Corvus Wine & Bites ve St Petersburg Buz Balesi

Cuma akşamı rakı-balık ve salaş meyhane ortamı sonrasında Cumartesi sabahı (daha doğrusu öğleni) ilk iş balık kokularımızdan kurtulduk. Daha sonra güzel bir kahvaltı ve kahve sefasının ardından gazetelerimize gömüldük. Akşam 21.00'da TİM'de olacağız. Ama öncesinde bir şeyler atıştırmak gerek, değil mi? Buz balesi öncesinde İso'cumun ne zamandır iş çıkışlarında gidelim diye beni çağırdığı ve "Tam senlik bir yer," dediği, benim de nedendir bilinmez naz yapıp bir türlü gitmediğim Akaretler'deki Corvus Wine&Bites'a gidelim dedik. Ve bundan sonra İso'cumun önerilerine derhal "tamam" demeye karar verdim. Gerçekten de tam benim tarzım olan süper bir yer burası.

Her biri özellikli atıştırmalıkları, sade ve şık servisleri, (eve aldığımız için onları önceden biliyordum) lezzetli şarapları, ilgili ve bilgili ve güleryüzlü ve sizi rahatsız etmeyen ama ihtiyaç anında elinizi kaldırmanıza gerek kalmadan adeta yanınızda biten servis elemanları ve sıcak ortamıyla bu güzel mekanı kesinlikle öneriyorum. Seçeceğiniz bir şişe şarabın yanına Ezine, sepet ve bir çeşit daha peynire eşlik eden Dükkan'ın füme eti ve kuru incir ve kayısıdan oluşan bir tabakla keyfe başlayabilirsiniz. Sonra küçük ısırıklardan damak tadınıza uygun birkaç tane seçebilirsiniz. Ben közlenmiş patlıcan, tahin ve kuru domatesli olanı kesinlikle tavsiye ediyorum. Enginarlı ve peynirli olan da çok güzeldi. Soğuk atıştırmalıkların ardından kırmızı şarap içtiğimiz için getirdikleri Rıdvan Usta’nın Trabzon tereyağında yapılmış kuru fasulyesiyle devam ettik. En sonunda da İso'cumun benim de tadına bakmam için yanıp tutuştuğu o muhteşem lezzetle kapanışı yaptık: Şans Restaurant'ın meşhur risotto üzeri kaburgası. Bunların hepsini yediğimizi görüp de şaşırmayın, çünkü burada tapas mantığı geçerli. Yani aşağıda gördüğünüz üzere Karga'mız minik porsiyonlar halinde sunuyor bu muhteşem lezzetlerini bizlere.


"Fotoğraflarının kalitesi yerlerde sürünüyor" diyenlere hemen hatırlatayım ki bunlar fotoğraf makinesinde çekilmediler. TİM'de makinemi kaptırıp da sonra sıra beklememek için fotoğraf makinemi evde bırakmıştım. Dolayısıyla gecenin çekimleri de İso'cuma ait. Akaretler'de Kahve Dünyası'nın yanında bulunan Corvus'un telefonu: 260 54 70. Özellikle hafta arası iş çıkışlarında bir-iki saat sohbet ve atıştırma için çok uygun, hafta sonu ise daha uzun uzadıya oturulabilecek bir yer olduğunu söyleyebilirim.

Sırada Kuğu Gölü var. Biliyorsunuz Black Swan sayesinde bu sene artık kuğu gölünün hikayesini, kara kuğunun kimin nesi olduğunu hepimiz ezberledik. Biz biraz daha pekiştirelim dedik çünkü Rus devlet buz balesinin harika bir iş çıkaracağını düşünerek bu gösteriyi kaçırmak istemedik. İyi ki de gitmişiz. Bir de şunu fark ettim bu gösteriyi izlerken: böyle göz alıcı kostümler ve belli bir hikaye örgüsüyle sunulan klasik müziği daha kopmadan dinleyebiliyorum sanırım.

Çaykovski'nin bu harika eserini iki perde halinde sergileyen buz balesi ekibi tam da tahmin ettiğimiz üzere kusursuzdular. İlk sahnede Prens Siegfried'ın 21. yaş günü kutlamaları vardır. Herkes prensin gözüne girmeye çalışır. Ana Kraliçe ise oğluna artık sorumluluk alması gereken yaşa geldiği ve kendisine uygun bir eş seçmesi gerektiğini söyler. Ana Kraliçe her yerde Ana Kraliçe anlayacağınız. :) Gecenin sonunda Prens kuğu avına çıkar ve ikinci sahne başlar. Burada Büyücü'nün kuğu bedenine hapsettiği ve ancak gece yarısı ile şafak vakti arası insan bedeninde olabilen güzel Odette ile tanışır ve ona aşık olur. Onu ertesi gün yapılacak kraliyet balosuna davet eder ve eşi olarak seçeceğini söyler. Ancak Odette ona hikayesini anlatır ve zaten gün doğarken Büyücü gelerek onu yeniden kuğuya dönüştürür. Üçüncü sahne balo sahnesidir. Prens'in aklı Odette'dedir ve üzgündür. Büyücü bir baron kılığında baloya katılır ve kızını da Odette'e çok benzeyen bir görüntüye büründürmüştür. Gerçekten de onun görüntüsüne kanan Prens Odile'e (kara kuğu) evlenme teklif eder ama gecenin sonunda nasıl bir yanılgıya düştüğünü anlayacaktır. Ormana Odette'i bulmaya gider ve son sahnede onu bulup Büyücü'nün kendisini nasıl kandırdığını anlatır. Mutlu bir beraberlik için tek şanslarının ölüm olduğunu gören Odette ve Prens, Odette'in annesinin gözyaşlarından oluşan gölde birlikte ölmeyi seçerler. Ve perde kapanır. Ve bizler için de bu orgazmik Cumartesi TİM'in otoparkından çıkış çilesiyle sona erer.

Bu ekip bir daha gelirse sakın kaçırmayın derim. Ama unutmayın, Corvus'u denemek için herhangi bir şeyi beklemenize gerek yok. Keyfiniz bol, ağzınızın tadı hep yerinde olsun!

Hiç yorum yok: