel ve detaylı haberdar ettiğin için teşekkür borçlu olduğumu hissediyorum sana...
Ellerine sağlık..
Sevgilerimle..
Zeugma,
Rica ederim. Keyifle okuduğuna çok sevindim. Ama içini burukluk kaplamasın lütfen. Onun yerine ara sıra İstanbul'a geldiğinde seçilmek üzere seni bekleyen bir sürü alternatif olduğunu bilmenin mutluluğuyla dolmalısın bence..:))
Sevgiler..
Yorum Gönder